11 Haziran 2013 Salı

Sonsuz Merhamet ve Tanrı

İslamın tanrısı Allah'ın merhameti her şeyi kuşatan bir merhamettir."Araf156: ...Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır..." . R-H-M kökünden türeyen Rahman kelimesi kullanılmaktadır Kuranda. ve 57 defa geçer. Sadece Allah için kullanılır. "Merhamet eden, bağışlayan" anlamına gelir ki tefsirlere de baktığımız zaman  Allahın sonsuz merhametli olduğu çıkacaktır. Örneğin Besairul Kur'an tefsirinde Enam133 ayetinin tefsirinde şu yazar:
"Hiç birinize ihtiyacı olmadığı gibi, üstelik sizin için sonsuz rahmet ve merhamet sahibidir de O Allah.". Yine Besairul Kur'an tefsirine Rahman suresinin 1-4 ayetinin tefsirinde şu yazar: "" Rabbimiz Rahmân’dır. Kullarına karşı rahmeti, merhameti sonsuzdur"
Şimdi gelin bir düşünelim Kur'an ile beraber Allahın merhametini. Öncelikle Allaha inanmayan her insan hatta müslüman olmayanlar bile cennete giremeyecek ve sonsuza kadar cehennemde yanacaktır islam inancında(Daha geniş bilgi için diğer yazılarımdan olan İslamda iyilik ikinci plandadır başlıklı yazımı okuyun). Rahmeti her şey kuşatan, adaletli bir tanrının insanları yaptığı iyiliğe göre değil de inanca göre yargılamasının mantığı nedir sizce?

Ayrıntıya geçelim isterseniz:

ENAM70: ...Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.

YUNUS4: ...Küfre dalanlara gelince, onlar için, nankörlük edip gerçeği örtmeleri yüzünden, kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap öngörülmüştür.

MÜMİN 72.Kaynar suyun içine. Sonra da ateşte yakılacaklar.

NEBE’ 25.Sadece kaynar su, atık su,

ĞAŞİYE 5.Ateşimsi bir kaynaktan sulanırlar.

İBRAHİM 50.Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini ateş bürümüştür.

İsteyen ve arayan biri bunlar gibi bir sürü ayet bulabilir. İnançlı gözüyle okuyan biri bu ayetleri görünce korkacak ve imanı artacaktır belki ama benim gibi okuyorsanız kuranı, sorgulayarak düşünerek okuyorsanız işler değişecektir .

Nasıl bir Allahdır ki rahmetinin her şeyi kuşatmasına rağmen yukarda sıralanan ve Kuranın büyük bir bölümünü oluşturan bu işkenceleri yapar. Bunun sorgulanması gerekir. Hitler misali işkenceler yapan bir ilahın  merhametli(ve bazı tefsirlere göre sonsuz merhametli) olduğunu düşünmek oldukça çelişkili bir düşüncedir. Bu sebepledir ki Kuran kendi kendini çok kolay bir biçimde yalanlamış olur. Ne yazıyordu Kuranda "Nisa82: Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı." Merhamet ile cehennem işkenceleri yeterli bir çelişkidir sanırım. Cehennemi yaratan bir tanrı sadisttir ki bu tanrı ya yoktur ya da varsa bile tapılmayı haketmez. 

Üstelik bir tanrının eziyet etmesi ne derece mantıklıdır? Nasıldır ki sadizm bi tanrıya yakışabilir? Eziyet etmek insana mahsustur dostlar, insan eziyet eder tanrı değil. Ve cehennem diye bir şey varsa dinde, o dinin tanrısı yanlışlanmıştır! Cehennemle tehdit eden bir tanrı da onun acizliğini gösterecektir sadece. Ve yine o dinin tanrısını yanlışlamak için yeterli sebebimiz olacaktır. Bu paragraf için de bir örnek vermek istiyorum: karıncalar buğday serdiğimiz zaman hemen fırsattan istifade çalarlar. Bir insan bunu görünce karıncaları cezalandırmak istemez (hiç değilse ben istemem). Karıncaların çaldığı buğday bir avuç bile değildir ve karıncaları gören bir kişi normal olarak gülümser büyük ihtimalle sadece onları görünce. Şimdi düşünün: bir tanrı nasıl kendi yarattığına azabı uygun görür? Onu o şekilde yaratan Tanrı olması da cabası... Bizler insanken karıncadan intikam alma derdine düşmüyorken güneşi evreni canlıları yaratmış bir tanrı, insanın karıncayı aciz gördüğü durumdan tanrının yanında daha aciz duran insana sonsuz merhamet sahibi olmasına rağmen zulmeder.  Düşük IQ, sıfır empatı, ve fırsatçılık taşıyan, merhametten bihaber ınsanlar zulmeder. Evreni yaratan yüce bir tanrıdan bahsediyorsak işkencenin adı bile geçmemeli. Ne demişti François Mitterrand: "Öldüğümde tanrıyla karşılaşırsam "evet şimdi inandım sana" derim ve O da "hoş geldin" der. Çünkü evreni yaratacak kadar yüceyse sanırım bana da hoşgörü gösterirdi."

