27 Eylül 2013 Cuma

Genetik Benzerlik - Evrimi Anlamak 18




Genetiğin Evrimle İlişkisi

Daha önce evrimin kanıtları olarak ortak atadan kalan benzerlikleri kısa bir şekilde anlatıp örneklendirmiştik. Bu benzerlikler bir çok kategoride incelenebilir; embriyolojik benzerlik, morfolojik( vücut şekilleri,biçimbilim) benzerlik, genetik benzerlik gibi bir çok alt dala ayırabiliriz evrimi doğrulayan bulguları. Bunlardan bir tanesi ve en önemlisi genetik benzerliktir.

Genetik benzerlik oranları, genom haritası çıkarılan canlıların bütün genetik özelliklerinin karşılaştırılması sonucu elde edilir. İnsan ile bir çok hayvan türünün dış görünüş benzerliklerine bakıldığında küçük ve yavaş bir değişim dikkatimizi çeker. Peki ya bu, genetik olarak nasıldır? Genetik değişimler (daha doğrusu benzerlikler) oranları nedir? Evrimi doğrular nitelikte midir yoksa elde ettiğimiz veriler evrimi yanlışlar mı? Eğer genetik benzerlik belli bir oranda artıp azalıyorsa, fosillerle uyum içindeyse, yaşam ağacı ile uyum gösteriyorsa bu evrimi doğrular nitelikte olacaktır.

Genetik Benzerlik Ve Fosiller

Öncelikle bir önbilgi vermekle başlamak iyi olacaktır. Bir protein 20 kadar farklı aminoasidi barındıran organik moleküldür. Bir proteinde ortalama 1500 nükleotide karşılık 500 aminoasit bulunur. 1500 nükleotid, mutasyonlara gerçekten ve oldukça elverişli, bunun sonucunda çeşitlenme yapacak kadar fazla nükleotiddir. Genetik değişiklik belirlenirken, herhangi iki türden bir proteindeki aminoasit farklarının sayısı ölçek olarak kullanılabilir. Örneğin herhangi bir X memeli canlısı ile önce Y sürüngeni daha sonra Z balığı ile karşılaştırdığımızda X in Y canlısına Z den daha fazla benzediğini görebiliyoruz, şansa bakın ki evrimin bulguları da -örneğin fosiller- memelilerin sürüngenlerden geldiğini savunuyor[1]. Fosillerle genetiğin birbiriyle böyle tutarlı oluşu, yaratılışçılar tarafından nasıl karşılanıyor merak ederim doğrusu. Evrimi savunanlara tesadüfçü(ne demekse artık) diyenler bunları derin bir tesadüf olarak görmekten ileri gidemez. Fakat evrimsel düşünen biri için cevap açıktır: balıkların zamanla evrimi sürüngenleri, sürüngenlerin evrimi memelileri oluşturmuştur. Bu sebeple fosiller balıklardan sürüngenlere, sürüngenlerden memelilere olacak şekilde dizilmiş olmalıdır. Aynı şekilde sürüngenler ile memelilerin ataları daha yakın zamanda yaşamış olduğu için, memeliler ile sürüngenlerin genetiği memeliler ile balıklardan daha benzer olacaktır.

İnsanın Üstünlüğü

İnsanın evrimi konusu gerçekten çok mühim bir konudur. İnsanların büyük oranda evrime karşı çıkışlarının sebebi de budur zaten; insanın nerden geldiğini rasyonel bir şekilde açıklıyor oluşu. Sosyal çevremde girdiğim tartışmalarda çoğu kez "insanın evrimini araya katmadığımız sürece Kur'an'ın evrimle çelişmediğini ve insanın evrimini açıklamamızın aşağlık bir hareket olduğunu" duymuşumdur. 'Diğer canlılar hakkında ne dersen de, ama insan ahsen-i takvimde en güzel şekilde biranda yaratılmıştır' görüşünde olan çok insan var. Bunun olacağını tahmin eden Darwin de Türlerin Kökeni kitabında özellikle "insan"dan bahsetmekten kaçınmıştır. İnsan konusuna en yaklaştığı an çıkış cümlelerinde "çok daha önemli araştırmalarla ... insanın kökeni ve tarihine ışık tutabileceğini"[2] yazmış olduğu birkaç kelimeden ibarettir.

