10 Temmuz 2013 Çarşamba

Evrim Durdu Mu?- Evrimi Anlamak 5


Bu yazımda insanların evrim hakkında düşündükleri en büyük yanılgılarından birini ele alacağım. Bu yanılgıyı çoğumuz biliyoruzdur: Neden hala evrim gerçekleşmiyor?
Kim demiş hala gerçekleşmediğini? Evrim süreklidir…
İnsanların bu şekilde düşünmelerinin en büyük sebebi evrimi gözle göremiyor oluşumuzdur. Uyanalım kalkalım yeni bir organ oluşsun yada hop diye bir canlı başkasına dönüşsün isteniyor;
“Bu canlıdan sıkıldınız mı?
Korkmayın evrim yanınızda.
Abra kadabra…
İşte yeni türleriniz.”
Sanırım böyle bir şey bekliyor yaratılışçılar. Fakat bunun evrimle uzaktan yakından alakası yok. Bahsettiğimiz evrim olgusundan kastımız değişimse evrimi şu şekilde de düşünebilirsiniz: Bir bebek doğar, boyu uzar, yürümeye başlar, sakalları çıkar, sesi kalınlaşır vs. vs. ölür… Bu da evrimdir. Fakat canlılar üzerindeki uzun süreli evrimden, türleşmeden bahsediyorsak işler değişir. Örneğin evrimin bir yönü yokken bir bebeğin gelişiminin yönü vardır. Ve ya evrim birey üzerinde değil populasyon üzerinde olur fakat bu bebek gelişimi bireyseldir. Ne kadar farklılık bulunsa da anlamanız açısından bu örnekten devam etmek istiyorum.
Bu bahsettiğim bir insanın doğmasından ölmesine kadar olan evrim süreci normal şartlar altında 70 yıldır. Yani insan gözüyle rahatça fark edilebilir. Bu 70 yıllık sürecin 70 milyon yıl olduğunu düşünelim. İnsanlardaki fiziksel değişimi 70 milyon yıla yaydığımızı varsayarsak bu değişim o kadar yavaş ve aşama aşama gerçekleşecektir ki bunu asla fark edemeyecek konuma geliriz.Örneğin canlının yürümeye başlaması yaklaşık bir buçuk milyon yılda olursa, bu yürüme sürecine kadarki değişimi asla fark edemeyiz… Ve ya 15 milyon yıl ile 20 milyon yıl arasında sakal çıkmaya başlayacaktır. Bu sakalın oluşmaya başlaması uzaması bizler tarafından fark edilmeyecektir. Bunu dışarıdan gören biri sakalın uzadığından bile haberi olmayacaktır ve ona göre sakal yerinde sayıyordur değişmiyordur. Fakat 5 milyon yıl arayla kişinin fotoğraflarına bakılırsa değişim gözler önüne serilir.
Aynı şekilde evrim milyonlarca yıllık bir süreç olduğu için bizim gözümüzle algılanması mantıksızdır. Yine aynı bakımdan bize hiçbir tür değişmiyormuş gibi gelir. Fakat fosil kayıtlarına baktığımız zaman canlılardaki değişim bariz gözükecektir. Ve ya canlıların genomu incelendiğinde evrimin durmadığı görülecektir. Örneğin 37.000-5800 yıl içinde insanların dış görünüşünde aşırı bir değişim olmamıştır fakat evrim devam etmiştir. Bilim adamları, dünyanın dört bir yanından insanların genlerini karşılaştırarak, onların ne kadar farklı olduklarını, ne kadar farklı şekilde evrim geçirdigimizi görebiliyor. İnsanların evriminin devam ettiğini insan genomunu incelediğimizde anlayabiliyoruz. Örneğin:
* Orak hücre direnci, sıtma hastalığının daha yaygın olduğu bölgelerde artış gösterecek şekilde evrilmiştir.
* Laktoz toleransı, süt ürünlerinin tüketimini etkileyen kültürel değişikliklerle bağlantılı olarak evrilmiştir.
* Bazı insanlar, AIDS ve kalp hastalıklarına direnç sağlayan mutasyonlar kazanmıştır.
Burdan çıkarılması gereken sonuç şudur: sadece dış görünüş değişmediği için evrim durmuştur anlamı çıkmaz. Genetik değişse de kimi zaman morfoloji(dış görünüş) değişmeyebilir. Bu evrimin durduğu anlamına gelmez. Dış görünüş değişmedi diye evrim durdu gibi bir düşünceye kapılmak yanılgıdır.
İnsan doğal yaşam ile irtibatını azalttığı için evrim yavaşlamıştır. Fakat durmamıştır. Bunu da açıklamak gerekirse; mesela doğal seçilimi kendi üzerimizde yavaşlatıyoruz biz. Apandis bizden sonraki nesillerde olmayacaktı mesela. Çünkü: apandisi olan kişilerin bazılarında hastalıklar gözlemlenebiliyor. Hasta ölüyor. Geriye apandisi daha küçük olanlar kalıyor böylece yavaş yavaş daha küçük apandisli olanlar hayatta kalmış oluyor. Bunun sonucunda milyonlarca yılda, belki de on milyarlarca yılda, apandis diye bir organ kalmıyor(bkz. Doğal seçilim).
Fakat artık apandis yüzünden hasta olanlar apandisini alıyor ve doğal seçilim engelleniyor. Apandisi büyük olanlar da küçük olanlar da üreyebiliyor, genlerini yeni nesle aktarıyor. Bu da evrimin etkisini azaltmış oluyor Fakat dediğim gibi doğal seçilmin etkisini azaltsak da evrim durmadı.

Kimi kişiler de evrimin sadece zeka yönünden geliştiğini sandığı için evrim durdu sanıyorlar. Örneğin bugünkü şempanzeler zeki varlıklara dönüşmediği için evrim durmuştur gibi bir yanılgıya düşüyorlar: evrimin belli bir yönü yoktur. Evrim özel olarak zeka üretmeye çalışmaz. Diğer canlılar da bizim gibi beynini geliştirecek diye bir şey yok. Örneğin doğada şempanzeler arasında daha iyi tırmanan hayatta kalıyor olabilir ve evrim farklı bir yönde dallanarak gidiyor olabilir, büyük ihtimalle öyledir de. Onların da evrimi durmamıştır.

SONUÇ

-Evrim milyonlarca yıllık süreçte aşama aşama oluştuğundan onu gözlemleyemeyiz ama bu evrimin durduğunu göstermez
-Dış görünüşte değişme olmasa da genetikte değişim olabilir. Sadece dış görünüşe bakarak evrim durmuştur denmemelidir
-Evrim sadece zeka yönünde ilerlemez, bir şempanzenin giderek zekileşmemesi onun evrim geçirmediği, değişmediği anlamına gelmez
-İnsanlarda evrim etkisini azaltmıştır çünkü doğal yaşamdan soyutlanıyoruz. Fakat evrim yine durmamıştır...
Umarım yazı açıklayıcı olmuştur.


7 yorum:

  1. güzel bir yazı.. kendi bloğumada eklemek isterim. http://bladekardes.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kaynak gösterdiğiniz, yazının sonuna link attığınız sürece sorun yok

      Sil
  2. Ufak bir ekleme yapabilir miyim? her yıl fare zehri güncelleniyor. bundan 10 yıl önceki fare zehrini farelere yedirirseniz hiç etkilenmediklerini gözlemleyebilirsiniz nedeni ise üretilen zehrin farelerin belli bir kısmını öldürüp içlerinden o zehre dayanıklı olanların ürediğini görebilirsiniz. bu zehirden etkilenmeyen farelerin bir önceki farelere göre metabolizmalarının değişkenlik gösterdiğini çok açık bir şekilde görebilirsiniz. bu şu demek oluyor.
    canlıların yaşayabilmeleri ortamın müsaitliğine göre değişir. eğer ortam müsait ise canlılar o koşulda evrim değişimine uğramazlar. Ne zaman şartlar değişirse mesela canlıların yiyeceklerinin azalması hava koşulları, etkenler ve üremede seçicilik gibi etkenler baş gösterdiğinde evrim başlar. o sırada yaşayan canlının değişime uğraması değil nesillerinin değişimine uğramasıdır.

    YanıtlaSil
  3. Sizinle tanisip uzun uzun sohbet etmeyi cok isterdim... Ama bu bile yetiyor. Gercekten cok basarili bir blog. Yanliz olmadigimizi bilmek guzel... Saygilar..

    YanıtlaSil
  4. Varsayımlar üzerine kurulu bir hayatı yaşıyorsunuz. Savunduğunuz tüm saçmalıklar varsayımlar üzere kurulu. Bir insanın gelişimini örnek vererek evrimi ispatlamak ise hepten bir saçmalık. 75 milyar değil 75 desilyon yıl da geçse, irade gibi şuur gibi sıfarlara sahip olmayan hücreler kendi kendini geliştiremezler. Çünkü bu mevzuda bir tercih edici gerek. Bilimsel bulgular evrim meselesinde solungaçların neden karaya uyumlu olarak değişime uğramayı "seçtiğini" söylüyorlar mı? Öyle komiksiniz ki şimdi gülesim geliyor fakat, hangi kimyasal tepkimelerin gülmemi sağlıyacağına karar veremedim. Bu konuda yardımcı olur musunuz? 😊

    YanıtlaSil
  5. Varsayımlar üzerine kurulu bir hayatı yaşıyorsunuz. Savunduğunuz tüm saçmalıklar varsayımlar üzere kurulu. Bir insanın gelişimini örnek vererek evrimi ispatlamak ise hepten bir saçmalık. 75 milyar değil 75 desilyon yıl da geçse, irade gibi şuur gibi sıfarlara sahip olmayan hücreler kendi kendini geliştiremezler. Çünkü bu mevzuda bir tercih edici gerek. Bilimsel bulgular evrim meselesinde solungaçların neden karaya uyumlu olarak değişime uğramayı "seçtiğini" söylüyorlar mı? Öyle komiksiniz ki şimdi gülesim geliyor fakat, hangi kimyasal tepkimelerin gülmemi sağlıyacağına karar veremedim. Bu konuda yardımcı olur musunuz? 😊

    YanıtlaSil