20 Kasım 2013 Çarşamba

Bigbang - Tanrı - İslam


Günümüz teologlarının, dindar felsefecilerin, dini benimseyen bireylerin bitmek tükenmek bilmeyen sevdası: Din ile bilimi uyuşturmaya çalışmak... Bunu o kadar sık görüyoruz ki hangi iddiaların sunulduğu yerine hangi iddiaların sunulmadığını saymak daha kolay olur desek yeridir. O kadar çok iddia dönüp dolaşıyor ki "Kutsal kitabımızda Büyük Patlama yazıyor" demedikleri kaldı. Pardon ya onu da demişlerdi değil mi ?

O halde bu yazıda bundan bahsedelim biraz. Şöyle ki Caner Taslaman da dahil olmak üzere günümüz müslümanlarından ve genel anlamda semavi din yandaşlarından çok duyduğumuz bir iddiaya göre şunlar sıralanabilir:

1- Modern bilim bize evrenin başlangıcı olduğunu gösterdi. Bunun yanlışlığını tarih boyunca materyalist filozoflar savunmuştur. Evrenin başlangıcı olması tanrıyı kanıtlar, materyalizmi çürütür.

2- Tarih boyunca bilim ve ateist felsefeciler bize evrenin sonsuz olduğunu söylerken bizim dinimiz evrenin başlangıcı olduğunu söylüyordu. Bu da mı tesadüf ateistler?

3- Bigbang Kuranda yazmaktadır.

EVRENİN BAŞLANGICI VE TANRI
İlk iddia öyle bir iddiadır ki tüm dindarları kendine bağlar. Bu kadar gayri-akli bir iddianın nasıl bu kadar çok takipçisi olduğunu anlıyor gibiyim. Neredeyse herkes evrenin bir başlangıcı varsa tanrı olmalıdır görüşüne sahip. Bu görüşe o kadar bağlılar ki evrenin öyle ya da böyle bir başlangıcı olduğunu göstermeye çalışırlar. Güya evrenin bir başlangıcı oluşu "ateizm argümanları" ile çelişiyordur. 'Evrenin ve maddenin başlangıcının olmasını kabul eden biri ateist olamaz' gibi genel bir yanlış kanı içindedir bu kişiler.

Öncelikle belirtmeliyim ki ne evrenin bir başlangıcı oluşu ateizmi "kıvrandırır" ne de materyalizmi "süründürür." Yeni Ateizm akımının fizik alanı üzerindeki öncülerinden sayabileceğimiz Lawrence Krauss ve ben de dahil olmak üzere bir çok ateist evrenin bir başlangıcı olması ile ateizmin beraber yürüyebileceğini savunuyoruz. Anlayacağınız ateizim kavramı ile kozmolojinin aşkı henüz bitmemiştir, üstelik ateizm akımı "Büyük Patlama Kuramı"nın kapısını çalıp 'Sorun sende değil tamamen bende, bu ilişki artık yürüyemez, ayrılmak zorundayız' dememiştir. "Hiç Yoktan Bir Evren" kitabında Krauss evrenin tanrısız ve hiçbir doğaüstü güç altında kalmadan oluşabileceğini savunuyor. Victor Stenger de "Başarısız Hipotez: Tanrı" kitabında evrenin başlangıcındaki değerleri ele alarak, bu değerlerin "tıpkı tanrının yokluğunda nasıl görmeyi bekliyorsak o şekilde" olduğunu söylüyor ve evrenin başlangıcında dahi bir tanrının müdahalesinin olmadığını savunuyor.

MATERYALİZM ÇÖKTÜ MÜ?

O halde şu ana kadar gördüklerimize dayanarak "Evrenin başlangıcının olması tanrıyı gerektirir" argümanının yetersizliğini anlayabileceğimizi sanıyorum. 1. maddenin diğer mantık hatası ise şudur:

1- Tarih boyunca materyalistler evrenin ebedi olduğunu savunmuştur.
2- O halde materyalizm evrenin sonsuzluğu ile denkleştirilebilir.
3- Evrenin başlangcı vardır
4- Dolayısıyla materyalizm çökmüştür.

