Bugün 28 Mayıs 2023. Büyük
bir kesimin hayal kırıklığına uğradığı; kendini çaresiz, umutsuz, yılmış, sabrı
tükenmiş, öfkeli, gergin, hüsrana uğramış, hevesi kaçmış ve belki
kin dolu hissettiği
bir gündeyiz. Zor durumlar karşısında sükunetimi ve dinginliğimi korumak adına
meditasyonlar yapar, kendime değerlerimi hatırlatırım. Bunu yazarak yapmak
fikirlerimi daha net görmemi sağlar. Seçimin sonuçlarıyla birlikte ben de
biyolojik doğam gereği açığa çıkan olumsuz duygulara yer yer ev sahipliği
yaptım. Fakat bunlara kapılmamak ve zihnimden eklemeler yaparak büyütmemek için
yazmayı tercih ettim. Neticede beni sakinleştiren bu fikirleri paylaşma sebebim
halihazırda olumsuz hislere sahip büyük bir gruba yardımcı olma ihtimali.
Normalde kendime sakladığım notları bu sefer sizlerin de istifade edebilmesi
için paylaşmayı tercih ediyorum. Bir özgünlük iddiam yok. Hatta buradaki
fikirlerin neredeyse tamamı daha önce Marcus Aurelius, Epiktetos, Seneca gibi
stoacı filozoflar tarafından dile getirildi. Yine de bu kişilerin kitaplarını
okumayan kişiler için faydalı olabileceğini düşündüğüm ve içinde bulunduğumuz
duruma uyarlanmış halinin verimli olacağına inandığım için paylaşma ihtiyacı
duyuyorum. Zihin akışıyla ifade ettiğim bu notlara katılmayabilirsiniz, dağınık
bulabilirsiniz (zira zihnim de dağınık) lakin daha iyi bir ruh hali ve daha iyi
bir insan olmak için işinize yarayanı almanız benim için yeterli. Bunlar size
değil, kendime tavsiyeler. Siz, kendiniz için uygun olanları seçmekte
özgürsünüz. Bu meditasyonları kendi başınıza yapmak adına yukarıda saydığım ve
daha fazla stoacı filozofu okuyabilir, düzenli çalışmalarla diğer durumlara
kendiniz için uyarlayabilirsiniz.
1. Sakin ol, artık büyü, dünya
her zaman böyle bir yerdi. Tiranlar ve zorbalar gelirler, geldiklerinde
yenilmez sanılırlar, fakat muhakkak yenilirler. Sabır sana tam da bu durumlar
için verildi. Hiçbir toplum değişmez değil, hiçbir yozlaşmış güç kalıcı değil.
Dünyadaki ne çok toplum daha önce senin yaşadığın ve yaşayacağın sorunları
yaşadılar da mücadeleyi sürdüren insanlar sayesinde insani değerler bugüne
kadar geldi. İçinde bulunduğun durum, kötülükle daha büyük mücadeleye girmek
için fırsat verecek sana. Daha zor zamanların geldiği doğru. Fakat zor zamanlar
erdem fırsatı değil mi? Nice felaketlerle karşılaşacağız, kabul. Fakat zaten
felaketler iyilerle kötülerin fark edilmesi için şans sunmaz mı insana? Bunun
için kendini kahretmek mantıklı mı? Bunun için kendini yemenin kime ne faydası
var? Eldeki sonuçlar bu, kabul et ve tüm bunları nasıl daha iyi bir insan olmak
için kullanacağın üzerine daha detaylı düşün. Bugünden itibaren iyi bir insan
olma çaban çok daha değerli ve elzem hale gelecek. Bu yüzden kendini, ardından
ülkeni, ardından bir bütün olarak insanlığı daha iyi hale getirmek için daha
fazla iradeye, daha yüksek disipline, daha büyük sorumluluk bilincine, daha
kararlı bir zihne, daha bilge bir yaşam tarzına ihtiyacın olacak. Umutsuzluğun
ne sana ne çevrendekilere faydası var. Zaman yılmak değil daha güçlü olmak
zamanı.
2. “Ama ülkeyi bundan
sonra kötü günler bekliyor.” Doğru. Fakat bunun için sızlanmak kendine zarar
vermek dışında neyi çözebilir? Analiz et. O günler geldiğinde neler
yapabileceğini düşün ve önlem al. Bunun için tehlikeleri göze mi alman gerekecek?
Cesaret erdemi tam da bu sebeple yok mu? İnsanların eşit olmayan bir ortamda
yaşamasıyla mı karşılaşacaksın? Adaletsiz durumlar olmasaydı adalet erdemine
sahip olmanın ne anlamı olurdu? Ekonomik anlamda daha kötü bir seviyeye mi
geleceksin? Ölçülülük ve kaderini hoş karşılamak bu durumlarda daha değerli
olmuyor mu zaten? O halde karşılaştığın her zor durumu daha iyi bir yarın inşa
etmek için kullanabilirsin. Günün en aydınlık anı zifiri karanlıktan sonra
geliyorken karanlıktan korkmak yerine karanlığı hoş karşıla. Belli ki değişim
için hâlâ gereken karanlık seviyesine ulaşmamışız. Fakat zorluklar sonrasında
her toplum çok daha güçlü bir şekilde yeniden ayağa kalkar. Zorlukların
artmasını bekle ve kendini buna hazırla. Doğru olanı yaptığını bilmek senin
için yeterli olsun.
3. “Ama ben daha iyi
koşulları hak ediyorum.” Belki de daha iyi koşullardan ziyade koşullar nasıl
olursa olsun huzurunu ve erdemlerini korumayı hak ediyorsundur. Belki daha iyi
ekonomik koşulları değil kötü ekonomik durumda bile güçlü kalabilmeyi hak
ediyorsundur. Belki ideale daha yakın yasaları değil, yanlış yasalara karşı
çıkabilecek cesareti ve daha iyi yasaları getirmek için mücadele etmeyi hak
ediyorsundur. Dış koşulların daha iyi hale gelmesini istemek yerine dış
koşullardan karakterin için fırsatlar yaratma becerini geliştirebilirsin.
Gandhi, Mandela, Malcolm X hapis yatmadı mı yıllarca? Musonius Rufus, Atatürk,
Seneca yıllarca sürgüne gönderildiğinde bunu mu dedi? Epiktetos’un ayağı
kırıldığında verdiği tepki bu muydu? İç savaşla karşı karşıya kalan Aurelius
bunları mı derdi sence? Her biri zor zamanlardan, kötü koşullardan geçip
gelmedi mi bugünlere? Geçmişin bilgece yaşayan adalet savaşçıları sana ne
derdi? “Git ve hayatını yaşa. Bu koşullar sana uygun değil. Sen daha iyisini
hak ediyorsun.” mu derlerdi? Yoksa “Yaşadığın ülkenin insanları da daha iyi
koşulları hak ediyorlar ve tam da bunun için savaşına devam etmelisin. Sen
gidersen sadece sen daha iyi koşullarda yaşarsın. Sen kötü koşullara katlanıp
yaşadığın yeri cennet bahçesi haline getirmeye çabalarsan bir bütün olarak
toplumu daha iyi koşullara ulaştırırsın.” mı derlerdi? Bilgeleri örnek al.
Yaşadığın zorluklar, o zorlukları değiştirmen için davettir. Bu davete icabet
et ve içinde bulunduğun yer için daha fazla çabala.
4. Hata yapan insanları
bile sevmek senin elinde. Sonuçlar istediğin gibi gelmemiş olabilir. Fakat
bunun için bir suçlu aramanın kime nasıl bir faydası var? Her kötü sonuç, çok
sayıda iyilik eksikliğinin birleşmesiyle ortaya çıkar. Birilerinin yalan söylemesi,
birilerinin bu yalanın yalan olduğunu yüksek sesle dile getirmemesi,
birilerinin aldığı yanlış kararlar, bazılarının bazı şeyleri yeteri kadar
savunmaması ve daha nicesi… Neticede bir kişinin değil bir bütün olarak
herkesin eylemlerinin sonucu olan şey için kimseyi suçlamak faydalı değil. Hata
yapıyorlarsa, bu, onların eğitimine daha yüksek bir katkı sağlamak için güzel
bir fırsat. Eğitimsiz ve bilinçsiz toplumlar, eğitimli ve bilinçli insanlara
daha büyük bir sorumluluk yükler. O halde kendindeki tarihi sorumluluğu gör ve
çabalarına daha fazla devam etmek için güç bul. Bunu diğer insanların da
yapmasını sağlamak veya hiç değilse sağlamak için elinden geleni yapmak senin
elinde. Farklı görüşte olan insanları bile sevmeden bunu yapman olanaklı değil.
Onlara daha sıkı sarılman, onları daha çok sevmen, onların yaptığı hataya düşüp
kutuplaşmaman gerek. Unutma, sen, dünyada gerçekleştirmek istediği değişim
olmaya çalışan birisin. Problem gördüğü zaman kaçan insanların olduğu bir
dünyada yaşamak istemiyorsan, bu problem sonrasında kaçmayı düşünme.
Kutuplaşmayan bir toplumda yaşamak istiyorsan, önce sen kutuplaşma. Şefkat ve
merhamet merkezinde biri kalmaya devam et.
5. Karşıt mahalledeki
insanlar, kötü değil; onlar ya seninkinden farklı değerleri önceleyen ya o
değerlere giden yolun ne olduğu konusunda eksik bilgiye sahip olan ya dikkatsiz
ya yaşadığı problemleri yanlış analiz eden ya da yaşadığı sorunları unutmuş
kişiler. Onlara kızmanın kime nasıl bir faydası olacak? Onları anlamadan,
onların doğru yola girmesini nasıl sağlayabilirsin? Onlara öfke duyarsan kimin
değişmesi için ilham olabilirsin? Onların akla sahip olduklarını göz ardı
edersen nasıl kendindeki bilgileri veya tespitleri onlara aktarmaya gönüllü
olabilirsin ki? Geçmişini düşün. Sen de hatalar yaptın. Sen de başkalarının
hayatlarını küçük ya da büyük olumsuz yönde etkileyen kararlar verdin. Sen de
kimi zaman dikkatsiz kimi zaman yanlış bilgiyle hareket ettin. Sen de gün geldi
hızlı karar aldın, sen de az empati kurdun, senin de yanlış değerlere öncelik
verdiğin günler oldu. Kendi hatalarını göz önüne getir ve bu, öfkeni dizginlemene
yol açsın.
6. Kontrol alanına
odaklan. Seçimin sonuçları senin kontrol alanında değil. İnsanların neyi tercih
ettiği, bundan sonra çıkacak yasalar, dış koşulların senin üzerinde yaratacağı
konforsuzluk, iktidarın politikaları, bu politikaları besleyen insanların
davranışları, seçim sürecinde usulsüzlük yapanların eğilimleri senin kontrolün
altında değil. Adaleti sağlamak için sandıkları korumak, insanları bu konuda
bilinçlendirmeye çalışmak, baskıya karşı sabır ve metanet gösterebilmek, zor
durumları öfkesiz bir şekilde karşılamak, gelecek için seni kaygılandıracak
düşüncelerden arınmak, konforsuzluk durumundan şikâyet etmemek, gelecek
nesiller için daha eğitimli bir topluma ulaşmak adına elinden geleni ardına
koymamak senin kontrolün altında. Kontrolün altında olanlara odaklan ve onları
en iyi şekilde hayata geçirmek için çabala, ne olabiliyorsa bırak o olsun. Kontrol
alanın dışındaki şeylere besleyeceğin tüm olumsuz duygular, onları kontrol
edemediğin için sadece kendine ve çevrene acı üretecek. Bunun da ortak çıkara
hiçbir katkısı olmayacak. Mücadele ruhunu korumak ve daha iyi yarınlar için
daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmak senin elinde. Adaletsizliklere daha yüksek
sesle karşı çıkmak senin elinde. Elinde olanlara odaklan ve bu neşelendirsin
seni. Doğru yoldan ayrılmayan biri olduğun için gurur duy kendinle ve gelen
zorlukları memnuniyetle karşıla.
