20 Ocak 2013 Pazar

Tanrı Yoksa Kötülük Yapsana Argümanı

'' Eğer insanlar sadece cezalandırılmaktan korktukları ya da ödüllendirileceğini umut ettikleri için iyi kalplilerse; o halde gerçekten çok acınacak haldeyiz.''

Albert Einstein


"Ölümden sonra hayat yoksa adam öldürsene(ya da kötülük yapsana)" argümanı mantıktan yoksun önyargılı insanların sözüdür.Bu sözü söyleyen ahlak ve ateizmi yanlış biliyordur bana kalırsa.Ölümden sonra yaşamın olmaması bana bunları yapmamı gerektirmez çünkü benim seküler ahlakım buna el vermiyor ve ahlak dinle sağlanmaz.Richard Dawkinsin dediği gibi : Akıllı tasarım temelli bir ahlak istemiyorum

Ayrıca en çok kullandığım bir söz vardır
'Bir teist eğer inanmıyorsan bunları yapsana diyorsa sadece iç dünyasını yansıtır'
Eğer gerçekten allah olmadığını anlayacak kapasitede olsanız siz adam mı öldüreceksiniz ?

Ateistler yaşamaya ve mutlu olmaya teistlerden daha çok önem verir bana kalırsa.Çünkü evrensel bir amacımız yoktur ve hayata gelmeyen sayısız insan arasında olasılıklar bunu gerektirdiği için varolduk.
Bu da hayatı daha anlamlı ve daha özel kılıyor.Mutlu olup kişisel hedefleri gerçekleştirebileceğimiz bir hayat....

Saçma bir düşünceye inanmayacak kadar; bununla zaman kaybetmeyecek kadar değerli bir hayat.Ölümden sonra hayat olmayışı başka hayatlara zarar vermemizi gerektirmez ve nitekim "genellikle" başka hayatlara zarar verenler tarih boyunca tanrıya inananlar olmuştur.

11 yorum:

  1. Dinci biriyle muhabbet ederken şunun için bunun için her şeyi yaparım derseniz büyük ihtimalle kötü yol, içki, kumar, hile, gasp ne bileyim her türlü kötülüğü aklına getirir. Adamın bardağı boş! Bizim din hocası özellikle her şey kelimesinden cinsel ilişki anlıyor test ettim :D

    YanıtlaSil
  2. ateistler hic bir zaman iyilik yapamaz.çünkü iyilik kavramı dinlerin tekelindedir.materyalizm herşeyi atomlar ve cekim gucunde ibaret sayan sığ bir felsefedir.bir ateist ancak dinlere göre iyilik yapabilir.cunku ozellikle katı naturalizmde iyilik kavramının yeri yoktur.bir ateist kendini iyi olmaya yönlendirebilir ama bunun rasyonel bir temeli yoktur yani objektif bir iyi yoktur ve kendini kandırır bunu hicbir yere dayandıramaz.gercekten ateizmin farkında olan kisi sartre ve ya nietzsche gibi hiççi olur cunku onun felsefesinde hayatın anlamı yoktur.ayrıca okuduysan bilirsin alıntıladıgın dawkins tanrı yanılgısınn 6ncı bölümü ve bencil gen kitabında ahlakın yansıma oldugunu egoizmden kaynaklandıgını savunur.insanısadece yasam amaclı bir robot olarak tasvir eder.aslında su soruyu sormak yeterlidir dawkinsi curutmek icin. ne olduda ahlaki farkındalığımız var?eger insan bencilse ve dine baglı ahlak istemiyorsa farkındalııda reddediyorsa nasıl bir ahlak istiyor?ülke yönetimi konusunda antidarwinciyim demiyor muydu bencil gen kitabında? bu konuda şu yazıyı okumanı dilerim: https://www.facebook.com/#!/photo.php?fbid=475226569218085&set=a.422338564506886.94519.421904024550340&type=1&theater

    YanıtlaSil
  3. >ateistler hic bir zaman iyilik yapamaz.çünkü iyilik kavramı dinlerin tekelindedir

    din ve ahlak birbirinden gayet bağımsız kavramlar...
    Din olmadan da ahlak sağlanabilir.Küçüklükten beri cehennem korkusuyla
    büyütmek yerine insanlara doğruyu ve yanlışı göstermek gerekir.Din olmadan da ahlak sağlanabilir.Hatta din olursa ahlakın sağlanması çok daha zor olur kanımca.
    Örneğin din için insan ördüren insan yakan kişilerin varlığını ülkemizde gayet gördük.Allahu ekber deyip insanların kafasına taş fırlatan insanlar,oruç tutmadığı için kırbaçlanan insanlar, namaz kılmadığı için idam edilen insanlar...