Bu argümantasyonda mantık hatası bize gözlerini açmış sırıtıyor. Eğer tarih boyunca materyalistler evrenin ebedi olduğunu savunmuşsa, bu materyalizmin de evrenin ebediliği üzerine kurulu olduğunu mu gösterir? Bu görüşe göre evrenin ebedi olmadığı halinde materyalizm gerçekten darbe alacaktır ama malesef ki gerçek bundan çok daha farklı. Bu argümanı sunmak "Tarih boyunca Hintlilerde kast sistemi uygulanmıştır. Dolayısıyla bir Hintli özgürlüğü savunamaz" demek gibi bir şeydir. Bu örneğe bakarsak bir kişinin Hintli oluşu ile onun özgürlüğü savunup savunmaması arasında bağlantı kurulamaz. Aynı şekilde bir kişinin materyalizmi kabul etmesi ile evrenin ebediliğini kabul etmesi derin bir bağla bağlanmış değildir.

MUTLAK MUCİZE ARGÜMANI

Öncelikle her ne kadar evrenin yoktan varolduğunu söylesek bile bunu mutlak bir doğru ile savunamayız. Şu an teorik fizik alanında evrenin oluşumu ile ilgili çok sayıda hipotez dolaşıyor ve yoktan varolma da bunlardan biri. Sandığımızın aksine evren yoktan varolmamış olabilir. Şu an teorik fizikte en az yokta varolma kadar populer olan bir fikir var örneğin: "Sabun Köpüğü Modeli"

Bu modele göre, her evren bir sabun köpüğü gibi farklı bir boyuttur. Bizim evrenimiz, diğer paralel evrenler ile dans eden sayısız sabun köpüğü modelinden biridir. Bu boyutlar genişler ve bir süre sonra köpük evrenler o kadar genişlemiş olur ki farklı evrenler oluşturur. İşte bu Bigbang olabilir. Ve ya farklı iki köpük evren çarpışır ve daha büyük bir evren oluşturabilirler. Bu da bigbang olabilir.

Bunun gibi bir sürü hipotez ortaya atılıyor ve "yoktan varolma" bunlardan sadece biri. Gerçekten güzel bir kuram fakat mutlak değil. Ve Mutlak mucize argümanının bize söylediği ise "Değişebilir bilgiler mutlak olduğu iddia edilen bilgilerin ayağı niteliğinde olmamalıdır." Bu sebeple: yoktan varolma belki kutsal kitabı doğrular ama bu mutlak doğru değildir ki o kadar üzerinde duruluyor !

BİG BANG VE KURAN

"O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı? (Enbiya Suresi, 30) "

İddiaya göre Kuranda Bigbangin yazdığı ayet buymuş. Daha önce Bilimsel Dindarlık yazımda şu örneği vermiştim :

"Tebbet1: Ebu Lehebin elleri kurusun." bakın bakın işte el kurutma makinesi bundan 1400 yıl önce yazıyordu... "

El kurutma makinesinin icadının bu ayetten çıkarılması, Enbiya/30 dan Bigbangin çıkarılmasından daha kolaydır. Gerçekten de "göklerle yerin bitişik olması ve sonradan ayrılması" büyük patlamayı mı söylemektedir bize?

Mitlerde "Gökler ve Yerler"


Eğer gerçekten öyleyse, gerçekten de gökler ile yerlerin ayrılması bigbangi anlatıyorsa aşağıdaki çok tanrılı din olan Sümerlerdeki anlatım neyi ifade eder?