Düşünün: bir karıncaya kızabilir misiniz? Gerçekten güç sahibi olan merhametlidir. Ama gücünün sınırı olan hırslanır, intikam alır, ceza verir. Bunlar acizlik belirtisidir. Az önce de dediğim gibi: Cehennemle tehdit eden bir tanrı  onun acizliğini gösterecektir. Bir tanrı aciz olamayacağı için Kuranın ve diğer dinlerin tanrısı oyunun başından kaybeder.


"Bu düşünceye sahip olan ateistlerdeki en büyük yanılgı Allahın yalnızca ''merhametli'' özelliğine sahip olduğunu varsaymalarıdır (yada Allahın özelliklerini bağımsız değerlendirmeleridir). Eğer Allah sadece merhametli olsaydı Ateistlerin iddia ettikleri doğru olurda fakat Allahın ''adil'' özelliği de vardır ! Eğer Allah herkesi cennete koysa o zaman Allah adil olmaz ve bu da Allahın adil olma ozelliği ile çelişir. Bu yüzden Allahın özellikleri (sıfatları) birbirinden bağımsız değerlendirilemez. Allahın adaleti ve merhameti orantılıdır. Bu orantıya göre Allah ''sonsuz'' merhamet sahibidir. "

Bu da bir başka çelişkiye imza atan bir cevap olur aslında. Eğer bir sıfat Allahın diğer sıfatını kısıtlıyorsa bu da çelişkidir. Örnek vermek gerekirse "Einstein sonsuz bilgili ve bilgisiz biridir. Şimdi siz genel göreliliği ortaya attı diye Einstein'ın bilgisizsıfatını çelişki olarak sayıyorsunuz ama aynı zamanda Einstein sonsuz bilgili biriydi de. Ve yine kuantumu reddettiği için bilgisizdi. Burda bir çelişki yok Einsteinın sonsuz bilgisi ile bilgisizliği birbiriyle orantılıdır." Bu örnekteki çelişki çürütme iddiası ile az önce bahsedilen iddia birbirini tamamlıyor. Eğer Einsteinın bilgisiz diye bir sıfatı varsa bu sonsuz bilgili sıfatıyla çelişecektir. Ona hem sonsuz bilgili hem de bilgisiz demek ortaya bariz bir çelişki koyacaktır.(Einsteinın sonsuz bilgili ve sonsuz cahil olduğunu iddia etmiyorum verdiğim sadece bir örnekti.)

Aynı şekilde tanrının adalet sıfatı sonsuz merhametli sıfatını kısıtlıyorsa burda sonsuz merhametli olması gibi bir durum söz konusu değildir. Bu bir kişinin hem sonsuz iyi hem de kötü olduğunu söylemeye benzeyecektir. Dolayısıyla soruya cevap vermez aksine yeni bir çelişki üretir.

Ha bir de tanrının 'adil' sıfatını sorgulayalım isterseniz. Müslüman olmayan herkesin sonsuza kadar cehennemde yanması, sonsuz acılar çekmesi yaptıkları iyiliklerin karşılıksız kalması ve yine cehenneme gitmeleri Allahın adalet sıfatı ile çelişir mi çelişmez mi sorgulamak gerekir. 

Sonuca gelecek olursak cehennem içeren bir din kendi kendini yanlışlamış olur. Bu dinin yazarı Tanrı olamaz ve cehennem ile sonsuz merhamet kavramı çelişecektir. Ödül ve ceza sistemine dayalı bir din insan yazımı olacaktır ve korkuya dayalı bir dindir bu din. Nitekim eziyet insan ürünü olacağı için bu din ve bu dindeki eziyeti öngörüp tehdit eden kitabı da insan ürünü olacaktır


Not: Bu yazıda ve bir çok yazımda,paragrafları daha okunur hale getiren, özellikle bu yazıda bir çok öneri sunan Aylin'e ve diğer dostlarımateşekkürler... 