    Ve yine Warren Buffet tanrı inancına sahip olmamasına rağmen servetinin %99 unu hayırseverlik için bağışlmaıştır. Bill gates 26 milyar doları hayırseverlik için bağışlamıştır. Aziz Nesinin yaptıklarını saymama gerek bile yok

    >materyalizm herşeyi atomlar ve cekim gucunde ibaret sayan sığ bir felsefedir.bir ateist ancak dinlere göre iyilik yapabilir.cunku ozellikle katı naturalizmde iyilik kavramının yeri yoktur.bir ateist kendini iyi olmaya yönlendirebilir ama bunun rasyonel bir temeli yoktur yani objektif bir iyi yoktur ve kendini kandırır bunu hicbir yere dayandıramaz

    tek bir ahlak kuralı vardır o da kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapmak kötülük, kendine yapılmasını istediğin şeyleri başkasına yapman iyiliktir. Buna altın kural diyoruz...

    geriye kalan eleştirilerin cevapları yorumumda mevcut

    YanıtlaSil
  4. bir ateist bir muslumandan daha ahlaklı olabilir aynı sekilde bir musluman bir ateistten.(kaldı ki billgates dagıttıgı yemeklerle cocukları kısır yapmıs aziz nesin turkleri asagılamıstır)... ama ateistler kendi felsefesince iyilik yapamaz çünkü bunu yapmak icin 1)ahlaki farkındalık dolayısıyla özgür irade gerekir(dawkinsin söylemi aksine) 2)objektiif mutlak bir iyi kavramı olmadan ontolojik olarak iyilik kavramının rasyonel temeli olmaz cunku kulturden kulture degisir.dawkins özverili iyiliği acıklamakta basarısız kalır bir cocugu kurtarmak icin suya atlamak ama cocugu kurtaramadan kendide bogulmak özverili iyilğe örnektir.ve ahlakı tek bir kurala indirgemek özverili iyiliği yok saymayı gerektirir ki böyle biri ahlakın ne anlama geldigini anlamamıs demektir.ateistlerin gözünde insanın hayvandan bir farkı yoktur.ohalde o hayvan neden yiyecegi yada düsmanı olan hayvanların hakkını savunur?neden tecavuzun yanlıs oldugunu savunur sonucta bu eylem onun ırkının cogalmasını saglayacaktır.naturalist bir evrim anlayısında dogru inancların olusmasını beklemek sacmalıktır.bu konuda plantiganın naturalizme karsı evrimsel argumanını incelemeni öneririm...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1-Ahlaki farkındalığımız da(altın kural) özgür irademiz de var
      2-dediğim gibi bahsettiğimiz iyilik mesela islami düşünürsek hırsızların elini kesmek gerekdiğinde karmızı dövmek ahlakidir. Benim altın kuralıma göre bunları yapmak ahlaki değildir. Çünkü ben ellerin kesildiği bir yerde yaşamak istemem, ben karımı dövmem ççünkü erkeklerin karılarını dövdüğü bir roplumda yaşamak istemiyorum

      Sil
  5. yapılan bazı deneyler, ahlakın ve bazı duyguların (mesela gülme) genler aracılığıyla aktarıldığını ispatlamıştır. o yüzden din ile ahlakı bağdaştırmak ve din yoksa ahlak yoktur demek saçmadır.

    kaldı ki, islamın kendisi de ahlak konusunda emsal olabilecek bir disiplin değildir. çalmayın, öldürmeyin filan gibi şeyler zaten 10 emirden gelmekte. onu oradan kopyaladınız diyelim hadi. peki, eşlerinizi dövünüz mü ahlaki? 4 eş alın demek mi? mirastan erkeğe kızınızdan 2 kat verin demek mi ahlaki? ya da hırsızın elini kes demek? ya da müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün demek? bunlar mı ahlak?

