Kambriyen patlaması yaratılışçılar tarafından sürekli
olarak sunulan bir argümandır. Bu argümana göre kambriyen patlaması ile
canlılar karmaşık bir şekilde bir anda oluşmuştur ve bilinen hiçbir atası
yoktur. Bu argümanı münazaralarda, katıldıkları TV programlarında,
yayımladıkları kitaplarda sürekli olarak tekrarlarlar. Bir de bununla ilgili
‘evrimcilerin kambriyen itirafı’ adı altında canlıların bir anda oluştuklarını
söyledikleri kaynaklar alıntılarlar. Onlara göre evrimciler kambriyen
patlamasıyla canlıların atasız bir şekilde oluştuklarını itiraf etmiştir.
Bununla ilgili birkaç alıntı yapayım.
William Schopf:
“ Kambriyen-öncesi ve Kambriyen arasındaki sınıra hep keskin bir
süreksizlik olarak bakılmıştır. Kambriyen katmanlarında deniz bitkileri ve
hayvanlarına ait bolca fosil bulunur: Deniz otları, solucanlar, süngerler,
yumuşakçalar, ampul kabuklular ve dönemin belki de en ilginç özelliği olarak
trilobit adı verilen ilk eklem bacaklılar... Kambriyen hayvan
örtüsü sanki bir anda var olmuştu ve bilinen hiçbir atası yoktu…
Yaşam,
trilobitler kadar karmaşık canlılarla başlamış olamaz. Türlerin
Kökeninde Darwin şöyle der: "Kambriyen sistemi
öncesindeki dönemlere ilişkin fosil birikimlerinin neden bulunamadığı sorusuna
gelince, tatmin edici bir yanıtım yok… Şu anda bu soru yanıtsız kalmak zorunda
ve bu durumda kitapta öne sürdüğüm görüşlere karşı gerçekten de geçerli bir
argüman olarak ele alınabilir." “
William Schopf bunu
kesinlikle 1978 yılında yayımladığı makalesinde yazmıştır. Buraya kadar yaratılışçıların
lehine konuştuğu sanılır fakat tam tersi. Yaratılışçılar bu örneği sık kullanır
fakat devamını yazmazlar. Makalenin devamında bakalım ne demiş Schopf:
“Bu argüman artık
geçerli değil; bu sorunun yanıtı bundan yirmi yıl önce bulundu “
Yukarda bahsedilen alıntının tamamen devamında, arada hiçbir şey yazılmadan bu söz söylenmiştir. Ve bahsedilen makalenin devamında bu iddia çürütülmüştür(bu denemenin devamında o makaleden alıntıladığım bilgileri sunacağım.)
Bir başka kambriyen
hakkında evrimci itirafını(!) ele alırsam:
Mark A. S. McMenamin:
Kambriyen fosilleri, günümüz canlı hayvanlarınınkine benzer beden modelleri
olan hayvanları da içeriyordu. Bu yüzden de fosil kayıtları şaşırtıcı bir soru
ortaya çıkardı: Bu bol, çeşitli ve gelişmiş ilk deniz hayvanlarına yol açan
eski biçimler nereye gitmişti?
1987 yılında yayımladığı makalesinde McMenamin bunu
söylüyor fakat devamında bu iddiayı cevaplayıp kambriyen öncesi ile kambriyen
arasındaki geçişi, kambriyen öncesi fosilleri açıklıyor. Zira bir sonraki
paragrafta şu cümle geçmekte:
“Son yıllarda, dünyada birkaç bölgede
Kambriyenden daha önceye ait hayvan fosilleri bulundu.”
Buraya kadar ki kısımda ‘evrimcilerin itirafı’ diye adlandırılan olayların yanlışlığında durdum. 1950 li yıllardan sonra bir biyoloğun yazdığı makale canlılığın birden bire ortaya çıktığından bahsediyorsa bu makalenin devamında bu iddiayı çürütüyordur. Bunula ilgili Richard Dawkins’ ten de örnek verebilirim Douglas Futuyma’ dan da örnek verebilirim daha birçok biyologdan da örnek verebilirim fakat şimdi asıl konumuza dönelim: Kambriyende ortaya çıkan canlıların atası var mıydı?