"Adı yokken göğün daha

Yerin daha adı yokken

Babaları okyanustan
Anaları Ki-ama-t kargaşasına
Sular karışıp bir oluyordu.
Gök, yerden ayrıldıktan sonra
Yer, gökten ayrıldıktan sonra
İnsanın adı konduktan sonra
An, göğü alıp götürdükten sonra
Enlil, yeri alıp götürdükten sonra. "

Ve ya aslı yine Sümerlerin "Enüma Elis" bulunan, Türk mitolojisinde geçen bu hikayeye ne demeli: "Büyük Tanrı Marduk, Tiamat'ı tuttu. Vücudunu ikiye bölerek bir parçasını yukarı attı, bundan gökler; bir parçasını aşağı attı, bundan da yerler meydana geldi."
Görüldüğü gibi gökler ile yerler tanrının vücudunda biraradaydı, daha sonra tanrının vücudu bölünüp, gökler ve yerler ayrıldı. Aynı anlatımın daha ilkel versiyonu sadece...

Alman Efsanalerinden Hint efsanelerine kadar sayısız mitolojide bu tür anlatımlara rastlayabiliriz. Hatta sadece göklerle yerin ayrılmasıyla sınırlı kalmayıp, ilkel dinleri incelersek bigbange atıf yapacak mitler bulabiliriz. Yani eğer Kuranda bigbang yazıyrsa bile bu şeref ilk ona ait değildir. Bu da onu mucize yapmaktan çıkarır.


Nasıl bir mucize


Şimdi de bahsi geçen ayetin, bigbang ile ne derece ilişkili olduğuna bakalım. "Göklerle yerin bitişik olması ve daha sonra ayrılması" bigbangi mi anlatır? Eğer gerçekten tanrının anlatak istediği buysa, kozmolojisi pek iyi değildi anlaşılan. Bigbang evrenin başlangıcından itibaren gelişimini ve genişlemesini açıklar. Evren yaklaşık 13,7 milyar yıl önce müthiş bir genişleme yaşamıştır. Dünya ise 4,5 milyar yaşındadır. Yani evrenin 9 milyara yakın zamanında Dünya diye bir gezegenden bahsedemiyoruz. Dünya bigbangten 9 milyar yıl sonra gerçekleşiyor ama bigbang göklerle yerin ayrılması oluyor öyle mi?

Bigbang sırasında henüz yer diyebileceğimiz bir dünya, gezegen yok. Bu sebeple "Göklerle yerin ayrılması" bigbange işaret edemez. Göklerle yerin ayrılması durumu geçmişten günümüze kadar gelen, ilkel efsaneler ve mitolojilere dayanan hikayelerdir ve günümüz kozmolojisi ile uzaktan yakından alakalı değildir. Kuranda böyle bir tabirin kullanılması, onu mucizevi kılmaktan ziyade, mitlerden etkilenen ilkel bir kitap olduğunu gösterir. Bu da kuranın insan yazımı olduğuna iyi bir delil oluşturur. Ancak insan yazımı bir kitap, bu derece ilkel anlatıma başvurabilir.


25 yorum:

  1. Alfa Hataylımısın ? Merak ettim, soruyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce de belirtmiştim: hataylıyım... :)

      Sil
    2. la alfa bende hatayliyim neresindensin ? hatayda benden baska (atayiz) yok sanirdim :D

      Sil
    3. Bende Hataylıyımmm !!! Ve Ateist'im... Ve Armutlu'luyum :D

      Sil
    4. bende antekeliyim bende atayızım :)

      Sil
    5. hepimizmi hataylıyız :)

      Sil
    6. Beni de unutmayınn hemşeriler.

      Sil
    7. onur ben de etilerde oturuyorum kardeşim :)

      Sil
  2. Alfa seni takip edeli çok olmadı o yüzden hakkında pek fazla bişey bilmiyorum o yüzden rica etsem bana biraz kabaca kendinden bahseder misin ? okudun okul vs. gibi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok kurnazsın kimse yerini tespit edip yakınsa arkadaş toplayıp dövmeye gideceğini tahmin etmedi.

