30 Kasım 2013 Cumartesi

Huzurdan Kanıt


> Sen hele bir namaz kıl, o huzurdan sonra ateist olmazsın.

Bir çok kişi namaz kıldıktan sonra, kabeyi tavaf ettikten sonra ve olası bir dini ibadetini yaptıktan sonra rahatladığını ve psikolojik olarak mutlu bir duruma girdiğini iddia ediyor. İddia sahipleri bununla kalmıyor, bu huzurun insanın dininin doğruluğunu gösterdiğini iddia ediyorlar. Açık söylemek gerekirse yıllar boyu kendi dinimin ritüellerini yaptım ve çok kişi bu ritüellerden huzur duysa bile ben hiç huzur duymadım, duymuyorum da. Dini ritüellerin hepsini zaman kaybı olarak görüyorum.

Bir Hristiyanın kilisede huzur bulması, bir müslümanın namazda huzur bulması, bir pastafaryanın makarna yerken huzur bulması oldukça garibime gidiyor. Tamam, makarnayı aç kalmamak için yersin de, tanrıya nasıl yaklaşıyorsun be dostum... Bir türlü anlam veremiyorum. Her din, diğer dinlerdeki ritüelleri saçma bulurken, benim islami ibadetleri de saçma bulmam garip değildir sanırım.

Üstelik bir dinin ibadetinden alınan huzur o dini doğru yapmaz. Bu sebeple her ne kadar huzur duysaydım bile yine ateist olurdum çünkü namaz kılsam da kılmasam da aynı kuranı okuyor aynı dini kaynakları inceliyor olacaktım. Yani asla şu tür bir şey söyleyemem ben: "Kutsal kitabımda çelişkiler var, şiddet hat safhada, ayrıca bu akıldışı bir kitap. Ama ibadetlerden huzur buluyorum, o halde dinim doğru!" Böyle bir şey söylemem çünkü akıl ile duyguların karıştırılmaması gerektiğini biliyorum. Bir dini doğru yapan şey ondan aldığınız huzur değil, o dini kaynakların gerçeklik ile uygunluğu olmalıdır.

Ayrıca bazı şeylerden alınan huzur ve mutluluk duygusu onları gerçek yapmayacaktır. Mesela Harry Potter romanlarını okurken bir huzur duyuyorsanız, bu Harry Potter'ı gerçek yapmaz. Eğer gerçekten bunu iddia ediyorsanız, gerçekten bir şeyin doğruluğunun, verdiği psikolojik etki ile doğru orantılı olduğunu iddia ediyorsanız kendinizle çeliştiğiniz anlamına gelir bu. Çünkü aynı şekilde, sayısız farklı dine mensup kişi de kendi dinlerinden huzur bulduklarını, bu sebeple o dinin doğru olduğunu savunabilir. Herkes kendi dininin ibadetlerini huzur verici bulacak ve o dine girmemi isteyecektir, öyle değil mi? O halde, aynı mantık hatasına düşerek tüm dinlerin doğru olduğunu savunmalıyız ki bu durumda tek gerçek dinin kendi dinleri olduğunu savunan kutsal kitaplarla çelişkiye girmiş oluruz.

Hadi bu çelişkiden de kurtulduk diyelim... "Sizin dini ibadetinizden aldığınız huzuru ben de insanlara dinsizliğimi anlatıyorken alıyorum" demem için önümdeki engel nedir? Bu durumda sizden dinsiz olmanızı istemem kadar ukalaca bir tavır olabilir mi? Ve ya ben Turan Dursun'un kitaplarını okurken mutlu oluyorsam ve kendimi huzurlu hissediyorsam bu dinsizliğin kanıtı olarak sunulabilir mi? Elbette hayır...

Ayrıca iddia edildiği gibi namazdan ve ibadetlerden aldığım huzu sebebi ile müslüman olmaya kalksaydım bile "Kültürel Müslüman" olurdum büyük ihtimalle. Ama bu beni inançlı yapmazdı.. Sadece kültürü yaşatmak için dini ritüeleri yerine getirirdim ve bunu tanrıya inanmadan da yapabilirdim. Günümüzde "Kültürel Yahudilik" adı altında yahudiliğin kültürünü devam ettirip aslında inanmamayan çok sayıda aile var. Aynı şekilde ibadetlerimi bir tanrıya inanmadan da yerine getirip huzur bulabilir bir insan. Yani ne kadar huzur bulursam bulayım, tanrıya inanç konusunda ateist olurdum.