Az önce bahsettiğim zihniyetteki insanlardan biri de Darwin'in çağdaşı piskopos Samuel Wilberforce'dur. Wilberforce şöyle diyordu: "İnsanın yeryüzündeki üstünlüğü, anlamlı konuşma yeteneği, insana ihsan edilmiş akıl, onun özgür iradesi ve sorumluluğu, günah işlemesi ve nedamet getirmesi, Ebedi Oğulun yeniden vücut bulması, Ebedi Ruhun içten varoluşu; bütün bunlar, Tanrının suretinde yaratılmış olan insanın hayvani bir kökenden geldiğine ilişkin alçaltıcı düşünceyle kesinlikle bağdaştırılamaz."[3] Hal Hellman, Wilberforce'un bu tutumunu şu şekild yorumlamıştır: "Başka bir deyişle hayvanlar aleminin geri kalan lısmı hakkında ne derseniz deyin, insanlar özel olarak -ve son birkaç bin yıl içinde- yaratılmıştır nokta."[4]

Gerçekten laf kalabalığı olarak görebilirsiniz fakat bunları yazmak zorundaydım. Gerçekten bu şekilde düşünen kişi oldukça fazla ve bu beni rahatsız ediyor. Bu sebeple, az sonra yazacaklarımın anlaşılmasını istediğim için çoğu yaratılışçıda gördüğüm bu durumu aktarmalıydım. Bu konuda insanın evrimine ilişkin fosil bulgularının dışında bir çok genetik kanıtın da mevcut olduğunu belirtmek ve insanın doğada üstün bir konumda olmadığını üstüne basarak vurgulamak istiyorum. Bunu genetik bilginin karşılaştırılması sonucunda da görüyoruz.

İnsan, Şempanze ve Genetik Benzerlik

İnsan evrimini doğrulayan en önemli bulgulardan bir tanesi şempanzelerle olan genetik benzerliğimizdir. Anatomide (farklı türler olduğumuz için) farklı görünsek de bu farklılık genetik açıdan öyle değildir. Genetik açıdan şempanzelerle insanların benzerliğini Cemal Yıldırım'ın makalesinden alıntılayarak yapmak istiyorum:

"Maymun(şempanzeler kastedilmekte) ve insan proteinlerinin yakın benzerliği hayret verici ölçüdedir. Örneğin, «hemoglobin» dediğimiz kanda oksijen taşıyan protein, hem insan hem maymunlarda aynı düzende 287 amino-asit içermektedir. Oysa iki ayrı kurbağa türünde bile hemoglobin tam 29 amino-asit fark göstermektedir. Buna karşılık, bir kas proteini olan mioglobindeki 153 amino-asitten yalnızca bir tanesinde insanla şempanze farklıdır. Biyo-kimyagerlerin 12 çeşit protein üzerinde yaptıkları bir araştırmada insanla şempanzenin her 1.000 amino-asitten ortalama 7 tanesinde farklı olduğu saptanmıştır. Protein ve DNA'dan sağlanan veriler insanla maymunların genetik olarak birbirine benzerliğinin, dışgörünümlerinde özdeş olan bazı meyve sinek türlerinin ya da farelerin kendi aralarındaki benzerlikten daha büyük olduğunu göstermektedir. Bu benzerlik o denli büyüktür ki, insanla maymunun ortak kökten ayrılışlarının beş milyon yıldan daha gerilere uzanmadığı hesaplanmıştır. [...] Görülüyor ki fosillerin sağladığı kanıtları bir yana bıraksak bile, maymunlarla kalıtsal yakınlığımızı doğrulayan pek çok kanıt vardır."[5]

Bir konuda küçük bir not yazmam gerekir ki bazı yaratılış savunucuları genetik karşılaştırmaların tümünü değil sadece proteogenomik karşılaştırmaları dikkate alarak '' insan ile şempanze arasında bu kadar benzerlik yok'' diyorlar. Oysa genetik karşılaştırmalarda gen haritasının tümüne bakılır ve nükleotid-nükleotide karşılaştırmalar yapılır. Kısaca genetik karşılaştırmalarda tüm genom haritasına bakıldığında bahsedilen iddianın geçersiz olduğu da görülebilir.