      Sil
    2. ne içtin sen kardeşim ? :) sen ne sandın beni ? kendiniz gibi bilmeyin herkesi ben isterse profilimi de veriyim alfa'ya. takip ederim düşünceleriyle de uyuşur genelde fikirlerim ben sadece ne mezunu olduğunu belirttim ve mezun olduğu okulu sordum. ben ateist olarak dindarları dövüyo muyum da gidiyim bi ateisti döveyim veya dövdürteyim ? benim eşkiyalıkla pislikle işim olmaz ben sorunları çözmek için beynimi kullanırım sen nereni kullanırsın bilemem.

      Sil
  3. ben bi müslümanım ama malesef insalığın var olduğundan beri din ile siyaset karıştırmamızdan dolayı insanların zihninde hep önyargılar oluştu tutupta size burda islamı açıklamıycam elbet araştırmıssınız ki ateist olmuşsunuz demek istediğim sizin bu paylaşımlarına saygım sonsuz bende takip ediyorum her türlü bakış açısı insanı geliştirir düşüncesindeyim tek üzüldüğüm nokta insanlar eskisi gibi artık hoşgörüşü değil ve tahammül diye bişey kalmamış.inş ilerde insanların düşüncelerini rahatca söyleyebildiği ve saygı duyduğu zamanları görmeye. iyi paylaşımlar ALFA

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim ve benim gibiler için kutsal sayılan kitaplarda yazılanlar göz önüne alındığında, ve inananların bunu gözümün içine baka baka savunmasını düşündüğümüzde, semavi dinlere saygı duyabilmem mümkün değil. Ancak inananların inanma hakkına saygı duyabilirim.

      İyi günler

      Sil
    2. benim saygıdan kasıt demek istediğim insanlar görüşlerini karşının yanlış taraflarını ve ya yanlış anlamalarıyla kendi görüşünü ispat etmesi burda özgürlüğe suistimal var.

      Sil
  4. Stephen Hawking Evreni Tanrı mı Yarattı belgeselinde atom altı düzeyde bir protonun yoktan varolabildiğini söylüyor ve evrenin bu şekilde yaratıldığını söylüyor veya ima ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuyu "Neden Hiçlik Yerine Birşey Var" başlıklı yazımda genişçe ele aldım

      Sil
  5. eğer evreninde bir başlangıcı varsa evrenden önce ne vardı? ya da evrenden önce neyin oldugunu bulmak olasımıdır ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Titreşimli evren 1934 yılında Richard Tolman’ın ortaya attığı bir hipotezdir. Bu hipoteze göre evren sonsuz sayıda bir titreşim içinde gidip gelmektedir, her bir titreşim büyük patlama ile başlayıp büyük çöküş ile sona erer. Büyük patlamadan sonra evren bir süre genişler ta ki kütleçekim kuveti maddeyi geri çökmeye zorlayıp bir zıplama etkisi yaratana kadar. (1998 yılında evrenin genişlemesinin hızlanarak devam etmesinin keşfinden sonra bu teori popülerliğini yitirmiştir.)

      Kozmolojik doğal seçilim Lee Smolin tarafından ortaya atılan spekülatif bir hipotezdir. Smolin’in belirttiğine göre her kara delik içinde bir başka evren taşıyor olabilir. Bu sebeple evrenimiz başka bir evrenin içinde bir kara delik olabilir. Her evren içinde yaşadığı evren ile bazı özellikleri ve fiziksel sabitleri paylaşır ama farklılıklar taşıması da olasıdır. Bu yüzden bu hipoteze göre evrenler zaman içinde evrimleşirler ve kara delik üretmeye uygun olanlar yaşayabilenlerdir.

      Çoklu evren hipotezi hali hazırda çok sayıda paralel evrenlerin olduğunu söyler.

      Bir diğer ihmalse Big Bang öncesi diye bir şeyin olmayabileceğidir.

      Bizim zaman algımız içinde yaşadığımız (ve evrildiğimiz) ortama dayalıdır. Bu ortam küçük artışların haricinde nispeten düz bir uzay/zaman çizgisine sahiptir. Uzayzamanın ileri derecede bükülmüş bölgelerinde bu algılar kırılabilir, işlemeyebilir.