Uzun yıllar boyunca Kambriyenin gerçekten bir patlama
niteliğinde olduğu sanıldı ve Kambriyenden öncesi için fosil bulunamadı. Fakat
bu sorunun yanıtının bir parçası en erken kambriyen katmanlarının altındaki
kayaçlarda bulunan fosillerden geldi. Bu fosiller arasında denizanalarının,
çeşitli solucan cinslerinin ve büyük olasılıkla süngerlerin kalıntıları vardı.
1950’lerden bu
yana bilinen en eski tortul çökellerde bile Kambriyen öncesine ait fosiller
bulundu. Bu kalıntılar stromatolit adı verilen kalıntılarda bulunuyordu. Kambriyen öncesinden kambriyene geçiş dört ana
evreye bölünebilir. Birinci evre ilk kabuklu fosillerin ve Ediakara faunasının
ortaya çıkışı ile belirlenir. Bu evre yaklaşık 700 milyon ile 570 milyon yıl
öncesi arasında meydana gelmiştir. 570 milyon yıl önce başlayan ikinci evrede (artı-eksi
40 milyon yıllık belirsizlikle) Ediakara faunasının yok olduğu ve az çeşitliliğe
sahip kabuklu faunalara ilişkin ilk bileşimlerin oluştuğu gözlendi. Bu 5 ile 15
milyon yıl sürdü.
10 ila 20 milyon yıl süren üçüncü evre orta
çeşitlilikteki kabuklu faunalarla archaeocyathan adı verilen, olağandışı vazo
şeklindeki bir grup canlının ilk kez ortaya çıkışı ile belirlenir. 15 ila 30
milyon yıl süren dördüncü evre bol çeşitliliğe sahip kabuklu faunaları ve
trilobitlerin doğuşunu gördü.
Kambriyen öncesi fosilleri sıralayacak olursak:
-Stramatolitler
-Ediakara Faunası
-Namibya’da bulunmuş tüp biçimli ve kalsiyum karbonattan
yapılma bir kabuğu olan Cloudina
- Çin’ in kambriyen öncesi kayaçlarında bulunmuş yine tüp
biçiminde bir kalsiyum karbonat fosili Sinotibutules
-Sabelliditid ve Vendotaenid olarak bilinen tüp biçimli
fosiller
-İkinci evrenin karakteristik özelliklerini taşıyan Protohertzina
-Aynı evrenin bir başka fosili Anabarites
-Phycoides ve
eklembacaklı izleri
-Üçüncü evrede Brochiopodlar(kolsu
bacaklılar)
- Archaeocyathanlar
-Lapworthella
-Dördüncü evredeki trilobitler
Anlayacağınız Kambriyen döneminden önce fosiller
bulunmuştur ve hiçbir canlı atasız değildir. Unutmamak gerekir ki henüz tüm
kayaçları inceleyemedik ve büyük ihtimalle hepsini inceleyemeyeceğiz, bu
sebeple tüm fosillerin ortaya çıkarılması çok zor. Ve az fosilin bulunması o
dönemlerde az canlının yaşamış olduğunu göstermez. Değil o dönemdeki bütün
canlıların fosillerini bulmak, birkaç tane fosil bulduğumuz için bile
şanslıyız. Nitekim yumuşak gövdeli canlıların fosil olarak korunamaması bile
fosilleşme ihtimalini azaltıp günümüze ulaşmasını engeller. Yani tek bir fosil
bile bulmuş olsak(ki oldukça bulundu) bu kambriyen canlılarının atasız olmadığını
gösterir.