7. Kimse sana dünyanın
kolay ve adil bir yer olduğunu söylememişti zaten. Dünya her zaman zorluklara
gebe bir yerdi. Hiçbir zaman olayların tam olarak istediğin gibi gitmeyeceğini
zaten bilmiyor muydun? Tüm insanlık tarihinde ilk defa senin mi başına geliyor
bunlar? Hayır. Çok daha kötüleriyle karşılaştı insanlık. Hitler’in
katledilmesine yol açtığı milyonlarca insanın durumu daha mı iyiydi
seninkinden? Amerikan yerlileri katledildiğinde daha mı kolaydı durumları senin
yaşadığından? Orta çağ boyunca cadı avları, kölelik, kılıçtan geçirilen halklar
daha mı iyi şartlarda yaşıyordu? Dünya yüzyıllardır zor bir yer. Yüzyıllardır
zorluklar var ve insanlık var oldukça sorunlar da var olmaya devam edecek.
Fakat tüm zorluklar, o zorluklardan kurtulma fırsatı sundu insanlara. Baskı ve
şiddet arttıkça değişimlerin hızı arttı sadece. Bu zorlukların daha iyi bir
gelecek için geçilmesi gereken bir adım olduğunu fark et. Zor günler muhakkak
geçer, zorluğu yaratanlar muhakkak yenilir, zorluğun sonrasında yeniden gelen
nesiller bu hatalardan ders alırlar. Tarih boyunca bu, bu şekilde sürüp
gitmiştir. Bu, bir toplumun dönüşümünün sancıları sadece. Bu sancılar, bir
doğum sancısı gibi adeta. İlk başta öleceğini ve dayanamayacağını sanabilirsin,
ama dayandığın sürece güzellikler yaratırsın dünyaya. Bu sancılar, bir toplumun
iyiliğinin sancıları. Bir insanın gelişmeden önce dibe çökmesi gerektiği gibi
bir toplumun da daha iyi hale gelmek için önce çökmesi gerekebilir. Dünya
tarihini ve devrimler tarihini gözünün önüne getir. Zorluklar karşısında pes
etmek yaraşır mı sana? Dayanıklılık erdemi doğaya uygun olan erdemlerden biri
değil mi?
8. Doğrudan veya dolaylı
olarak daha kötü ve adaletsiz bir ülkeye yol açan insanlara öfkelenme. Nefrete
kapılma ve düşün. Dünya’da muhakkak adaletsiz insanlar olacaksa neden buna
öfkeleniyorsun? Muhakkak; prensipler, ilkeler ve değerlerle yaşamayan
insanların olması kaçınılmazken neden olanaksız olanı isteyesin? Bu insanlar,
dünyada olmamasının imkânsız olduğu insanlardan birkaçı sadece. Nereye gidersen
git onlarla karşılaşacaksın. Sayılarının daha fazla olması ya da gücü ellerinde
bulunduranların onlar olması seni yıldırmasın. Her koşulda doğru davranmak
senin elinde. Eğer güç sende veya senin gibilerde olsaydı doğru olan onu
adaletle kullanmak olacaktı. Lakin güç sende değil ve şu an doğru olan sabretmek,
empatiden şaşmamak, kaderini hoş karşılayabilmek, karşı mahalleye ılımlı
davranmak, kucaklayıcı davranmak ve kimi durumlarda tahammül etmek. Olanaksızı
istemek yerine yapmanı kimsenin engelleyemeyeceği şeyleri merkeze al. Elinden
gelirse eğit, gelmezse de sevgi, şefkat ve merhametin doğamızda bu durumlar
için olduğunu hatırlat kendine.
