Bir çok yaratılışçı sitede ve tartışmada bahsi geçen "evrimcilerin itirafı" adı altında sunulan 'çarpıtmaların' temellerini anlatmayı düşünüyorum bu yazıda. Maalesef tüm çarpıtmaları göz önüne getirmeye vaktim ve sabrım olmadığı için sadece "temellerden" bahsedip, geçmeyi düşünüyorum bu konuyu...
ÇARPITMA
Genel
olarak en çok yapılan şey çarpıtmadır. İlk önce bunun nasıl
kulandıldığını göstereyim. Örneğin ben ;
"Bir
kitabın bile yaratıcısı varken bu evrenin yaratıcısı nasıl
olmasın? İşte çok kişinin kafasındaki soru budur ve şimdiki
yazımızda buna cevap vermeyi düşünüyoruz..."
dersem
ve karşıdaki kişi sadece ilk cümleyi alıp, 2. cümleyi hiç
söylememişim gibi gösterirse bu kişi benim dediğimi çarpıtmış
olur. Sanki bir tanrıya inanıyormuşum gibi gösterilmesi çarpıtma
mantık hatasıdır ve bu, sözüm ona itiraflarda en çok girilen
mantık hatasıdır. Bir kaç örnek vereyim.
William
Schopf:
“ Kambriyen-öncesi ve Kambriyen arasındaki
sınıra hep keskin bir süreksizlik olarak
bakılmıştır. Kambriyen katmanlarında deniz bitkileri
ve hayvanlarına ait bolca fosil bulunur: Deniz otları, solucanlar,
süngerler, yumuşakçalar, ampul kabuklular ve dönemin belki de en
ilginç özelliği olarak trilobit adı verilen ilk eklem
bacaklılar... Kambriyen hayvan
örtüsü sanki bir anda var olmuştu ve bilinen hiçbir atası
yoktu…
Yaşam,
trilobitler kadar karmaşık canlılarla başlamış olamaz. Türlerin
Kökeninde Darwin şöyle der: "Kambriyen sistemi
öncesindeki dönemlere ilişkin fosil birikimlerinin neden
bulunamadığı sorusuna gelince, tatmin edici bir yanıtım yok…
Şu anda bu soru yanıtsız kalmak zorunda ve bu durumda kitapta öne
sürdüğüm görüşlere karşı gerçekten de geçerli bir argüman
olarak ele alınabilir." “
Bir
çok kişi bunu bir itiraf olarak öne sürebiliyor. William Schopf
kesinlikle bunu 1978 yılında yayımladığı makalesinde yazmıştır.
Buraya kadar yaratılışçıların lehine konuştuğu sanılır
fakat tam tersi. Yaratılışçılar bu örneği sık kullanır fakat
devamını yazmazlar. Makalenin devamında bakalım ne demiş Schopf:
“Bu
argüman artık geçerli değil; bu sorunun yanıtı bundan yirmi yıl
önce bulundu “
Richard
Dawkins:
"Şu
ya da bu aşamalı olarak evrimleşmiş olamaz, çünkü şunun ya da
bunun işe yaraması için "açıkça" mükemmel ve tam
olması gerekir."
River
Out of Eden (Tr: Cennetten Akan Irmak) kitabında bunu yazmıştır
Dawkins ama cümlenin tamamı şöyledir örneğin:
"Ben,
şu iddiada bulunan tezlere saldırıyorum: Şu ya da bu aşamalı
olarak evrimleşmiş olamaz, çünkü şunun ya da bunun işe
yaraması için "açıkça" mükemmel ve tam olması
gerekir."
Ve
kitabın devamında da bu iddia genişçe irdelenmiştir.
Dediğim
gibi bu mantık hatasına en fazla düşülür. Bir başka örnek de
Celal Yıldırım'ın kitabından yapılır örneğin. Kitapta
"Doğrudur evrim kuramı ispat edilmemiştir" demiştir
Yıldırım. Fakat bahsettiği konu bilimde hiçbir teorinin
ispatlanmadığı ama bunun onları bilimdışı yapmadığıdır.
Yani bahsedilen, bilimin dinamik oluşuyken insanlar evrimin hiç
doğrulayan gözlemi olmadığını kanıtlamak için bu sözü
kullanıyorlar.
ARGUMENTUM
AD IGNORİENTAM
Kimi
zaman da alıntıyı tamamen doğru yaparlar fakat bu iddia tamamen
"Boşlukların Tanrısı" iddiasına girebilecek bir
alıntıdır. Örneğin ben, henüz levha hareketlerinin bilinmediği
bir dönemde "Evet doğrudur depremleri açıklayamıyorum"
dersem burda bir sorun görmem açıkçası. Bilim neredeyse her
zaman ileriye giden bir süreçtir Evrimin şu an bile açıklayamadığı
olgular var ama bu onun tanrı tarafından yapıldığını
göstermez(ortada bir itiraf olduğunu da göstermez). Böyle bir
durumda da "Evrim X'i açıklayamıyor" demek bir bilim
adamının yapabileceği en doğal açıklamadır. Darwin de
kitabında bunu yapmıştır. "Teorinin Güçlükleri"
bölümünde bir bilim insanının yapacağı en doğal şekilde
teorinin nasıl gelişebileceğini, teorinin o anki zayıf
noktalarını sunmuştur.
