29 Mayıs 2023 Pazartesi

Seçim Sonrası İyi Yaşam İçin Düşünceler


SEÇİM SONRASI MEDİTASYONLAR

Bugün 28 Mayıs 2023. Büyük bir kesimin hayal kırıklığına uğradığı; kendini çaresiz, umutsuz, yılmış, sabrı tükenmiş, öfkeli, gergin, hüsrana uğramış, hevesi kaçmış ve belki
kin dolu hissettiği bir gündeyiz. Zor durumlar karşısında sükunetimi ve dinginliğimi korumak adına meditasyonlar yapar, kendime değerlerimi hatırlatırım. Bunu yazarak yapmak fikirlerimi daha net görmemi sağlar. Seçimin sonuçlarıyla birlikte ben de biyolojik doğam gereği açığa çıkan olumsuz duygulara yer yer ev sahipliği yaptım. Fakat bunlara kapılmamak ve zihnimden eklemeler yaparak büyütmemek için yazmayı tercih ettim. Neticede beni sakinleştiren bu fikirleri paylaşma sebebim halihazırda olumsuz hislere sahip büyük bir gruba yardımcı olma ihtimali. Normalde kendime sakladığım notları bu sefer sizlerin de istifade edebilmesi için paylaşmayı tercih ediyorum. Bir özgünlük iddiam yok. Hatta buradaki fikirlerin neredeyse tamamı daha önce Marcus Aurelius, Epiktetos, Seneca gibi stoacı filozoflar tarafından dile getirildi. Yine de bu kişilerin kitaplarını okumayan kişiler için faydalı olabileceğini düşündüğüm ve içinde bulunduğumuz duruma uyarlanmış halinin verimli olacağına inandığım için paylaşma ihtiyacı duyuyorum. Zihin akışıyla ifade ettiğim bu notlara katılmayabilirsiniz, dağınık bulabilirsiniz (zira zihnim de dağınık) lakin daha iyi bir ruh hali ve daha iyi bir insan olmak için işinize yarayanı almanız benim için yeterli. Bunlar size değil, kendime tavsiyeler. Siz, kendiniz için uygun olanları seçmekte özgürsünüz. Bu meditasyonları kendi başınıza yapmak adına yukarıda saydığım ve daha fazla stoacı filozofu okuyabilir, düzenli çalışmalarla diğer durumlara kendiniz için uyarlayabilirsiniz.

 

 

 

1. Sakin ol, artık büyü, dünya her zaman böyle bir yerdi. Tiranlar ve zorbalar gelirler, geldiklerinde yenilmez sanılırlar, fakat muhakkak yenilirler. Sabır sana tam da bu durumlar için verildi. Hiçbir toplum değişmez değil, hiçbir yozlaşmış güç kalıcı değil. Dünyadaki ne çok toplum daha önce senin yaşadığın ve yaşayacağın sorunları yaşadılar da mücadeleyi sürdüren insanlar sayesinde insani değerler bugüne kadar geldi. İçinde bulunduğun durum, kötülükle daha büyük mücadeleye girmek için fırsat verecek sana. Daha zor zamanların geldiği doğru. Fakat zor zamanlar erdem fırsatı değil mi? Nice felaketlerle karşılaşacağız, kabul. Fakat zaten felaketler iyilerle kötülerin fark edilmesi için şans sunmaz mı insana? Bunun için kendini kahretmek mantıklı mı? Bunun için kendini yemenin kime ne faydası var? Eldeki sonuçlar bu, kabul et ve tüm bunları nasıl daha iyi bir insan olmak için kullanacağın üzerine daha detaylı düşün. Bugünden itibaren iyi bir insan olma çaban çok daha değerli ve elzem hale gelecek. Bu yüzden kendini, ardından ülkeni, ardından bir bütün olarak insanlığı daha iyi hale getirmek için daha fazla iradeye, daha yüksek disipline, daha büyük sorumluluk bilincine, daha kararlı bir zihne, daha bilge bir yaşam tarzına ihtiyacın olacak. Umutsuzluğun ne sana ne çevrendekilere faydası var. Zaman yılmak değil daha güçlü olmak zamanı.