Ayrıca iddia edildiği gibi namazdan alınan huzur insanı müslüman olmaya yöneltseydi, namaz kılan hiç kimse ateist olmazdı. Namazdan herkes aynı huzuru alıyor olsaydı ve gerçekten ibadetler ve huzur insanı o dine bağlasaydı dinden çıkma kavramı olmaması gerekirdi. Oysa şu an, daha önce defalarca namaz kılmasına rağmen ateist olan kişiler var. o halde "namaz kılsaydın, o huzuru bırakmazdın ve ateist olmazdın" gibi yanlış bir görüşü savunmak da hatalıdır

21 yorum:

  1. usta haklısında psikolojik bir rahatlatma etkisi olduğu doğru. nasılki (kendi yaşımdan örnek vericem) bütün gün ders çalıştığında görevini yerine getirmiş olma hissinin verdiği rahatlık ve huzur var ise namaz kılan insanlarda görevini yerine getirmenin verdiği huzuru yaşıyor. tabi görevden saydıkları şey görev değil o ayrı mesele

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katiliyorum. Huzur bulmak, görevini ödevini gerektigi sekilde yapan herkezde, odasini annesinin istedigi sekilde toplayan bir cocuktada olabiliyor...

      Sil
  2. çok güzel bir yazı zevkle okudum

    YanıtlaSil
  3. Kanıt olamaz bu kesinlikle.Ben de bilimsel bir şeyler okuduğumda huzur duyuyorum, bu bir şeyin kanıtı falan mı? Ama seni rahatlatıyordur ona bi' şey diyemem.

    YanıtlaSil
  4. Çoğu anksiyete ve panik bozukluğun altında hayat'ın belirsizliği yatar. Bu evren'de bilincimizin bir oluş amacı olsun yada olmasın, sorgulanan sorular aslında her zaman temeldir, neden veya nasıl gibi. Bir agnostik olarak insanoğlunun şu an evrenin ve bilicin oluşumu hakkında hipotezler denizinde yüzdüğünü herkes gibi görebiliyorum. Kesin bir cevap alınamamakla birlikte sorular katmerlenmekte gün aşırı. Bu belirsizlikte, neden var olduğunu ve ölümü sorgulayan bir bünye psikolojik olarak kendine has bir savunma sistemi yaratır. Bu savunma sistemi yaşanılan hayat'a anlam kazandırabilecek herhangi bir olgudan güç alabilir ki huzur dediğimiz hissiyatın temeli aitlik ve devamlılık düşüncesiyle doğru orantılıdır. Hayat'ımızın yada evren oluşumunda bir anlam olsun yada olmasın, bir yaratıcı olsun yada olmasın ki ben tüm bu düşüncelere "olabilir" - "henüz birşeyi kanıtlamış değiliz" gözüyle bakan bir insan olarak yaratıcı inancının ve bu yaratıcıya duygusal olarak bağlanmanın ve bilinç'in ölümden sonra devamlı olacağına inanmanın insanda çok büyük ölçülerde huzur sağlamasını normal buluyorum.

    YanıtlaSil
  5. Alfacim Uzun suredir seni takip ediyorum yazilarini dikkatle okuyorum cok yararli insanlari sorgulamaya itiyor ancak Benim takildigim bi sorun var Cevap olarak yazilarnda buldum ama tam olarak gene anliyamadm.... Insan toprakdan varolamaz cok dogru ama sana bi ornekle bisi suniyim Bir kalem Ustasi olmadan olamaz degilmi ? Atiyorum onu bir makine yapar ve o makineninde ustasi vardir ? O galde biz nasi olustuk kumdan gelmedik tamam. Ancak evrim teoriside pek cana yakin oldugunu soyliyemem bize kanitlar sunuyo ancak gercege yakin kanitlar tam olarak kesin dil zaten bilimde tam gerceklik demek degil gercege en yakin demek diye biliorm bu sorumu bi yanitlarmisin ? Kalemin bir ustasi varsa muhakkak onu yaratabilir icindeki mekanizmayi v.s v.s peki biz ??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok basit bir akıl yürütmedir: “Bir köprünün tasarlanması gerek dersin ama ondan daha karmaşık olan hayvan ve bitkilere tasarlanmış demezsin! Nasıl bir bakış açısı bu?”

      Evet bir köprü kendiliğinden var olamaz ama gördüğümüz tüm çeşitliliği ile canlılık kendiliğinden var olabilir. Sebebi basit, oluşma mekanizmaları farklıdır.
      Bir köprünün oluşabilmesi için tek seferde bütün parçaların aynı şekilde yerleştirilmesi zorunludur.

      Ancak bütün canlılar bir köprünün sahip olmadığı bir yetiye sahiptir: Üremek!

      İyi de üremek tasarım sorununu nasıl çözer? Olasılıkları bölerek ve gerçekleşmeleri için pek çok fırsat yaratarak. Yani olasılıkların evrimsel mantığa göre “tek ve büyük bir adımda” gerçekleşmesine gerek yoktur.

