19 Ağustos 2014 Salı

Evrim ve Tesadüf

Evrim, canlılığın tesadüfen ortaya çıktığını söyler. Tesadüften bilim olmaz! Her şeyin tesadüf olduğunu söyleyen bir varsayımın bilimsel olduğunu söyleyemezsiniz. Bu açıkça çok saçmadır. Bu sebeple evrim bilim olamaz. Öyle değil mi?
Tam olarak öyle değil… Bir şeye/olaya/olguya tesadüf derken o olayın gerçekleşmesinin herhangi bir amaç üzerine gerçekleşmediğini ve o olgunun bilinç dâhilinde, özel bir plan sonucunda tercih edilmediğini ifade etmeye çalışırız. Örneğin yolda yürürken bir arkadaşınızla karşılaştıysanız bu karşılaşma tesadüftür zira yolda yürürken o arkadaşınızı görmeyi planlamamışsınızdır. Fakat arkadaşınıza telefon edip onu evinize davet ettiyseniz, arkadaşınızın evinizi ziyaret etmesi tesadüf değildir zaten plan dâhilinde gerçekleşmiş bir durumdur. Eğer yanlışlıkla kolunuzu bardağa çarparsanız ve bardak yere düşüp kırılırsa bardağın kırılması tesadüftür; fakat bardağı elinize alıp yere fırlatırsanız bardağın kırılması tesadüf değildir. Bizler bir şeye tesadüf derken o şeyin bilimsel anlamda açıklanamayacağını değil bir plan dâhilinde gerçekleşmediğini ifade ederiz. Örneğin şu an gökyüzünde hava açıksa ve buna tesadüf diyorsak kastettiğimiz şey, havanın açık olmasının nasıl gerçekleştiğini açıklayamayacağımız veya bunu tasvir edecek doğa yasalarına sahip olmadığımız değil havanın açık olmasının bir bilincin özel olarak tercih etmemesidir. Bu durumda bizlerin bir şeye tesadüf dememiz, o şeyi bilim dışı yapmaz. Yalnızca o şeyin bir plan dâhilinde gerçekleşmediğini açıklar. Örneğin Everest dağının var olmasının tesadüf olduğunu söylerken o dağın nasıl oluştuğuna dair hiçbir mekanizmamızın olmadığını değil, o dağın olmasını sağlayan fizik kuvvetlerinin bunu zorunlu kılmadıklarını ve özel olarak Everest Dağı’nı planlamadıklarını açıklamaya çalışırız. 

Tam bu noktada canlılığın tesadüfen oluştuğunu söyleyen biz, bunu söylerken canlılığı özel olarak tasarlayan ve planlayan bir sürecin olmadığını tasvir etmeye çalışırız. Bununla beraber canlılığın tesadüfen oluştuğunu söylemek kişisel bir görüş olup evrimin zorunlu sonucu değildir. Tıpkı Güneş Sisteminin doğal bir değişim süreciyle oluştuğunu kabul eden bir teist, bunun Tanrının iradesi altında gerçekleştiğini bu sebeple tesadüf olmadığını söylerken aynısını evrim süreci için de söyleyebilir. Bu sebeple diyorum ki evrimin tesadüfen gerçekleşmesi kişilerin dünya görüşlerine göre şekillenir. Fakat evrimin tesadüfen gerçekleştiğini söyleyenlerin görüşü de aynı zamanda bilim dışı ve “budalaca” bir görüş değildir.

Peki ya evrimde rastlantının yeri nedir? Tam bu noktada çeşitlenme mekanizmaları ile seçilim mekanizmaları arasındaki farkı anlamak gerekir. Evrim sürecinde çeşitlenme mekanizmaları herhangi bir plan dahilinde gerçekleşmez: canlılar çeşitlidir ve bu çeşitlilik kimi zaman doğaya uyumluyken kimi zaman değildir, kimi zaman karşı cinsi etkileyebilecekken kimi zaman değildir, kimi zaman grup içi dayanışmayı arttırırken kimi zaman bireysellik yönündedir. Evrimin çeşitlenme mekanizmaları tesadüfîdir. 

Fakat tam bu noktada seçilim mekanizmalarının tesadüf olmadığına rastlarız. Doğal seçilim çok sayıda çeşitten doğaya uyum sağlayanın yaşadığını söyler: doğaya uyum sağlayan bireylerin yaşama şansının artması tesadüfi değildir. Doğal seçilim yaşama şansını arttıran bireylerin yaşayabildiği için üreme şansının da artacağını söyler: bu da tesadüf değildir. Doğal seçilim üreyen canlıların kendine benzeyen canlılar oluşturacağını ve doğaya uyumlu varlıkların yeni nesilde artacağını söyler: bu süreç de tesadüf değildir. Doğaya uyum sağlayan canlıların yaşaması ve üremesi, bunun sonucunda da doğaya uyum sağlayan canlıların yeni nesilde daha baskın olması ve bu durumda popülasyonun gen frekansının değişmesi, rastlantı değil olması beklenen şeydir. 

Bunu bir analoji ile anlatmak faydalı olacaktır. Rastgele bir bölgenin rastgele seçilmiş bir noktasından bir avuç dolusu çakıllı toprak aldığınızı ve bu çakıllı toprağı bir eleğin içine attığınızı düşünün. Elekten geçebilen küçük kum taneleri gözden kaybolacak ve eleğin içinde geriye sadece eleğin deliklerinden büyük olan çakıllar kalacaktır. Eleğin üzerine görmüş olduğumuz çakıllar, günümüzde gördüğümüz canlılarken elekten geçen kumlar doğal seçilimin elediği canlılardır(Dikkat ederseniz bu durumda eleğin tam olarak o çakıllar için tasarlandığını iddia etmek de anlamsız olur.) Tam bu noktada tesadüfün evrimle ilişkisi ortaya çıkar: Seçtiğiniz herhangi bir noktadaki kum ile çakıl sayısı yani çeşitlilik rastlantısaldır fakat eleğin, küçük taneleri eleyip büyük taneleri bırakmış olması tesadüf değildir. Evrimde de durum bu şekilde işlemektedir. Herhangi bir zaman diliminde popülasyon üzerinde gerçekleşen çeşitlilik rastlantısaldır fakat seçilim mekanizmalarının, yaşayan ve üreyen canlılara karşı baskın özellik göstermesi tesadüf değildir.

Sonuç olarak bir şeyin tesadüfi olması o şeyin bilim dışı olduğunu göstermeyeceği gibi evrim süreci de salt tesadüften kaynaklanmaz. Evrim tesadüfi çeşitliliğin tesadüfi olmayan seçiliminden kaynaklanır.   

2 yorum:

  1. Alfa alfaa kitabın çıksın koşa koşa gidip alacam :)

    YanıtlaSil
  2. Alfa olay nedir? siteye bir ben erişebiliyorum sanırım. bana maille ulasabilirmisin? ozuncuk@hotmail.com

    YanıtlaSil