6 yorum:

  1. Kendi fikrinizi çok güzel özetlemişsiniz. Ben aşırı fazla bilgili biri değilim Islam konusunda, ancak elimden geldiğince müslüman bir insan gibi yaşamaya çalışıyorum. Açıklamalarınıza yönelik birkaç şey söylemek isterim ne kadar dikkate alırsınız bilemem ama içimde kalmasın söyleyeyim.

    "Ha bir de tanrının 'adil' sıfatını sorgulayalım isterseniz. Müslüman olmayan herkesin sonsuza kadar cehennemde yanması, sonsuz acılar çekmesi yaptıkları iyiliklerin karşılıksız kalması ve yine cehenneme gitmeleri Allahın adalet sıfatı ile çelişir mi çelişmez mi sorgulamak gerekir."
    Öncelikle; Ömründe bir defa Allah’ı anan veya Ondan korkan Cehennemden çıkar. [Tirmizi]

    Bu söze göre geçmişte Müslüman iken daha sonra ateist olmuş birinin cehennemden kurtulacağı bildirilmiş. Yani sizin geçmişinizi bilemem ama siz eğer içten bir şekilde Allah(c.c.)'ı anmışsanız bir gün Cennet'e gidebileceğiniz söyleniyor. Bu da sanırım alıntıladığım paragrafta geçen "sonsuz acılar çekmesi" kısmının gerçeği yansıtmadığını gösteriyor.

    Alıntıladığım kısmın haricinde kalan açıklamalara tek bir cevap vereyim. Allah(c.c.)'ın merhameti sonsuzdur diyoruz, aynı zamanda adil diyoruz, bu çelişki midir peki? Hayır. Bu şuna benzer; 2 öğrenci düşünün. Biri bütün sene boyunca çalışmış ve saygılı bir öğrenci fakat geçer not alabilmesi için öğretmeninin yüksek sözlü vermesi gerekiyor. Diğer taraftan öbür öğrenci hiç çalışmamış, bütün sene boyunca kimi derse girmiş kimine girmemiş, yaramaz tabir edilebilecek biri. Aynı şekilde bu öğrencinin de geçer not alabilmesi için yüksek sözlü notuna ihtiyacı var. Bu ikisi dışında kalan tüm öğrencilerin de derslerinin iyi ve saygılı olduklarını varsayıyoruz. Öğretmen her iki öğrenciye geçer not verirse adil olmaz. Peki farklı not verirse merhametinden bir şey kaybeder mi? Elbette kaybetmez. Bir sene daha okumak ona ceza olacaktır ve muhtemelen bu onun akıllanmasını sağlayacak derslerine çalışacak ve saygılı olacaktır.(Bu bir örnek bazı kişiler karakteri bozuk olduğundan aynı şekilde devam ediyorlar, onlar ayrı.)

    "Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz." (Buhâri, Tevhid 2, Edeb 27; Müslim, Fedail 66, Tirmizi, Birr 16)

    Bu sözden anlayabileceğiniz üzere öğrenci saygısızlıkta bulunmuş olmasından bile merhamet edilmeyi hak etmez. Misal, dünya üzerinden örnek verelim yine. Eşine şiddette bulunan bir adam, merhametsiz değil midir? Sizce o merhameti hak ediyor mudur? 'Sonsuz merhamet' tabirini iyi analiz etmek gerek. Sonu olmayan bir merhametten bahsediliyor. Ancak Allah(c.c.) kul hakkına karışmayacağını zaten bildirmiş. Yani, şimdi bir kişi kul hakkı sebebiyle cehennem de yanarsa isyan etme hakkı var mıdır, sonsuz merhamet nerede(Haşa) diye? Kişi işlediği kul hakkının cezasını çekmektedir. Bu kulun merhametini kapsar Allah(c.c.)'ın değil. Peygamber Efendimiz(sav)'in anlattığı rivayet edilen bir olay vardır. Bir hayat kadını, ömrü boyunca Tanrı bilmemiş(yani ateist) fakat Cennet'e gitmesi için bir olayın vuku bulması yetmiştir. Yolda gördüğü bir aç köpeği doyurması sebebiyle Allah(c.c.) onu Cennet ile müjdelemiştir. Buna benzer birçok olay hala yaşanmaktadır. Örneğin arabayla giderken karşısına köpek çıkan bir adam durup köpeğe yol veriyor, bu onun merhameti ve bilinmelidir ki Allah(c.c.) bu sebepten ötürü kendisine kul hakkının haricinde mutlaka merhamet gösterecektir. Burada önemli olan kul hakkıdır. Adil sıfatı da buradan hareketle merhametli sıfatıyla çelişmez.