    din, yapması gereken neyse onu yapmış, güçlenene kadar muhallebi kıvamında devam etmiş, güçlendikten sonra onu bunu kesin demeye başlamıştır. dinde zorlama yoktur ayeti islamın zayıf dönemine, müşrikleri nerde görürseniz öldürün de güçlü dönemine denk gelmektedir. gerçekten muhteşem bir ahlakmış.

    kendim deist/agnostik olsam da, aslında tasavvuftan hoşlanıyorum açıkçası. ahlak istiyorsan tasavvufa bakabilirsin çünkü tasavvuftan arındırılmış islam cehaletin ve şiddetin kaynağıdır. şu konuşmayı çok severim çünkü genel müslüman tavrını ve riyasını çok net ortaya koymaktadır:

    naklederler ki, büyüklerden bir cemaat yanına gelmişti. Râbia bunlardan birine "sen Allah'a niçin ibadet ediyorsun?" diye sordu. adam şöyle yanıtladı: "yedi kat cehennem çok dehşetli bir şeydir, herkesin bunların üzerinden geçmesi gerekir. cehennemden bir pay alabilirim endişesi nedeniyle O'na tapıyorum." Rabiâ aynı soruyu bir başkasına sordu ve o da "cennetin katlarında bir yer vardır. orada gayet fazla huzur ve rahat var diye de vaat edilmiştir. cennete girme ve o makamı kazanma ümidiyle O'na ibadet ediyorum" diye yanıtladı. bunun üzerine Rabiâ, "korktuğu veya ücrete tamah ettiği için Rabbine tapan bir kul, kötü bir kuldur" deyince bu sefer onlar sordular: "ya sen niçin tapıyorsun? cennete hiç mi tamah etmiyorsun?" Rabiâ dedi ki: "önce komşu, sonra ev! O'na ibadet etmemiz için destur verilmesi bizim için mükemmel bir nimet değil mi? eğer cehennem (korkusu) ve cennet (ümidi) bulunmasaydı, O'na itaat etmek gerekmez miydi? O, vasıtasız olarak tapınmaya layık değil midir (Râbiatü'l Adeviyye)

    bana cevap yazmak isteyen, @starling yazabilir..