      Bir örnek olarak “kuzey” hemen hemen tüm şehirlerde sabit olan bir yöndür. Ancak dünyanın eğimli olması sebebiyle Los Angeles’ın kuzeyi Berlin’in kuzeyi ile paralel olmayabilir. Aslında herhangi bir noktadan kuzeye doğru gitmek sizi en nihayetinde kuzey kutbuna ulaştıracaktır çünkü dünya yuvarlaktır. Kuzey kutbunda ise kuzey diye bir yön yoktur çünkü gidilebilecek en kuzey noktada bulunmaktadır.

      Benzer şekilde, “geçmişe doğru” uzay zamandaki her noktada eşit bir yön değildir, aksine herhangi bir noktadan geçmişe gitmek büyük patlamaya varmamızla sonuçlanacaktır. Evrenimizin ondan oluşmasını mümkün kılan bir önceki evren yoksa, o zaman bir “geçmiş kutbu” veya uzay zamanın, diğer tüm noktaların uzak gelecekte kalacağı sonlu bir bölgesi bulunuyor olabilir. Bu zamandan önce ne olduğunu konuşmak anlamsızdır çünkü ondan “önce” diye bir şey söz konusu olamaz. Bu durumda evren ya nedensizdir ya da var olan o “neden” ile evrenimiz arasında zaman açısından bir sıra bulunmuyor olabilir.

      Bu konseptler deneysel değildir ancak Tanrı’nın mümkün olan tek cevap olmadığını bizlere göstermektedir.

      Sil
  6. Alfa, bir arkadaşla evrenin yaratılışı hakkında konuşuyorduk da, "evrende yıkılamaz kurallar varsa kuralları koyan biri vardır" ve "ortada bir sanat var, sanat sanatkarı icab eder" diyor. Bu konular benim de kafama takılmıştı, anlatırsan ya da kaynak gösterirsen sevinirim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğa Yasası Argümanı

      Doğa yasası argümanı doğanın yasalarının tanrıya bağlı olduğunu söyleyen bir argümandır.

      Arkaplan Bilgisi
      Doğa yasası argümanına göre doğada tutarlı ve tahmin edilebilir doğa yasaları olduğu için, bu yasaları yürürlüğe koyan bir de yasa koyucu olması gerekir. Bu yasa koyucu tanrı varsayılır.

      Uslamlama
      p1. Doğayı yöneten doğa yasaları vardır.
      p2. Bütün yasaların bir de yasa koyucusu vardır.
      c1. Bu yasa koyucu tanrıdır.

      Karşı argümanlar

      Yanlış öncül p1: Doğa yasaları

      Bu argüman “yasa” kelimesinin hangi anlamda kullanıldığının belli olmamasından doğan bir cinaslı safsata içerir.

      “İnsan öldürme!” ya da “Çöp atma!” gibi kanuni yasalar yerleşik (prescriptive) yasalardır. Yani bunlar kabul edilebilir ve edilemez davranışlar arasında bir sınır çekmek için oluşturulmuşlardır. Eğer birisi böyle bir yasayı çiğnerse, o kişi suç işlemiş sayılır ve cezalandırılabilir.

      Ancak doğa yasaları tanımlayıcı (descriptive) yasalardır. Yani doğanın bazı yönlerinin nasıl işlediğini tanımlayan insan ürünü konseptlerdir. Örneğin Newton’un hareket yasası “f=ma” katı cisimlere kuvvet uygulandığında nasıl davrandıklarını açıklar. Eğer bir kişi ya da nesne bir fiziksel yasayı çiğnerse, o halde sorun yasadadır çünkü belli ki açıklamaya çalıştığı şeyi doğru bir şekilde açıklayamamaktadır. Ancak birbiriyle çeliştiği halde hala doğru kabul edilen yasalar da vardır çünkü ortaya belirli ve istikrarlı bir model koyarlar. Örneğin kuantum mekaniğinin hükmettiği olgular makro evrene hükmeden termodinamik yasaları ile uyumlu değildir.