9. Aslında doğru olanı
yaparken yaptığın şeyin sonuçları için yapmıyordun. Doğru olduğu için yapıyordun.
Sonuçlar kötü de olsa doğru olanı yapmış olmanın kendisi ödül değil mi zaten?
Doğru olanı yapmak dışında bir ödül beklemek mantıklı geliyor mu sana? Akıllı
insan doğruyu, doğru olduğu için yapar, güzel sonuca kesin olarak ulaşmak
için değil. Sen seçim sürecinde elinden geleni yaptın. Bir vatandaşın görevleri
ne ise yerine getirdin. Oyunu kullandın, insanları oy kullanması için teşvik
ettin, doğru tercihin ne olduğunu anlatmaya çalıştın, olası problemlerden ve
risklerden söz ettin, seçim günü canhıraş sandıkları korudun, tutanakları
girdin ve adil bir seçim olması için çabaladın. Bir de sonucun istediğin gibi
olmasını bekleyerek neden ek bir ödül isteyesin? Ödülün kendisi zaten doğru
olanı yapmak. Bu, senin elinden alınamaz bir güç. Bu gücü geliştir.
10. Her şeyin geçiciliğini
tefekkür et. Her şey geçer. Geçmişte bu sorunları yaşamış nice toplum geçti
gitti dünya sahnesinden. Tıpkı bizim de geçeceğimiz gibi. Zamanı, sadece şu
anıyla değil milyarlarca yıllık gelişimiyle düşün. Sadece insanlık tarihini
değil bir bütün olarak evren tarihinin parçasında nerede olduğunu getir aklına.
Sen bu zaman diliminin o kadar küçük bir dilimisin ki… Milyonlarca yıllık bir
tarihin küçük bir parçasındasın sadece. Evreni bir bütün olarak tahayyül et.
Bulunduğun sandalyeden yüksel. Şehirden yüksel. Ülkeden yüksel. Nihayet dünyayı
bir bütün olarak gör. Ardından güneş sistemini. Tüm samanyolu galaksisinin
içinde bir toz zerresi olduğunu düşün. Zamanı ve mekânı bir bütün olarak
algıla. Zamanında aynı sorunları yaşayan halkları düşün. O halkların
şikayetlerini getir aklına. Tüm bu insanlık kumaşının bu kadar küçük bir
yerinde sanki dünyanın merkeziymiş gibi düşünmek yerine kederinin öfkenin
çaresizliğinin boyutlarını küçült. Göreceksin ki küçük şeyleri dert ediyorsun.
Bu, o küçük şeyler hakkında adım atmanı ve daha iyi hale getirmeni
engellemesin. Sadece daha iyi hale getirmeye çalışırkenki ruh halini
değiştirsin. Tüm bu değişimleri öfkesiz de yapabilir, kedere ve hüzne
kapılmadan da gerçekleştirebilirsin. İnsanlığın neresinde olduğunu hayal
ettiğinde bu seçimin sonuçları gözünde küçülmeye başlayacak. Bunu dertlerini
küçültmek için kullan.
11. Doğa senden şimdi ne
yapmanı istiyor? Daha adil, daha bilge, daha cesur bir toplum için daha fazla
çaba sarf etmeni mi? O halde doğanın sana verdiği bu sorumluluğu metanetle
kabul et. Görevin buysa, layığıyla yap.
daha kötüye gittiğimz doğru.orta doğu halkları akıllanmaz.onların seçimlerinin ceremesini çekiyoruz.
YanıtlaSilEvet
YanıtlaSil