 

2. “Ama ülkeyi bundan sonra kötü günler bekliyor.” Doğru. Fakat bunun için sızlanmak kendine zarar vermek dışında neyi çözebilir? Analiz et. O günler geldiğinde neler yapabileceğini düşün ve önlem al. Bunun için tehlikeleri göze mi alman gerekecek? Cesaret erdemi tam da bu sebeple yok mu? İnsanların eşit olmayan bir ortamda yaşamasıyla mı karşılaşacaksın? Adaletsiz durumlar olmasaydı adalet erdemine sahip olmanın ne anlamı olurdu? Ekonomik anlamda daha kötü bir seviyeye mi geleceksin? Ölçülülük ve kaderini hoş karşılamak bu durumlarda daha değerli olmuyor mu zaten? O halde karşılaştığın her zor durumu daha iyi bir yarın inşa etmek için kullanabilirsin. Günün en aydınlık anı zifiri karanlıktan sonra geliyorken karanlıktan korkmak yerine karanlığı hoş karşıla. Belli ki değişim için hâlâ gereken karanlık seviyesine ulaşmamışız. Fakat zorluklar sonrasında her toplum çok daha güçlü bir şekilde yeniden ayağa kalkar. Zorlukların artmasını bekle ve kendini buna hazırla. Doğru olanı yaptığını bilmek senin için yeterli olsun.

 

3. “Ama ben daha iyi koşulları hak ediyorum.” Belki de daha iyi koşullardan ziyade koşullar nasıl olursa olsun huzurunu ve erdemlerini korumayı hak ediyorsundur. Belki daha iyi ekonomik koşulları değil kötü ekonomik durumda bile güçlü kalabilmeyi hak ediyorsundur. Belki ideale daha yakın yasaları değil, yanlış yasalara karşı çıkabilecek cesareti ve daha iyi yasaları getirmek için mücadele etmeyi hak ediyorsundur. Dış koşulların daha iyi hale gelmesini istemek yerine dış koşullardan karakterin için fırsatlar yaratma becerini geliştirebilirsin. Gandhi, Mandela, Malcolm X hapis yatmadı mı yıllarca? Musonius Rufus, Atatürk, Seneca yıllarca sürgüne gönderildiğinde bunu mu dedi? Epiktetos’un ayağı kırıldığında verdiği tepki bu muydu? İç savaşla karşı karşıya kalan Aurelius bunları mı derdi sence? Her biri zor zamanlardan, kötü koşullardan geçip gelmedi mi bugünlere? Geçmişin bilgece yaşayan adalet savaşçıları sana ne derdi? “Git ve hayatını yaşa. Bu koşullar sana uygun değil. Sen daha iyisini hak ediyorsun.” mu derlerdi? Yoksa “Yaşadığın ülkenin insanları da daha iyi koşulları hak ediyorlar ve tam da bunun için savaşına devam etmelisin. Sen gidersen sadece sen daha iyi koşullarda yaşarsın. Sen kötü koşullara katlanıp yaşadığın yeri cennet bahçesi haline getirmeye çabalarsan bir bütün olarak toplumu daha iyi koşullara ulaştırırsın.” mı derlerdi? Bilgeleri örnek al. Yaşadığın zorluklar, o zorlukları değiştirmen için davettir. Bu davete icabet et ve içinde bulunduğun yer için daha fazla çabala. 

 

4. Hata yapan insanları bile sevmek senin elinde. Sonuçlar istediğin gibi gelmemiş olabilir. Fakat bunun için bir suçlu aramanın kime nasıl bir faydası var? Her kötü sonuç, çok sayıda iyilik eksikliğinin birleşmesiyle ortaya çıkar. Birilerinin yalan söylemesi, birilerinin bu yalanın yalan olduğunu yüksek sesle dile getirmemesi, birilerinin aldığı yanlış kararlar, bazılarının bazı şeyleri yeteri kadar savunmaması ve daha nicesi… Neticede bir kişinin değil bir bütün olarak herkesin eylemlerinin sonucu olan şey için kimseyi suçlamak faydalı değil. Hata yapıyorlarsa, bu, onların eğitimine daha yüksek bir katkı sağlamak için güzel bir fırsat. Eğitimsiz ve bilinçsiz toplumlar, eğitimli ve bilinçli insanlara daha büyük bir sorumluluk yükler. O halde kendindeki tarihi sorumluluğu gör ve çabalarına daha fazla devam etmek için güç bul. Bunu diğer insanların da yapmasını sağlamak veya hiç değilse sağlamak için elinden geleni yapmak senin elinde. Farklı görüşte olan insanları bile sevmeden bunu yapman olanaklı değil. Onlara daha sıkı sarılman, onları daha çok sevmen, onların yaptığı hataya düşüp kutuplaşmaman gerek. Unutma, sen, dünyada gerçekleştirmek istediği değişim olmaya çalışan birisin. Problem gördüğü zaman kaçan insanların olduğu bir dünyada yaşamak istemiyorsan, bu problem sonrasında kaçmayı düşünme. Kutuplaşmayan bir toplumda yaşamak istiyorsan, önce sen kutuplaşma. Şefkat ve merhamet merkezinde biri kalmaya devam et.

