Evrimi anlamak açısından canlılardaki organizasyonun uyum içinde nasıl gelişim gösterdiğini anlamak önemli bir konu bana göre: canlılardaki dokular ve
organlar kesinlikle bir uyum içerisindedir. Örneğin bu yazıyı okurken
yaptığınız göz hareketi, kas ve sinirlerin aktivitelerine dayanır. Ayrıca
organizmaların bütün aktiviteleri hücrelerdeki aktivitelerin ve canlılık
içindeki uyumun bir sonucudur. Sindirim sistemindeki bir organ olmasa vücut
doğru çalışmaz. Kalp ve damarlarda da uyum ve karşılıklı ilişki söz konusudur.
Bu böyle uzar gider…
Yaratılışçılar bu uyuma bakıp:
tüm bu uyum, canlılık tesadüfen oluşamaz, bunlar muhakkak bir akıllı
tasarımcının elinden çıkmış olmalıdır der. Tüm bu uyumun sadece tesadüflerle
açıklanamayacağı konusunda yaratılışçılarla hemfikiriz fakat asıl çeliştiğimiz
yer akıllı tasarımın değil doğal seçilim ve evrimin canlılardaki bu uyumu açıklayacak
biyoloji konusu olduğudur. Canlılardaki bu tasarım sanrısı evrimin ilgi
alanıdır.
En basit haliyle evrim canlılığın çeşitlenip
şekillenmesini, canlılığın nesiller boyu gelişimini açıklar. İlkel canlı
gelişerek prokaryotu, prokaryot ökaryotu, ökaryot koloniyi, koloni çok
hücreliyi oluşturmuştur. Çok hücreli canlılar da milyonlarca yıldır evrimin
mekanizmalarından geçerek çeşitlenmeye devam eder. Bu da doğal seçilimle ve
diğer evrim mekanizmalarıyla açıklanır ki önceki yazılarda bundan bahsetmiştik.
İyi olan özellikler tutulur ve kötü olanlar gelecek nesle aktarılamaz. Nesiller
boyu canlılık değişip gelişerek bugüne kadar ulaşmıştır.
Canlılardaki az önce saydığım
tüm o sistemlerin gelişimini anlamak için bu organları, sistemleri daha basite
indirgemek gerekir. Bunun için de kolonilere bakmamız uygundur. Birçok koloni tipi vardır; volvoks kolonisi, pandorina kolonisi, eudorina kolonisi vs...
Koloniler ile birlikte tek
hücrelilerden çok hücreliye geçiş sağlanmıştır. Koloniler dokular kadar
organize olamamış, dokular kadar karmaşık olmayan ama gelişimi ile dokuları ve
organları oluşturacak hücre gruplarıdır.
Pandorina kolonisinde hücreler arası işbirliği bulunmaz.
Bütün hücrelerin yapı ve fonksiyonu aynıdır ve genelde 16 hücrenin bir araya
gelmesi ile oluşurlar. Volvoks kolonisi
pandorinadan daha gelişmiştir ayrıca hücreler arası işbirliği ve uyum daha fazla
sağlanmıştır(evrimsel süreçte pandorina kolonisinin gelişimi ve değişimi
volvoksu oluşturmuş denebilir), bunun yanında hücre sayısı 500 ila 50.000 arasında değişir. Belli hücrelerin bazı özellikleri, işlevini
kaybetmiş bazı özellikleri kalmıştır, yani hücre grupları belli biçimde bir
görev için farklılaşmaya başlamıştır. Örneğin bir hücre grubu hareketi sağlamak
için özelleşirken diğer hücre grubu yönetimi sağlamak üzere özelleşmeye
başlamıştır.