      Bertrand Russell:
      Bugün anladık ki, eskiden doğa yasası sandığımız pek çok şey aslında insan ürünüdür. Evrenin en derin noktasında bile 1m=100cm’dir. Bu, hiç şüphesiz ki, çok dikkate değer bir gerçektir. Ancak bunun için bir doğa yasasıdır diyemezsiniz.

      Bu, doğası itibariyle tanrının varlığına dair metafizik argümanla yakından ilişkilidir. Metafizik argümanda kavramsal soyutlama somut gerçeklikle yoğun bir şekilde karıştırılmaktadır.

      Yanlış öncül p2: Yasa koyucu

      Söz konusu yasalar evrenin ne yaptığına dair tanımlayıcı soyutlamalardır, evrenin ne yapıp yapamayacağına dair yerleşik kanuni yasalar değildir. Bu sebeple bir yasa koyucuya ihtiyaç duymazlar, ancak her ne zaman bir yasa koyucudan söz edilse tanrının kendi yasalarını nereden aldığı sorusu gündeme gelir. Bu euthyphro ikilemine benzer bir paradoksu beraberinde getirir.

      Bertrand Russel:
      Tanrı neden sadece o doğa yasalarını koydu da başkalarını koymadı? Eğer dersen ki canı öyle istediği için, hiçbir sebebi yokken yaptı, o zaman yasalara tabi olmayan bir şey bulmuş olursun ve senin doğa yasası zincirin kırılır. Eğer dersen, tanrı yasa koyarken başkalarını değil de özellikle onları koymasının sebepleri vardır, eğer tanrının koyduğu yasaların sebepleri varsa, o halde tanrının kendisi de yasaya tabiidir ve bu sebeple tanrıyı ortaya aracı olarak atarak hiç bir kazanım elde etmezsin.

      Mazeret safsatası: Hangi yaratıcı?
      Yerleşik doğa yasaları olduğunu söyleyen yanlış öncülleri ve argümanın devamında gelen yasa koyucu yaratıcının varlığını doğru saysak bile, bu yaratıcının apolojistin aklındaki yaratıcı olduğu hatta tek bir yaratıcının işin içinde olduğu anlamı çıkmıyor.

      Bu yaratıcı semavi dinlerin tek tanrısı olabileceği gibi Uçan Spagetti Canavarı, mor uzay perileri, Noel baba veya görünmez pembe unicornlar da olabilir.

      Geçersiz argüman
      Yukarda belirtildiği üzre yasa koyucu herhangi bir yaratıcı olabilir ve bu sebeple öncüller doğru olsaydı dahi sonuç yanlış olabilir. Bu da argümanın geçersiz olduğu anlamına gelir çünkü sonuç öncüllerin geçerli çıkarımlarından oluşmuyor. Bu sebeple argüman sağlam değildir.

      http://en.wikipedia.org/wiki/Natural-law_argument
      http://en.wikipedia.org/wiki/Deductive_reasoning
      http://en.wikipedia.org/wiki/Legislation
      http://en.wikipedia.org/wiki/Natural_law

      Sil
  7. alfa evrenin yasalarıyla ilgili kanıtlarında da tutarsızlıklar var.mesela biri bir yasa koyduğunda o yasaya tabii olması gerekmez.yasa varsa bi yasa koyucu da vardır ama o yasalar insan algıları üzerinden somut olarak kavramlaştığı için insanların bunu evren yasası olarak algıladığını söyleyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  8. ALFA MANTIKLICA EVET AMA MUHAAMMED ARİSTATLESTEN VEYA BAŞKA BİR YERDEN NASIL ÖĞRENMİŞKİ KURANA YAZMIŞ YANİ BU TÜR BİLGİLERİ TEK BAŞINA BİR KİTABA YAZMASI NASIL OLUYOR ? , DİĞER YAZILARIN İÇİNDE DİYORUM MANTIKLICA AMA ESKİ MİTLERİ EFSANERLİ NASIL BU KADAR İYİ BİLİP ONLARI KULLANIP KURANA KOYMUŞ Kİ OZAMANIN DURUMLARIYLA ??

