Eğer Tanrıyı reddetmek imkansızsa doğal olarak onu kabul
etmek zorunlu olacağından dolayıdır ki teist taraftarlar tarafından savunulan
argümanlardan biridir. Fakat tahmin edilebileceği gibi bu iddia felsefeciler
tarafından değil teolojik konulara yeni giriş yapmış bilgi seviyesi yüksek
olmayan kişiler tarafından sunulmaktadır. ‘Allah yoksa neyi inkar ediyorsun’
sorusu bağlamında oluşan bu iddianın sorunları ilk bakışta göze çarpacaktır.
Bizler bir şeyin var olup olmadığını söylerken, o şeye bir
özellik atfetmediğimiz için bahsi geçen argüman geçersizdir. Biz ‘Tanrı yoktur’
derken var olmayan bir şey hakkında bir olumlamada bulunmuyoruz; aslına
bakarsanız bir şeyin var olmadığını söylerken yaptığımız şey var olmayan
şeylerden söz etmekten ziyade bir özellikle alakalı olarak var olan her şeyden
bahsetmektir. Tanrı yoktur derken yapmaya çalıştığımız şey dış dünyada bir
gerçekliğe tekabül eden Tanrının aslında kabul edilmemesini savunmak değildir;
var olan hiçbir şeyin Tanrıya atfettiğimiz özelliklere sahip olmadığıdır. Bir
şeyin olmadığı savunulurken aslında her şeyden bahsederiz; İncelenebilecek her
şey arasında belirli özelliklerin doğrulanması sonucunda ona tanrı
diyebileceğimiz herhangi bir şey yoksa doğal olarak Tanrı da yoktur.
Ayrıca ‘tanrının
tanımı’ sorunsalı, tanrının varlığı probleminden önce gelir. Önce tanrının
olası tanımı yapılmalıdır, ardından bu tanıma uyan herhangi bir varlığın var
olup olmadığı tartışılmalıdır. Yani ‘K, L ve M özelliklerine sahip bir varlık
varsa bu varlığa Tanrı deriz’ ifadesinin ardından bu özelliklere sahip bir
varlığın dış dünyada var olup olmadığını tartışabiliriz ve eğer tanrı
reddedilmişse ‘Dış dünyada K, L ve M özelliklerine sahip herhangi bir varlık
yoktur’ denilmiş demektir.
1- Bir Tanrı varsa o Tanrı K, L ve M özelliklerine sahip olmalıdır.
2- Eğer Tanrı yoksa dış dünyada K, L ve M özelliklerine sahip bir varlık olmamalıdır.
3- Dış dünyadaki hiçbir şey K, L ve M özelliklerine sahip değildir.
4- Bu sebeple Tanrı yoktur
…gibi bir yöntemin ardından, bir ateist Tanrıyı
reddedebilir. Bu durumda reddedilmesi için tanrının zaten var olmuş olması
gerekmez. Yapılan tek şey belli özelliklerin var olan şeylerde bulunup
bulunmadığını inceleme işidir. O halde Tanrı, bir gerçekliğe karşılık gelmeden
reddedilebilir ve ateizm mümkün duruma gelir.
Aslına bakılırsa aynı yöntem kullanılarak her şeyin var
olduğu gibi saçma bir duruma; dolayısıyla çelişkili önermelerin bile zorunlu
olarak kabul edilmesi gerektiğine ulaşılabilir. Örneğin bir Müslüman’a ‘Zeus
yoksa sen neyi inkâr ediyorsun?’ denilebilir ve bu durumda Zeus’a da
inanılmalıdır. Oysa bu durumda ‘Tek ve eşsiz olan Allah vardır’ iddiası ile
‘Zeus vardır’ iddiası aynı anda kabul edilmelidir; fakat bu durum çelişkilidir
zira birbiriyle çelişen iki farklı önermenin ikisi aynı anda doğru olamaz. Eğer
tek tanrı olan Allah varsa Zeus olmamalıdır; Zeus varsa ‘Tek tanrı Allah’tır’
görüşü yanlıştır. Fakat bahsi geçen kanıtlama türü her ikisinin de doğru olduğu
sonucuna gitmektedir, bu sebeple bu metot terk edilmelidir.