    selamlar

    YanıtlaSil
  6. Sanırımm anlatamıyorum.ya cevap veremiyorsun yada özellikle farklı cevaplar vererek konuyu saptırıyorsun lütfen idrak ederek oku ateistler söz konusu doğuştan özellikleri körtesadüfi süreçlerin neticesi olarak değerlendirdikleri için ateist biyologlar (ruse ve wilson gibi), ahlakı bir yanılsama olarak görmek durumundadırlar.(nietzsche ve sartre gibi ünlü ateist filozoflar da Allah’ın yokluğunda ahlaki değerlerin doğruluk değeri kalmayacağına dikkat çekmişlerdir.)ahlakın en önemli özelliklerinden biri “bağlayıcılığı”dır.ancak “öldürmeyeceksin” veya “çalmayacaksın” gibi ilkelerin bağlayıcı özelliğine “rasyonel temel” bulunabilirse, ahlakın rasyonel temeli olduğu söylenebilir.doğuştan ahlaki özelliklerimiz(www.youtube.com/watch?v=HvlT9GYuMcQ) ahlaki eylemin gerçekleşmesine bir destek olmasının yanında kompleks ahlaki kavramları bilmemizi ve ahlaki farkındalığa sahip olmamızı sağlar fakat bu özellikler körtesadüfi süreçlerin bir ürünü olarak kabul edilirse ahlaki emirlerin bağlayıcılığı için “rasyonel temel” sunamaz.İnsanların çıkarları, arzuları ve tutkuları -kimi zaman- ahlaki gerekliliği yerine getirmemeye sebep olabilir.
    Örneğin yere düşen, içi para dolu bir cüzdanın, hiç kimsenin görmeyeceğinin garanti olduğu ve bu parayla hayatın sonuna kadar rahat yaşanabileceği bir durumda, “çalmayacaksın” ahlaki ilkesi gereğince alınmaması için, -Allah’ın varlığı yok kabul edildiğinde- herhangi bir “rasyonel temel” bulunamaz.Bahsedilen doğuştan özellikler veya çeşitli kültürlerin verdiği eğitimin şekillendirmesi elbette parayı iade etmeyi sağlayabilir ama bunun “rasyonel temeli” ateist dünya görüşüyle gösterilemez.zira natüralist-ateist anlayışa göre doğa dışında varlık yoktur; fiziksel olarak doğa ise itme-çekme dalga-parçacık, madde-enerji gibi unsurlardan oluşmuştur ve doğanın bu özelliklerinin hiçbirisinde, ahlakın zaruri şartı olan bağlayıcılığının temellendirilebileceği bir zemin bulunamaz.Fakat insanın üstünde bir otorite olan Allah’ın emirleri, her koşulda, ahlakın bağlayıcılığı için gerekli “rasyonel temeli” sağlamaktadır.insanı kör-tesadüflerin sonucu kabul eden bir anlayış insanın diğer canlılardan farklı olarak ahlaki özellikleri olması gerektiği görüşüne “rasyonel temel” bulamaz.Bu anlayışı kabul edenler, ellerini yıkarken bakterileri öldürmeleriyle, suçsuz bir insanı öldürmeleri arasındaki fark gibi, çok temel bir ahlaki görüşü bile temellendiremezler. Her şeyin tesadüflerle birbirinden evrimleştiği bir anlayış açısından, insan hayatını bakterilerden daha anlamlı kılacak “rasyonel temel” nedir????altın kurallada bu temellendirilemez zira ateist anlayışa göre insan bir hayvandır.eğer kendime yapılmamasını istedigim bir davranışı başkasına yapmazsam buda evrimin en temel mekanizması olan doğal seleksiyonun güçlü olan hayatta kalır ilkesi çürütülmüş olur.zira evrimci anlayışa göre zayıf olanın ezilmesi gerekir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. > farklı cevaplar vererek konuyu saptırıyorsun lütfen idrak ederek oku

      Aksine Richard Dawkins'in sözlerini ele alarak benim yazımı çürütmeye çalışıyorsunuz. Yani konudan siz sapıyorsunuz. Dawkins'i gidip başka yerde eleştirin. Gelip burda Dawkins kör saatçi kitabında Tanrı yanılgısı kitabında şöyle diyor diyerek beni eleştirmeyin.

      > söz konusu doğuştan özellikleri körtesadüfi süreçlerin neticesi olarak değerlendirdikleri için..

      Tesadüf sadece çeşitlenme mekanizmalarında mevcuttur seçilim mekanizmaları tesadüfle işlemez öncelikle evrimi anlamanız gerekmekte

      >ahlakı bir yanılsama olarak görmek durumundadırlar.

      Yanılsama gerçek bir nesnenin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesidir. Ahlak kuralları ateizm ile çökmez sadece mutlak ahlak diye bir şey olmaz. Yanlış değerlendirmeden kasıt nedir?

      >ahlakın rasyonel temeli olduğu söylenebilir.doğuştan ahlaki özelliklerimiz(www.youtube.com/watch?v=HvlT9GYuMcQ) ahlaki eylemin gerçekleşmesine bir destek olmasının yanında kompleks ahlaki kavramları bilmemizi ve ahlaki farkındalığa sahip olmamızı sağlar fakat bu özellikler körtesadüfi süreçlerin bir ürünü olarak kabul edilirse ahlaki emirlerin bağlayıcılığı için “rasyonel temel” sunamaz.İnsanların çıkarları, arzuları ve tutkuları -kimi zaman- ahlaki gerekliliği yerine getirmemeye sebep olabilir.

      http://www.youtube.com/watch?v=ylpRK2WsmAw
      http://evrimagaci.org/makale/246/ (bahsettiğimiz kavram ahlak değil etik olmalı)
      Yani bahsettiğinin aksine bu yazı ve videodan bilimsel kökenli iyi kötü algısı çıkabilir