    YanıtlaSil
  2. >(Ömründe bir defa Allah'ı anan veya Ondan korkan Müslüman, Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]
    Bu söze göre geçmişte Müslüman iken daha sonra ateist olmuş birinin cehennemden kurtulacağı bildirilmiş. Yani sizin geçmişinizi bilemem ama siz eğer içten bir şekilde Allah(c.c.)'ı anmışsanız bir gün Cennet'e gidebileceğiniz söyleniyor. Bu da sanırım alıntıladığım paragrafta geçen "sonsuz acılar çekmesi" kısmının gerçeği yansıtmadığını gösteriyor.

    Hadisi eksik aktarmışsın:
    (Ömründe bir defa Allah'ı anan veya Ondan korkan kimse, Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]
    ordaki müslüman yazısını silmen yanlış olmuş bir de buna kurandan ve diğer hadislerden derince işlediğim yazımı okumalısın:
    http://alfa-sorgulama.blogspot.com/2013/05/islamda-iyilik-ikinci-plandadr.html
    yine özet geçmek gerekirse:
    (İmansızların yaptıkları faydalı işler, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu kül gibidir. Ahirette o işlerin hiçbir faydası olmaz.) [İbrahim 18]
    (Kıyamette onların yaptıkları her işi toz duman ederiz.) [Furkan 23]
    Kıyamette en çok ziyana uğrayanlar, iyi işler yaptıklarını sanıp da, bütün çabaları boşa gidenlerdir.) [Kehf 103–104]
    (Kâfir olarak ölenlerin yaptıkları işler, dünyada da, ahirette de boşa gider, Cehennemde devamlı kalırlar.) [Bekara 217]
    (Onlar, Cehennemin bekçilerine, “Rabbinize yalvarın da hiç değilse bir gün, azabımızı hafifletsin” derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.) [Mümin 49, 50]
    (Hak din yalnız İslam’dır.) [Al-i İmran 19]
    (İslam dininden başka din isteyenlerin, dinlerini Allah kabul etmez. Bunlar ahirette en büyük zarara uğrayacaklardır.) [Al-i İmran 85]
    (Cennete ancak Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]

    Yani bahsettiğin gibi bir durum söz konusu değil. Müslüman olmayan her kişi sonsuza kadar cehennemde yanacak ve yaptıkları iyiliklerin karşılığı görülmeyecek

    >Alıntıladığım kısmın haricinde kalan açıklamalara tek bir cevap vereyim. Allah(c.c.)'ın merhameti sonsuzdur diyoruz, aynı zamanda adil diyoruz, bu çelişki midir peki? Hayır. Bu şuna benzer; 2 öğrenci düşünün. Biri bütün sene boyunca çalışmış ve saygılı bir öğrenci fakat geçer not alabilmesi için öğretmeninin yüksek sözlü vermesi gerekiyor. Diğer taraftan öbür öğrenci hiç çalışmamış, bütün sene boyunca kimi derse girmiş kimine girmemiş, yaramaz tabir edilebilecek biri. Aynı şekilde bu öğrencinin de geçer not alabilmesi için yüksek sözlü notuna ihtiyacı var. Bu ikisi dışında kalan tüm öğrencilerin de derslerinin iyi ve saygılı olduklarını varsayıyoruz. Öğretmen her iki öğrenciye geçer not verirse adil olmaz. Peki farklı not verirse merhametinden bir şey kaybeder mi? Elbette kaybetmez. Bir sene daha okumak ona ceza olacaktır ve muhtemelen bu onun akıllanmasını sağlayacak derslerine çalışacak ve saygılı olacaktır.(Bu bir örnek bazı kişiler karakteri bozuk olduğundan aynı şekilde devam ediyorlar, onlar ayrı.)

    İyi bir örnek verdin ki bu örnek benim aklımdakilerin de belirtilmesinde yararlı olacaktır: bu iki öğrenciden yaramaz olana düşük sözlü verip onu "cezalandırması" öğretmenin merhametinin sonsuz olmadığı anlamına gelir. Bir öğretmen ve ya her hangi bir şey hem sonsuz merhametli hem adil olamaz. Yani farklı not verip birinin sınıfta kalmasına sebep olursa bu onun sonsuz merhametli olmadığını gösterecektir. Unutma rahmeti her şeyi kuşatandan bahsediyoruz...