Ama hala bir gerçek var ki kambriyen dönemindeki
çeşitlenme oldukça fazladır. Peki ya bunun sebebi nedir? Kambriyen dönemindeki
bu canlı artışının sebepleri büyük ihtimalle bu şekildedir:
-Oksijen düzeyindeki artış canlıların çeşitlenmesini
hızlandırmıştır
-Kurulmaya başlayan av avcı ilişkileri karşılıklı
gelişimi sağlamış ve bir silahlanma yarışını başlatmıştır. Bu da canlılığın
çeşitlenmesinde rol oynamıştır
-Mayoz bölünme ve re kombinasyon(gen alışverişi)
çeşitliliği arttırmıştır.
-Kambriyen öncesi ve Kambriyen dönemindeki canlılarda genetik
bilgiyi saklayan bağlantılar günümüz faunasındaki kadar karmaşık değildi. Bu
sebeple gerçekleşen mutasyonlar çok büyük değişiklikler sağladı. Böylece,
Kambriyen o zamandan bu zamana eşi görülmemiş bir hızda yeni şubelerin ve
sınıfların doğmasına tanık oldu.
-Daha önce hiçbir canlı tarafından işgal edilmemiş olan
çok sayıda ekolojik niş vardı. Bu da canlıların farklı bölgelerde farklı
şekilde değişim geçirmesine yol açtı
Es geçilmemesi gereken bir diğer konu da Kambriyen
Patlamasının gerçek bir patlama olmadığıdır. 50 milyon yıllık bir süreç
jeolojik olarak kısa olsa da biyolojik türlerin çeşitlenmesi için çok uzun bir
süredir. Dolayısıyla bunu patlama olarak düşünmek hatalı bir görüştür.
SONUÇ:
- 1950’lerden bu yana bir biyolog makalesinde canlılığın
bir anda oluştuğundan bahsediyorsa yazının devamında bu iddiayı çürütecektir.
Bu sebeple yaratılışçıların itiraf oalrak sunduğu düşünceler hatalıdır. Bu
yazıda da Schopf’ un ve McMenamin’ in makalesinden aldığım dipnotları sundum.
Ve onlar da makalelerine sözüm ona itiraf ile başlıyorlardı.
- Kambriyen öncesine ait fosil bulunması bile büyük bir
şanstır. Yumuşak gövdeli canlılar çabuk bozunurlar bu sebeple fosil verme
ihtimalleri azalır. Az fosil bulmamız az canlı yaşadığı anlamına gelmez
- Kambriyen öncesine ait bir çok fosil bulunmuştur(yukarıda
sıralandı)
- Kambriyen dönemine her ne kadar patlama denilse de bu
jeolojik olarak kısa bir süredir biyolojik olarak değil. 50 milyon yıl canlılığın
çeşitlenmesine yeter de artar bile.
- Kambriyen döneminde bu kadar fazla canlının
çeşitlenmesinde bir çok neden rol oynar(yukarıda sıralandı)
Yazıma Hasan Aydın’ın bir televizyon programında
kambriyen patlaması üzerine söylediği birkaç cümle ile son vermek istiyorum:
“Ben köy çocuğuyum. Çeşitli tohumlar sağa sola
sıçrar, hiç bir şey görmezsiniz. Üzerinden bir sürü zaman geçer. Bir sabah
kalkarsınız bir anda her tarafta farklı farklı bitkiler filiz vermeye başlamış.
Şimdi söylediğim şey bu kambriyen patlamasında analoji kullanacaksanız böyle
bir analoji kullanmanız lazım. Yani tohum bir anda bitkiye dönüştü değil, zaten
vardı, bir sürü süreç geçti (…) İşte kambriyen patlamasını da böyle algılamak,
arkasındaki o 20 milyon yıllık süreci görmek gerekir.”
YARARLANILAN KAYNAK
James L. Gould-Carol Grant Gould, Olağandışı Yaşamlar
(Life at the Edge), TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Ankara 1996, s.12-13,
38-39

Teşekkürler Nini ^^
YanıtlaSil