      Benim “Kendiliğinden oluşan resim benzetmesi” dediğim yöntemle bunun nasıl mümkün olabileceğini anlatayım:

      Diyelim ki elinizde boş tuvaller var. Ayrıca rastgele olarak çok küçük darbelerle tuvalin herhangi bir yerini herhangi bir renkle boyayabilen bir boya tabancanız var.

      Ulaşmak istediğiniz resmi aklınıza getirin ve resmin her küçücük noktası hayatta kalmayı kolaylaştıran bir adaptasyona benzetilsin. Tuvalleri boya tabancasının rastgele tuşuna basarak çok az boyayalım. Boya darbelerinin tıpkı evrimsel değişim gibi çok küçük olduğuna özellikle dikkat edin. Küçük bir olasılıktır, ama muhtemelen boya tabancasını kullanarak tuvale çizdiğiniz küçücük lekelerden bazıları tam olarak istediğiniz resimdeki bölümle aynıdır. Bu tuvalin kopyaları daha fazla olur ve hiç benzemeyen tuvalleri ise yakarız. (doğal seçilim)

      Şimdi “küçük ve resimle aynı nitelikte lekeye sahip” tuvali çoğaltmaya ve her tuval neslinde ona yine küçük değişiklikler eklemeye çalışalım. Kademeli tuval evriminin, çok küçük değişikliklerle, hammaddesi (mutasyonlar) rastgele olsa bile aklınızdaki resme benzemeye eğilimli olduğunu fark ettiniz mi? Bu tarz bir süreci boyama sürecinde işletebilseydik, hedeflediğimiz resme ulaşmamız uzun zaman içinde de olsa mümkün olmaz mıydı?

      İnsanların en büyük hatası saf tesadüfün zıttı olarak görebildikleri tek şeyin zeki tasarım olmasıdır. Ancak kademeli evrim, rastgele değişimi seçici mekanizmaları dolayısıyla salt tesadüfi bir sürecin çok daha ötesindedir.

      Bir resim “tesadüfen” oluşamaz ama bir canlı, kademelere bölünmüş olasılıkların nesiller boyunca yavaş yavaş gerçekleşmesinin sonucu olarak rahatlıkla oluşabilir. Sağduyuya aykırı görünebilir ama her türlü kanıtın gösterdiği bariz gerçek budur.

      Sil
  6. Bence, namazdan mutuluk duyma meslesini buyutmek gereksiz.
    Bu durum elbette psikolojik bir durum, Aynen PLASEBO denen olay gibi.
    Yani bir insana bir yeri agridiginda, HAP ADINA , hapa benzer, seker ver, agrisi yuzde 90 nin üzrinde gecer.
    Namaz veya hata dine inanmak, ya da kendi acizliginden kurtulmak icin bir tanriya,
    yani muslumanlar icin allah´a inanmak onlari piskolojik olarak rahatlatir.
    vs .....!

    YanıtlaSil
  7. ben pastafarian'ım makarna yerken huzur buluyorum , ketçap ayrı tabi

    YanıtlaSil
  8. Pastafaryanizmi islamiyet ve hristiyanlikla ayni kefeye nasil koydunuz anlamak mumkun degil. Pastafaryanizmin ne amacla ortaya ciktigi hakkinda bi fikriniz yok sanirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. [İroniyi Göremedi]

      Sil
    2. "Bir Hristiyanın kilisede huzur bulması, bir müslümanın namazda huzur bulması, bir pastafaryanın makarna yerken huzur bulması oldukça garibime gidiyor" yazıp ironi yapmak... :D buna ancak kadir inanir



      Sil
  9. Eline sağlık çok yardımcı oldun her kinu gibi çok başarılı

    YanıtlaSil
  10. Alfa sen hic gercek muslumanlarla ve bilgili kisilerle konusmamissin emin ol oyle birini bul da bi konus her sorunun cevabi var gercekten...senin konustuklarin yada senin gordugun muslumanlar atadan gorme musluman. Tam anlamiyla neye inandigini bilmeyenler . keske neye inandigini tam manasiyla bilen kisilerle karsilassan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte hiç tam manasıyla bilen yok sorun orda

      Sil
    2. zaten olmadığı için neye inandığını bilen birini bulamayacaktır bkz:neden o kadar çok mezhep vardır?

      Sil
  11. burak külcü10 Ocak 2014 20:44

    cuma namazlarına zorla girip huzur bulduğumu sanıyordum. yada sabahın erken bir saatinde uyanıp sabah namazını kılarken.. ancak bir süre sonra bunun huzur değil sadece annemi tatmin ettiğimde ki mutluluk olduğunu anladım.

    YanıtlaSil
  12. bu adamlar hazcıların bi türevi(huzur ve rahatlık veriyor o halde var.huzur ve rahatlık bir duygu biçimidir adamlar var olduğuna duygularıyla karar veriyor.hadi hayırlısı)

    YanıtlaSil