      Sil
    2. >Örneğin yere düşen, içi para dolu bir cüzdanın, hiç kimsenin görmeyeceğinin garanti olduğu ve bu parayla hayatın sonuna kadar rahat yaşanabileceği bir durumda, “çalmayacaksın” ahlaki ilkesi gereğince alınmaması için, -Allah’ın varlığı yok kabul edildiğinde- herhangi bir “rasyonel temel” bulunamaz.Bahsedilen doğuştan özellikler veya çeşitli kültürlerin verdiği eğitimin şekillendirmesi elbette parayı iade etmeyi sağlayabilir ama bunun “rasyonel temeli” ateist dünya görüşüyle gösterilemez

      Rasyonel temelli ahlak anlayışım daha öncede bahsettiğim gibi altın kuraldır. Bunu 100 defa mı söylemem gerekmekte? Ben o çantayı geri verirdim çünkü o parayı kaybeden ben olsam onu geri almayı isterdim. Anladın mı?

      >zira natüralist-ateist anlayışa göre doğa dışında varlık yoktur; fiziksel olarak doğa ise itme-çekme dalga-parçacık, madde-enerji gibi unsurlardan oluşmuştur ve doğanın bu özelliklerinin hiçbirisinde, ahlakın zaruri şartı olan bağlayıcılığının temellendirilebileceği bir zemin bulunamaz.

      ahlakın bilimsel olarak ele alınışı ve evrimsel gelişimi bize dediğinin tam tersini söyler. Ahlak (ya da etik) evrimsel temele otutulabilir.

      >.Fakat insanın üstünde bir otorite olan Allah’ın emirleri, her koşulda, ahlakın bağlayıcılığı için gerekli “rasyonel temeli” sağlamaktadır.

      Rasyonel = aklın kurallarına dayanan
      El kesmek, gerektiğinde karılarımızı dövmek, mirasta erkeğe iki kat pay vermek, recmetmek, sopa vurmak... Bunların neresinde akla dayanan bir temel görüyoruz?

      >suçsuz bir insanı öldürmeleri arasındaki fark gibi, çok temel bir ahlaki görüşü bile temellendiremezler. Her şeyin tesadüflerle birbirinden evrimleştiği bir anlayış açısından, insan hayatını bakterilerden daha anlamlı kılacak “rasyonel temel” nedir?

      Bakteri ile silahlanma yarışı içindeyiz. Doğal seçilim yoluyla adapte olma aşaması diyebiliriz. Fakat bir tür aynı türle silahlanma yarışında olamaz. Evrimsel süreçte (atıyorum) bakterilerden kurtulan bir atamız yaşarken bakterilerden kurtulmayan bir birey kurtulamazsa ve hastalanır elenirse geriye bakterilerden kurtulan kişi döl bırakacaktır. Al sana evrimsel temel...

      >altın kurallada bu temellendirilemez zira ateist anlayışa göre insan bir hayvandır.eğer kendime yapılmamasını istedigim bir davranışı başkasına yapmazsam buda evrimin en temel mekanizması olan doğal seleksiyonun güçlü olan hayatta kalır ilkesi çürütülmüş olur.zira evrimci anlayışa göre zayıf olanın ezilmesi gerekir...

      Çürütmez. İnsan bir hayandır ve bu sadece ateizm görüşüne göre değildir, şu anki sınıflandırmaya bakarsan bilim söyler bunu. öncelikle bunu anlaman gerekir. Doğal seçilimde bakterileri öldürmek ahlaki olacaktır fakat silahlanma yarışı başka türler arasında olur. kendi türümüz içinde silahlanma yarışı olmaz doğal seçilim daha farklı işler. Mesela aynı türden iki birey olduğunu düşün. Bunlardan birinin apandisi diğerinden daha küçük olsun. Bu iki bireyden apandisi daha küçük olanın hayatta kalması daha olasıdır çünkü evrimsel ekonomi devreye girer burda. Enerji kaybı ne kadar azsa hayatta kalma şansı yükselir. Burda ahlaki bir olgu yoktur. Bahsedilen iyi ile kötünün algılanması ve değerlendirilmesi etiğe girer ki evrim ağacının yazısında bu belirtilmiştir

      Sil
  7. Dostum hepimizin iç dünyası zaten karşık freud okumani tavsiye ederim

    YanıtlaSil