Zamanla bu hücre gruplaşmalarının giderek gelişmesi ve
dokulaşmayı başlatmış olması en olası ve bilimsel çözüm olarak görülüyor. Atıyorum
hareket için başta 100 hücre özelleşmişse canlılığın gelişimi ile 1000 hücre özelleşmiş daha sonra da bunun sonucunda dokular ve organlar gelişmiş olabilir(şu an kabul edilebilir
yanıt da budur). Uyum içerisinde
birbirine bağımlı hücre grupları uzun bir süreçte gelişerek bu organları ve
uyumu sağlayacaktır. Yaratılışçılar gibi kişiler zaten evrimden anlamadığını bu
şekilde gösteriyor, tutup "Hadi yarı karaciğere sahip canlı göster"
demek evrimi anlamamaktan geçer.
Kısaca canlılık içerisindeki
bu uyum bu mükemmel tasarım sanrısına kapılmayı sağlayan organizmalar evrimsel
süreçte bazı hücrelerin bir görev üzerinde özelleşmeye başlamasıyla ve
organlardaki bu karmaşıklığın tek hücrelilerden çok hücreliye geçiş aşaması
olan kolonilere bakılmasıyla açıklanabilecektir. Tek hücreden çok hücreye geçiş aşamasında uyumun temelleri atılmış daha sonra da canlılık ile beraber gelişmiştir.
Daha fazla bilgi için:
Kitap yazacak mısın alfa :p
YanıtlaSilŞu an için düşünmüyorum :)
SilSonra niye atayiz oluyo millet.imam da böyle adam gibi bilgilerle konuşsa, "orada o öyle demek istememiş" yerine böyle bilimsel konuşsa .....
Silmükemmel bir yazı, sizleri tebrik ediyorum :
YanıtlaSilsizden yasca buyuk olabilirim ama benim ögretmenlerimsiniz her biriniz.
çok teşekür ederiz alfa bizi bu konularda aydınlattığın için senin yazıların çok sade,yalın ve öz bizi aydınlattığın için teşekür ederiz
YanıtlaSilSenin dediğine göre evrim kadın rahmine spermin düşmesiyle başlar 2 hücreden milyarlarca hücre ortaya çıkar. Buna eyvallah. Yukarda sende Allah'ın varlığını kabul etmişsin. Önceden iki insan olmalı bir yaratıcı (ben Allah diyorum) bu iki insanı yaratıp dünyaya gönderı bunların çiftleşmesiyle evrim başlar 9 ay sonra ilk evrim insanı ortaya çıkar ve bu olay günümüze gelir.
YanıtlaSilOlayı çok yanlış anlamışsın... Burda bahsedilen evrim kolonilerdir. Henüz ortada ne farklı bir cinsiyet var ne insan var ne başka bir çokhücreli canlı var. Henüz sadece bir kaç hücrenin biraraya gelmesiyle oluşmuş hücre toplulukları var. Tüm bu süreçler ok hücreli canlıları oluşturmuştur. Kısaca ben allahın varlığını kabul etmedim, sen olayı yanlış anladın. Bahsedilen süreç dokuların(henüz dokular dünyada oluşmamışken) nasıl oluştuğudur. Cinsiyetler daha sonra solucanlarla beraber evrimleşecek. O çok ayrı bir konu.
Silne farklı bir cinsiyet var ne insan var ne başka bir çokhücreli canlı var. Henüz sadece bir kaç hücrenin biraraya gelmesiyle oluşmuş hücre toplulukları var. DEMİŞİN AMA;
Sil1 hücre olabilmesi için 350 protein bir araya gelmelidir ve bu %0 yani imkansızdır. Hadi naşş güle güle ateist !
Ne kadar sacma bir yez. 350 protein gerekir ve buda imkansizdir oyle mi :). Siz dindarlar gerçekten bilimden anlamiyorsunuz. Banyonda ve ayakkabinda yasayan tek hücreli canlilara ne diyeceksin. Ornek mi istiyorsun? Amip,oglena,terliksi hayvan,sitma plazmodyumu. Bu canlilar senin aciklamana gore yok. Uyarıyorum. Bir seyleri kanitlamak icin bilimi kullanmaya calismayin. Size asla yardım etmez.
YanıtlaSil