Kısaca görüleceği gibi, diğer her canlıda görülen genetik benzerlik, insanın şempanze ile ortak atadan geldiğini doğrular niteliktedir. İnsanı ahsen-i takvimde yaratmış bir tanrı isteseydi genetiği öyle düzenlerdi ki evrimi yanlışlaycak nitelikte kılardı, o halde ne kaldı insanın en güzel biçimde yaratılmışlığı?

Yanlışlamada Dikkat Edilesi Hususlar

Genetik benzerliğin uyumundan bahsederken çok önemli bir kaç noktanın altını çizmeliyim. Çok çok az da olsa bazen uyuşma olmayabilir, bu evrimi yanlışlamaz. Çünkü bazen bazı farklı türler, farklı zamanlarda aynı özelliği evrimleştirmiş olabilir. Buna yakınsak evrim denir. Örneğin yarasalarda ve yunuslarda, iletişim için benzer değişimler yaşanmış, bir yakınsak evrim gerçekleşmiştir. Her iki soyda da biyolojik radar kapasitesi olan türler mevcut. Bazı yunus türleri ile yarasa türleri objelerin yerlerini tespit etmek için ses dalgalarını kullanıyorlar(ekolasyon). Fakat yarasalar ile yunuslar çok uzak akrabalar, dolayısıyla bu özellik iki türde, farklı zamanlarda, birbirlerinden bağımsız evrimleşmiş olmalıdır.

Yarasa ve yunuslardaki bu özellik üzerine Nature dergisinde bir makale yayımlandı. Makalenin yazarları, dört yeni yarasa genomunu diziledi. Bu verileri, daha önce dizilenmiş olan iki yarasa ve bir yunus genomu da dahil olmak üzere, 18 başka memeli genomuyla birleştirdi. Bu türler arasındaki 2300 ortak genin amino asit dizilerini karşılaştırdı.Ekip bu veriler içinde, yalnızca ekolokasyon özelliğine sahip yarasalarda ve yunuslarda görülen, ama örneğin ekolokasyon yapamayan yarasalarda ve diğer memelilerde görülmeyen değşinimler aradı.Toplam 2300 gen arasında 60'ında, ekolokasyon yapan türlere has değşinimler buldular. Bu genlerin bir kısmı işitme ve kulak gelişimiyle ilgili olduğu bilinen genlerdi. Örneğin bu genlerin bazılarının işlevlerini bozan değşinimler, insanda sağırlığa yol açıyor.Dolayısıyla söz konusunda genlerdeki değşinimlerin, ekolokasyon özelliğinin bu iki soyda evrilmesine yardımcı olduğu tahmin ediliyor[6]. Benzer değişimlerin gerçekleşmiş oluşu (kaynakta da belirtildiği gibi) evrimi yanlışlamayacağını burdan anlayabiliriz.

Başka bir nokta ise paralel evrimlerin gerçekleşebilecek oluşu. Örneğin Guo-dong Wang ve ekibinin yaptığı bir araştırmadan söz etmek istiyorum. Bahsi geçen ekip bir Alman çoban köpeği, üç Çin'e özgü köpek, bir Tibet çoban köpeği, dört bozkurt ve Belçika Malinois türünün DNA’sını inceledi. Aynı ekip elde ettikleri bulgular sonucu, insan ve köpek genlerini karşılaştırdı. Bu karşılaştırma sonucunda insan ve köpekte sindirim organları ve metabolizmada benzer genetik değişimler gösterdiğine işaret etildi. Örneğin, köpek ve insanlarda kolestrol taşıyıcı genin benzer olduğu çıkan sonuçlardandı. İlk görüşte bu benzerlik evrimi yanlışlıyormuş gibi görünse de bu benzerliğin sebebi paralel evrimdir. Aynı zamanda bahsedilen bulgunun, insan ve köpeklerin bir arada yaşadığı ortamlarda hayvan sayısına kıyasla bitki oranının azalmasından kaynaklanmış olabileceği belirtilmiştir[7].