 

5. Karşıt mahalledeki insanlar, kötü değil; onlar ya seninkinden farklı değerleri önceleyen ya o değerlere giden yolun ne olduğu konusunda eksik bilgiye sahip olan ya dikkatsiz ya yaşadığı problemleri yanlış analiz eden ya da yaşadığı sorunları unutmuş kişiler. Onlara kızmanın kime nasıl bir faydası olacak? Onları anlamadan, onların doğru yola girmesini nasıl sağlayabilirsin? Onlara öfke duyarsan kimin değişmesi için ilham olabilirsin? Onların akla sahip olduklarını göz ardı edersen nasıl kendindeki bilgileri veya tespitleri onlara aktarmaya gönüllü olabilirsin ki? Geçmişini düşün. Sen de hatalar yaptın. Sen de başkalarının hayatlarını küçük ya da büyük olumsuz yönde etkileyen kararlar verdin. Sen de kimi zaman dikkatsiz kimi zaman yanlış bilgiyle hareket ettin. Sen de gün geldi hızlı karar aldın, sen de az empati kurdun, senin de yanlış değerlere öncelik verdiğin günler oldu. Kendi hatalarını göz önüne getir ve bu, öfkeni dizginlemene yol açsın.

 

6. Kontrol alanına odaklan. Seçimin sonuçları senin kontrol alanında değil. İnsanların neyi tercih ettiği, bundan sonra çıkacak yasalar, dış koşulların senin üzerinde yaratacağı konforsuzluk, iktidarın politikaları, bu politikaları besleyen insanların davranışları, seçim sürecinde usulsüzlük yapanların eğilimleri senin kontrolün altında değil. Adaleti sağlamak için sandıkları korumak, insanları bu konuda bilinçlendirmeye çalışmak, baskıya karşı sabır ve metanet gösterebilmek, zor durumları öfkesiz bir şekilde karşılamak, gelecek için seni kaygılandıracak düşüncelerden arınmak, konforsuzluk durumundan şikâyet etmemek, gelecek nesiller için daha eğitimli bir topluma ulaşmak adına elinden geleni ardına koymamak senin kontrolün altında. Kontrolün altında olanlara odaklan ve onları en iyi şekilde hayata geçirmek için çabala, ne olabiliyorsa bırak o olsun. Kontrol alanın dışındaki şeylere besleyeceğin tüm olumsuz duygular, onları kontrol edemediğin için sadece kendine ve çevrene acı üretecek. Bunun da ortak çıkara hiçbir katkısı olmayacak. Mücadele ruhunu korumak ve daha iyi yarınlar için daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmak senin elinde. Adaletsizliklere daha yüksek sesle karşı çıkmak senin elinde. Elinde olanlara odaklan ve bu neşelendirsin seni. Doğru yoldan ayrılmayan biri olduğun için gurur duy kendinle ve gelen zorlukları memnuniyetle karşıla.

 

7. Kimse sana dünyanın kolay ve adil bir yer olduğunu söylememişti zaten. Dünya her zaman zorluklara gebe bir yerdi. Hiçbir zaman olayların tam olarak istediğin gibi gitmeyeceğini zaten bilmiyor muydun? Tüm insanlık tarihinde ilk defa senin mi başına geliyor bunlar? Hayır. Çok daha kötüleriyle karşılaştı insanlık. Hitler’in katledilmesine yol açtığı milyonlarca insanın durumu daha mı iyiydi seninkinden? Amerikan yerlileri katledildiğinde daha mı kolaydı durumları senin yaşadığından? Orta çağ boyunca cadı avları, kölelik, kılıçtan geçirilen halklar daha mı iyi şartlarda yaşıyordu? Dünya yüzyıllardır zor bir yer. Yüzyıllardır zorluklar var ve insanlık var oldukça sorunlar da var olmaya devam edecek. Fakat tüm zorluklar, o zorluklardan kurtulma fırsatı sundu insanlara. Baskı ve şiddet arttıkça değişimlerin hızı arttı sadece. Bu zorlukların daha iyi bir gelecek için geçilmesi gereken bir adım olduğunu fark et. Zor günler muhakkak geçer, zorluğu yaratanlar muhakkak yenilir, zorluğun sonrasında yeniden gelen nesiller bu hatalardan ders alırlar. Tarih boyunca bu, bu şekilde sürüp gitmiştir. Bu, bir toplumun dönüşümünün sancıları sadece. Bu sancılar, bir doğum sancısı gibi adeta. İlk başta öleceğini ve dayanamayacağını sanabilirsin, ama dayandığın sürece güzellikler yaratırsın dünyaya. Bu sancılar, bir toplumun iyiliğinin sancıları. Bir insanın gelişmeden önce dibe çökmesi gerektiği gibi bir toplumun da daha iyi hale gelmek için önce çökmesi gerekebilir. Dünya tarihini ve devrimler tarihini gözünün önüne getir. Zorluklar karşısında pes etmek yaraşır mı sana? Dayanıklılık erdemi doğaya uygun olan erdemlerden biri değil mi?