    >"Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz." (Buhâri, Tevhid 2, Edeb 27; Müslim, Fedail 66, Tirmizi, Birr 16)

    "Araf156: ...Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır..." Rahmette bulunmazsa ve ceza verirse bu onun sonsuz merhamet sahibi olmadığını gösterir dediğim gibi. Mesela Allahın başka bir sıfatı Basar'dır. Her şeyi görmek anlamına gelir. Eğer allahın görme sıfatı sonsuzsa her şeyi görmek zorundadır. Senin verdiğin örnekte ise "Allahın X olayını görmemesi onun görme sıfatının sonsuz olmadığı anlamına gelmez" demeye benziyor. Sonsuzluktan bahsediyoruz...

    Diğer verdiğin örnekleri de aynı şey olduğu için ve yukarda açıklamasını yaptığım için ele almıyorum

    YanıtlaSil
  3. Bana Kuranda en mantıksız gelen şey kader çelişkisidir. Tanrı resmen şöyle diyor. Şunları yaparsan veya bu kötülükleri işlemezsen cennete gidersin, tam tersi durumda cehenneme. Ama En'am (2) suresinde "Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur" diyor. Kaderimizi belirliyor, sonra da bize şunu yapma bunu yapma diyor. İyi de ben yapmıyorum, senin yazdığın yazgıyı takip ediyorum diye sormaz mı insan? Yani benim hırsızlık yapacağım, insan öldüreceğim, tecavüz edeceğim veya milyonlarca insana yalan mevki makam için yalan söyleyeceğimi belirleyen sensin, sonra da aman sakın yapma cehenneme gidersin diyen de sensin. Yanlış veya eksik mi düşünüyorum yoksa 'De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)' suresi böyle derken allah bizi bu dünyada sınıyor diyen "Hud7 7- Sizi sınavdan geçirerek hanginizin daha iyi işler yapacağınızı belirlemek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur." diyen suremi hatalı. Kaderin yazılı ama sen yine de hayatı sınav gibi değerlendir demek nasıl bir çelişkidir ?

    YanıtlaSil
  4. Yanlış düşünüyorsun kader insanin yaşamı boyunca Allah tarafından çizilmiş bir yoldur bu yolda nasıl gideceğini ise insan kendi belirler eğer senin dediğin gibi olsaydı insan kukladan farksız olurdu ne gösterilirse onu yapardı ama durum böyle değil insanın kendi iradesi vardır dünya yaşamı boyunca aldığı kararlardan sorumlu tutulur.
    Basit bi örnek vereyim
    -Dünya Hayatını 2 cevabı olan sorular kaderi ise bu sorunlardan herbiri olduğunu düşün hangi cevabı vereceğin sana bırakılmış A da demek senin elinde B de karar senin ancak bu 2 cevaptan biri yanlış.
    -(Tevbe Suresi, 51)'de bahsedilen şeyde aslında bu hayatın boyunca aldığın kararlar senin bu sınava verdiğin cevablardır sınavın sonunda ya sınavı geçersin yada kalırsın ancak iki ihtimalden de sen sorumlusun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. >Yanlış düşünüyorsun kader insanin yaşamı boyunca Allah tarafından çizilmiş bir yoldur bu yolda nasıl gideceğini ise insan kendi belirler

      Allah tarafından çizilmiştir ama insan kendi belirler... Çelişkiyi görebilmeni nasıl sağlasam bilmiyorum ki... Bu senaryoyu senarist yazmıştır ama ne yapılacağını oyuncu belirler demekten farksızdır.

      >-Dünya Hayatını 2 cevabı olan sorular kaderi ise bu sorunlardan herbiri olduğunu düşün hangi cevabı vereceğin sana bırakılmış A da demek senin elinde B de karar senin ancak bu 2 cevaptan biri yanlış.

      İrade olduğu durumda dediğn doğrudur fakat determinist görüş ile tam burada çelişir. Eğer A yı ya da B yi işaretleyeceğin daha sen işaretlemeden ve hatta evren bile oluşmadan belliyse A yı ya da B yi işaretlemek senin elinde olan bir durum değildir çünkü daha sen yapmadan bellidir. Bunu değiştiremezsin. Değiştirebilirsen de kader olmaktan ve önceden bilinebilirlikten çıkar

      >-(Tevbe Suresi, 51)'de bahsedilen şeyde aslında bu hayatın boyunca aldığın kararlar senin bu sınava verdiğin cevablardır sınavın sonunda ya sınavı geçersin yada kalırsın ancak iki ihtimalden de sen sorumlusun

      sınavıın sonucunun daha sınav yapılmadan bilinmesi de çelişkiyi yaratır. Anlatılmak istenen budur

      Sil
  5. Sagol alfa.cok guzel bir makale olmuş eline saglik.teist arkadaslara turan dursun u okumalarini tavsiye ederim.

    YanıtlaSil