Burada dikkat çekmek istediğim hususlar, eğer belli başlı yerlerde benzerliğin gerekli şekilde olmadığı gösterilirse hemen atlayıp "Evrim çürütüldü" dememeniz, aksine olayın hiç bir şekilde evrimle ilişkilendirilemeyecek kadar kesin bir sonuç elde edilip edilmediğini araştırmanız gerektiğidir. Çünkü bazı durumlarda X canlısı Y canlısından türemese bile belli başlı benzerliklere sahip olabiliyor.

Sonuç

Canlıardaki genetik benzerlik dikkate alındığında elde ettiğimiz sonuçlar fosillerle ve morfoloji ile uyumluluk içinde. Tüm canlıları biranda, özel bir şekilde yaratan tasarımcı görüşünü kabul edersek; tüm bu bulgulardaki uyum, tüm genetik değişimlerin evrimi doğrular nitelikte oluşu, elde edilen her sonucun tahminlerle neredeyse benzer oluşu açıklanamaz olacaktır. Bu durumda bilimsel yöntem kabul edildiğinde akıllı tasarım görüşü tamamen boş bir görüş olduğu anlaşılır. Ve büyük sürpriz: evrim genetik benzerlik testinden de başarıyla geçmiştir...


KAYNAKLAR


2-Darwin (1859), s.373

3- Clark, 1984 içinde, s. 145

4- Hal Hellman, Büyük Çekişmeler, Tübitak Yayınları, s.97

5- Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık, Bilgi Yayınevi s.87

6- Perşembe, 5 Eylül 2013 tarihli soL Haber Portalı'nın hazırlamış olduğu "Yarasalar ve yunuslarda ortak genetik değişimler" başlıklı yazısından alıntılar yapıldı.Makalenin geçtiği asıl kaynak ise: Parker v.d., 2013, Nature, doi:10.1038/nature12511



3 yorum:

  1. alfa seni 6 aydır falan takip ediyorum ama bu konularda yeniyim. Tanrı varlıği çokanlamsız geliyor artık . Kendimi geliştirmek istiyorum . Bana önerebileceğin bir kitap var mı ? Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öneri Kitaplar

      Darwin Ne Yaptı
      Seksüel Seçme
      50 Soruda Büyük Patlama Kuramı
      Nietzsche Ağladığında
      Alamut
      Bilim Tarihi Yazıları
      Unutturulan Ayetler
      Tüfek Mikrop ve Çelik
      Yaşam Nasıl Başladı
      Hiç Yoktan Bir Evren
      Evrenin Dokusu
      Evrenin Zarafeti
      Einstein'dan Ötesi
      Herşeyin Teorisi
      Cennetten Akan Irmak
      Kuran İncil ve Tevratın Sümerdeki Kökeni
      Yeryüzündeki En Büyük Gösteri
      Böyle Buyurdu Zerdüşt
      Kör Saatçi
      Tanrının Öyküsü
      Tanrının Öldüğü Gün
      Sofie'nin Dünyası
      Hayatın Kökenine Dair 7 İpucu
      Sorgulayan Denemeler
      İnanılmaza İnanmak
      Türlerin Kökeni
      Kutsal Kitapların Kaynakları 1-2-3
      Din Bu 1-2-3
      Tanrı Yanılgısı
      Başarısız Hipotez: Tanrı
      Büyük Tasarım
      Kozmos

      Sil
  2. alfa mrhb. facebook sayfanıza ulaşamıyorum. Kapandı mı yoksa sayfanız. Yeni sayfanızın linkini buraya yazar mısın

    YanıtlaSil