Aynı zamanda ‘Eğer beş kenarlı üçgen yoksa neyi
reddediyorsun?’ denerek kendi içinde çelişkili olan bu kavram da ispat
edilebilir; oysa bu ifade bir gerçekliğe tekabül etmez. Bu durumda gerçekliğe
uymayan bir tanımlamayı doğruymuş gibi gösterdiğinden dolayı bu kanıtlama
metodu terk edilmelidir. Ayrıca fark edilecektir ki bu yol aracılığıyla akla
gelebilecek her şey kanıtlanabilir. ‘Tek boynuzlu görünmez at’ tanımından ‘Uçan
Spagetti Canavarına’ kadar her türlü hayal ürünü varlık, gerçekliğe işaret
ediyormuşçasına savunulabilir. Oysa bunları reddetmek için yalnızca bunlara
atfedilen özelliklerin gerçeklikte var olmadığını söylememiz gerektiğini her dindar
anlayacaktır. Aynısını bahsettikleri Tanrı tanımı için de yapmamız gerekir.
Üstelik yaratılışçı kesimin savlarını da bu yöntemle savurabileceğimizi
düşünüyorum: ‘Evrim yoksa neyi reddediyorsun’ ‘Ara formlar yoksa neyi
reddediyorsun’ ‘Yararlı mutasyonlar yoksa neyi reddediyorsun’ gibi soruları
sunduğunuzda büyük ihtimalle sorunun mantıksız olduğunu karşı tarafa
anlatabileceksinizdir.
Dindar insanların etrafta komik şapkalar, acayip sakallar, takkeler ve tesbih, haç vb. gibi eşyalarla dolaşıp bize ateizmini kendine sakla demeleri kadar abes bir şey yok. Din her yerde propaganda yapıyor, webde, televizyonda, medyada ve okullarda. Özellikle din tüccarları tarafından beyin yıkama derecesinde ideoloji pompalanır genç zihinlere. Bunlara karşı ses çıkarmayacak mıyız? Bunlardan hiç bahsetmeyip ateistlerin yaptığı sadece bilgilendirmek amaçlı paylaşımlara tepki göstermeniz hiç samimi değil.
YanıtlaSilAteistler, gelin ateist olun diye bir söylemde bulunamaz. Onlar sadece dinin karanlık gerçeklerini paylaşır ve insanları sorgulamaya davet eder. Taliban gibi örgütlerin yaptığı çağ dışı uygulamaların aslında kurana ve hadislere dayandığını söyler ki onlar gerçek müslüman değil diyenler bir kez daha düşünsün. İnsanları bilinçlendirmek için mücadele ediyoruz. Dini kurumların her yerde örgütlendiği bir ortamda bence inançsızlığın da örgütlenmekten başka çaresi yok.
Bizlerin davası teizm-ateizm davasından fazla, bizler cehalete karşı savaş içindeyiz. Ülkemizin gelişmesini ve bir yerlerden başlamasını istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki halkta cehalet oldukça kötü niyetli iç-dış mihrakların maşası olmaya devam edecekler ve bir arpa boyu yol almayı bırak, gericiliğin etkisiyle geriye gidiş başlayacaktır. Din hegamonyası altındaki toplumlar ve ülkeler hep geri kalmış 3.dünya ülkeleridir, istisnasız. Oralarda yoksulluk, yolsuzluk, kaos ve savaş eksik olmaz.
Gelecekte eğer bu ülke gelişecekse, yani belki, eğer ilerleyecekse bunu islam baskısını kaldırarak yapacaktır. Herkes ateist olmak zorundadır diye bir iddia atmıyorum, sorgulasınlar yeter. Dinleri sorgulamaktan korkmamaları şart. Korku beyni felce uğratır. İlerleme cesaretten doğar. Korku inanır, cesaret şüphe eder. Korku yere kapanır ve dua eder. Cesaret ayakta durur ve düşünür. Korku kaçar, cesaret ilerler. Korku barbarlık getirir, cesaret uygarlık. Korku tanrılara, şeytanlara, ruhlara inanır. Korku dindir. Cesaret bilim. Bunun için bir şeyler yapmanın zamanı geldide geçiyor.
Gerçekten harika bir yorum yazmışsınız, bilginize sağlık. Bu arada ilk yorum cidden çok komik.
SilDin ihtiyac karşılar. kim neye ihtiyac duyarsa ona dönüştürür.
SilSikimde değilsiniz.
YanıtlaSilİlk yorum o kadar komik ki.
YanıtlaSilİlk yorum bence de komik olmuş. İkinci yorumu beğendim. Küfür eden arkadaş sanırım inanan bir Müslüman.
YanıtlaSilKısa ve öz anlatmak gerekirse
YanıtlaSilTanrının varlığı ile yokluğunun hiç bir şekilde kanıtlanamayacağı kanaatindeyim.
Bu nedenle inanmak ya da inanmamak ikisi de pek farklı gelmiyor bana.
Her iki düşünce de bir terazinin iki ayrı kefesine konmuş eşit ağırlıkta.
Ben tartarım başka da bişeye karışmam
:)
bu yazıyı kım yazdı lutfen soylesın
YanıtlaSil