    YanıtlaSil
  9. Tebbet suresinde geçen ayetin el kurutma makinasıyla alakası nedir. Yalan konuşmayalım. Dürüst ol lütfen, hangi tefsirde nüzülda bu yazıyor. Ayetin iniş sebebi çok açıktır. http://www.kuranikerim.com/telmalili/tebbet.htm bakınız ayetin tefsiri budur. Bununla birlikte bing bang İslamın görüşü değildir. Öyle olduğunu söylüyorsun ama Hani kaynak? Hani delil? iftira atma, bir kere bing bang yaratılışı açıklama eğiliminde de değildir. Çünkü big bang den önce ne vardı sorusunun cevabını vermemektedir. Ayrıca bu bir "teori" dir. yani ispatlanmış ve kanun değildir. Bilimsel bir düşüncedir. Biraz fizik bilginiz varsa-ki olduğunu sanmıyorum- big bang deki patlamadan önceki evrenin termodinamik "kanun" larına aykırı olduğunu görürsünüz. Enerji yoktan var olmaz değil mi? o halde big bang'in olmasını sağlayan sonsuz yoğunluklu madde nerden gelmiştir? hadi var diyelim, enerjini korunumu yasasına göre dışardan bir etki yoksa neden patlamıştır? bu sorularıda senin cevaplamanı bekliyorum.

    YanıtlaSil
  10. isine gelen teist argümanlari mi aliyorsun?

    enam 101'i okumani tavsiye ederim

    YanıtlaSil
  11. inanmamak kendini kandırmaktır29 Eylül 2015 17:32

    beyler ;Gerek Lucretius, gerek Marks, gerekse Russell gibi ateistler, evrenin ezeli oluşuyla beraber bilinçli bir tasarımın ürünü olmadığını da savunmuşlardır. Bu onların felsefesinin doğal sonucudur, çünkü Tanrı’nın varlığını inkar eden kişiler, evrenin, tesadüflerin arka arkaya gelmesiyle oluştuğunu kabul etmek zorundadırlar. Oysa Big Bang sürecindeki oluşumlar, evrenin bilinçli bir Güç tarafından tasarlandığını gösterir. Big Bang başlangıcındaki patlama daha şiddetli veya daha yavaş olsaydı evrenin oluşamayacağından, evrenin başındaki madde-antimadde oranından, evrenin başlangıcındaki entropinin ayarına kadar bütün değerler, evrendeki bilinçli tasarımı göstermektedir. Bu kritik değerlerin hepsi maddenin içindeki özelliklerle oluşturulmaktadır. Bu ise hem maddenin yaratıldığını, hem de evrendeki tüm süreçlerin bilinçli bir şekilde oluşturulduğunu gösterir. bırakalım artik,kabul edin hiç bir patlama tek başına olmaz,madde dediğin şey durup durup oluşmaz,herşeyin arkasında bir güç vardır bu güç ise ALLAH C.C. oyüzden saçma saçma şeylerle insanların inançlarını köreltmeyin,dünya belki kaçkere daha patladı kaç kere daha yenilendi,insan oğlunun elinde daha 300 yıl öncesinin görüntüleri bile yokken,daha bilim ve teknoloji bukadar yeniyken,siz bilmem kaç milyon yıl önce şu yada bu olmuş tezi ile kimseyi kandıramazsınız,ALLAH YARADANDIR HEPİNİZE AKIL FİKİR VERMİŞ,aklınızı adam gibi kullanın,çürümüş felsefeler üzerinden gitmetyin,kuranı kerimden cımbızla ayet alarak insanları doldurmayın

    YanıtlaSil