 

8. Doğrudan veya dolaylı olarak daha kötü ve adaletsiz bir ülkeye yol açan insanlara öfkelenme. Nefrete kapılma ve düşün. Dünya’da muhakkak adaletsiz insanlar olacaksa neden buna öfkeleniyorsun? Muhakkak; prensipler, ilkeler ve değerlerle yaşamayan insanların olması kaçınılmazken neden olanaksız olanı isteyesin? Bu insanlar, dünyada olmamasının imkânsız olduğu insanlardan birkaçı sadece. Nereye gidersen git onlarla karşılaşacaksın. Sayılarının daha fazla olması ya da gücü ellerinde bulunduranların onlar olması seni yıldırmasın. Her koşulda doğru davranmak senin elinde. Eğer güç sende veya senin gibilerde olsaydı doğru olan onu adaletle kullanmak olacaktı. Lakin güç sende değil ve şu an doğru olan sabretmek, empatiden şaşmamak, kaderini hoş karşılayabilmek, karşı mahalleye ılımlı davranmak, kucaklayıcı davranmak ve kimi durumlarda tahammül etmek. Olanaksızı istemek yerine yapmanı kimsenin engelleyemeyeceği şeyleri merkeze al. Elinden gelirse eğit, gelmezse de sevgi, şefkat ve merhametin doğamızda bu durumlar için olduğunu hatırlat kendine.

 

9. Aslında doğru olanı yaparken yaptığın şeyin sonuçları için yapmıyordun. Doğru olduğu için yapıyordun. Sonuçlar kötü de olsa doğru olanı yapmış olmanın kendisi ödül değil mi zaten? Doğru olanı yapmak dışında bir ödül beklemek mantıklı geliyor mu sana? Akıllı insan doğruyu, doğru olduğu için yapar, güzel sonuca kesin olarak ulaşmak için değil. Sen seçim sürecinde elinden geleni yaptın. Bir vatandaşın görevleri ne ise yerine getirdin. Oyunu kullandın, insanları oy kullanması için teşvik ettin, doğru tercihin ne olduğunu anlatmaya çalıştın, olası problemlerden ve risklerden söz ettin, seçim günü canhıraş sandıkları korudun, tutanakları girdin ve adil bir seçim olması için çabaladın. Bir de sonucun istediğin gibi olmasını bekleyerek neden ek bir ödül isteyesin? Ödülün kendisi zaten doğru olanı yapmak. Bu, senin elinden alınamaz bir güç. Bu gücü geliştir.

 

10. Her şeyin geçiciliğini tefekkür et. Her şey geçer. Geçmişte bu sorunları yaşamış nice toplum geçti gitti dünya sahnesinden. Tıpkı bizim de geçeceğimiz gibi. Zamanı, sadece şu anıyla değil milyarlarca yıllık gelişimiyle düşün. Sadece insanlık tarihini değil bir bütün olarak evren tarihinin parçasında nerede olduğunu getir aklına. Sen bu zaman diliminin o kadar küçük bir dilimisin ki… Milyonlarca yıllık bir tarihin küçük bir parçasındasın sadece. Evreni bir bütün olarak tahayyül et. Bulunduğun sandalyeden yüksel. Şehirden yüksel. Ülkeden yüksel. Nihayet dünyayı bir bütün olarak gör. Ardından güneş sistemini. Tüm samanyolu galaksisinin içinde bir toz zerresi olduğunu düşün. Zamanı ve mekânı bir bütün olarak algıla. Zamanında aynı sorunları yaşayan halkları düşün. O halkların şikayetlerini getir aklına. Tüm bu insanlık kumaşının bu kadar küçük bir yerinde sanki dünyanın merkeziymiş gibi düşünmek yerine kederinin öfkenin çaresizliğinin boyutlarını küçült. Göreceksin ki küçük şeyleri dert ediyorsun. Bu, o küçük şeyler hakkında adım atmanı ve daha iyi hale getirmeni engellemesin. Sadece daha iyi hale getirmeye çalışırkenki ruh halini değiştirsin. Tüm bu değişimleri öfkesiz de yapabilir, kedere ve hüzne kapılmadan da gerçekleştirebilirsin. İnsanlığın neresinde olduğunu hayal ettiğinde bu seçimin sonuçları gözünde küçülmeye başlayacak. Bunu dertlerini küçültmek için kullan.

 

11. Doğa senden şimdi ne yapmanı istiyor? Daha adil, daha bilge, daha cesur bir toplum için daha fazla çaba sarf etmeni mi? O halde doğanın sana verdiği bu sorumluluğu metanetle kabul et. Görevin buysa, layığıyla yap.

 

 

 

2 yorum:

  1. daha kötüye gittiğimz doğru.orta doğu halkları akıllanmaz.onların seçimlerinin ceremesini çekiyoruz.

    YanıtlaSil