Ne
var ki bazı bilim dışı kesimlerin, 19. yüzyılda açıklanamayan
konuları "itiraf" adı altında 21. yüzyılda sunmaları
aciziyetten başka bir şey değildir. Belki bir zamanlar gözün ve
kompleks yapıların evrimi açıklanamıyordu ve Darwin de bunu
belirtmişti, fakat 21. yüzyıla kadar çok büyük gelişmeler
yaşandı ve artık bu tür konuları açıklayabiliyoruz. Şu an
bizim bilmediğimiz konuları da bizden sonra gelecek nesiller
bilecektir. Bu evrimin çürüdüğünü değil bilimsel yöntemin
nasıl işlediğini ve bilimin nasıl geliştiğini gösterir sadece.
Burdan
da bir örnek verelim. Charles Darwin:
“ Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri girecek ışık miktarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün; doğal seçmeyle oluşabildiğini düşünmenin pek abes göründüğünü açık yüreklilikle itiraf ederim.”
Peki
devamında ne yazmaktadır Darwin:
“ Ancak
mantığım diyor ki, mükemmel ve karmaşık bir gözden oldukça
kusurlu ve basit bir göze çok sayıda aşamayla geçişin mümkün
olduğu ve bu aşamaların hepsinin de sahibine fayda sağlamış
olduğu gösterilebilirse; dahası, göz gerçekten de ufak
değişimler geçiriyorsa ve de bu değişimler kalıtılıyorsa (ki
durum gerçekten de böyledir); ve eğer bir organdaki her
çeşitlilik ve değişim, ortam şartları değiştiğinde canlıya
fayda sağlıyorsa; o zaman hayal gücümüz tarafından kavranması
ne kadar güç olursa olsun, mükemmel ve karmaşık bir gözün
doğal seçilimle oluşmadığına inanmak gerçekten zordur. Bir
sinirin nasıl olup da ışığa duyarlı hale geldiği
sorusu; bizi,
ilk yaşamın nasıl ortaya çıktığı sorusundan daha fazla
ilgilendirmez. Fakat birçok veriye göre, duyarlı olan her sinir
hücresinin ışığa ve sesi oluşturan havadaki titreşimlere de
duyarlı hale gelmesi, hiç de olanaksız görünmemektedir.”
Burda
hem çarpıtmaya hem de cehaletten savunma mantık hatasına
giriliyor anlayacağınız. Darwin'in zamanında bilemediğimiz gözün
evrimini artık yavaş yavaş çözmüş bulunuyoruz örneğin.
BİR
BİLEN SAFSATASI
Ve
girilen son safsata bir bilen safsatası.
1-A
kişisi X konusunda uzmandır.
2-A
kişsi X konusunda Y demiştir.
3-O
halde Y doğrudur.
Bir
bilen safasatasını bu şekilde özetleyebiliriz. Ve tüm bu
itiraflarda da bir bilen safsatasına girilmektedir. Bilimde önemli
olan kimin ne dediği değil bulgulardır. Ki şu ana kadar evrimi
yanlışlayan her hangi bir bulguya rastlanılmadı(evrimcilerin öne
sürdüğü bazı iddiaların yanlışlanması evrimin
yanlışlandığını göstermez). Aksine doğrulayan sayısız bulgu
var! Tüm körelmiş organlar, fosiller, biyocoğrafya bulguları,
canlılıktaki değişiklikler, ortak atadan kaynaklanan benzerlikler
evrimi doğrulayan bulgulardandır örneğin. Yüzyıllardır evrim
girdiği her sınavdan başarıyla çıkmışken kaç itiraf sunulsa
bile boş olur anlayacağınız.
SONUÇ
Bir
yaratılışçı size sözüm ona itiraf öne sürüyorsa yapmanız
gereken şey:
1:
İtiraf olduğu iddia edilen cümlenin geçtiği makaleyi okuyun.
Büyük ihtimalle başından, sonundan, cümleler kesilerek öne
sürülmüş bir itiraftır(!).
2:
Bahsedilen itirafın geçtiği makalenin yayımlanma tarihine bakın.
Eğer çarpıtma yoksa, henüz o konuda bilgimizin olmadığı
zamanlarda yayımlanan bir makale olduğunu söylemekte zorlanmam. Ki
bu da yukarda bahsedilen mantık hatasına giren argümandır.
Aşağıda
5 çarpıtmaya verilen cevaba linklerden ulaşabilisiniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder