15 Eylül 2013 Pazar

Evrimcilerin İtirafları - Evrimi Anlamak 17




Bir çok yaratılışçı sitede ve tartışmada bahsi geçen "evrimcilerin itirafı" adı altında sunulan 'çarpıtmaların' temellerini anlatmayı düşünüyorum bu yazıda. Maalesef tüm çarpıtmaları göz önüne getirmeye vaktim ve sabrım olmadığı için sadece "temellerden" bahsedip, geçmeyi düşünüyorum bu konuyu...

ÇARPITMA

Genel olarak en çok yapılan şey çarpıtmadır. İlk önce bunun nasıl kulandıldığını göstereyim. Örneğin ben ;

"Bir kitabın bile yaratıcısı varken bu evrenin yaratıcısı nasıl olmasın? İşte çok kişinin kafasındaki soru budur ve şimdiki yazımızda buna cevap vermeyi düşünüyoruz..."

dersem ve karşıdaki kişi sadece ilk cümleyi alıp, 2. cümleyi hiç söylememişim gibi gösterirse bu kişi benim dediğimi çarpıtmış olur. Sanki bir tanrıya inanıyormuşum gibi gösterilmesi çarpıtma mantık hatasıdır ve bu, sözüm ona itiraflarda en çok girilen mantık hatasıdır. Bir kaç örnek vereyim.

William Schopf:

“ Kambriyen-öncesi ve Kambriyen arasındaki sınıra hep keskin bir süreksizlik olarak bakılmıştır. Kambriyen katmanlarında deniz bitkileri ve hayvanlarına ait bolca fosil bulunur: Deniz otları, solucanlar, süngerler, yumuşakçalar, ampul kabuklular ve dönemin belki de en ilginç özelliği olarak trilobit adı verilen ilk eklem bacaklılar... Kambriyen hayvan örtüsü sanki bir anda var olmuştu ve bilinen hiçbir atası yoktu…

Yaşam, trilobitler kadar karmaşık canlılarla başlamış olamaz. Türlerin Kökeninde Darwin şöyle der: "Kambriyen sistemi öncesindeki dönemlere ilişkin fosil birikimlerinin neden bulunamadığı sorusuna gelince, tatmin edici bir yanıtım yok… Şu anda bu soru yanıtsız kalmak zorunda ve bu durumda kitapta öne sürdüğüm görüşlere karşı gerçekten de geçerli bir argüman olarak ele alınabilir."  “

Bir çok kişi bunu bir itiraf olarak öne sürebiliyor. William Schopf kesinlikle bunu 1978 yılında yayımladığı makalesinde yazmıştır. Buraya kadar yaratılışçıların lehine konuştuğu sanılır fakat tam tersi. Yaratılışçılar bu örneği sık kullanır fakat devamını yazmazlar. Makalenin devamında bakalım ne demiş Schopf:

Bu argüman artık geçerli değil; bu sorunun yanıtı bundan yirmi yıl önce bulundu “

Yukarda bahsedilen alıntının devamında, arada hiçbir şey yazılmadan bu söz söylenmiştir. Ve bahsedilen makalenin devamında bu iddia bulunan fosiller tanıtılarak çürütülmüştür.




Richard Dawkins:

"Şu ya da bu aşamalı olarak evrimleşmiş olamaz, çünkü şunun ya da bunun işe yaraması için "açıkça" mükemmel ve tam olması gerekir."

River Out of Eden (Tr: Cennetten Akan Irmak) kitabında bunu yazmıştır Dawkins ama cümlenin tamamı şöyledir örneğin:

"Ben, şu iddiada bulunan tezlere saldırıyorum: Şu ya da bu aşamalı olarak evrimleşmiş olamaz, çünkü şunun ya da bunun işe yaraması için "açıkça" mükemmel ve tam olması gerekir."

Ve kitabın devamında da bu iddia genişçe irdelenmiştir.

Dediğim gibi bu mantık hatasına en fazla düşülür. Bir başka örnek de Celal Yıldırım'ın kitabından yapılır örneğin. Kitapta "Doğrudur evrim kuramı ispat edilmemiştir" demiştir Yıldırım. Fakat bahsettiği konu bilimde hiçbir teorinin ispatlanmadığı ama bunun onları bilimdışı yapmadığıdır. Yani bahsedilen, bilimin dinamik oluşuyken insanlar evrimin hiç doğrulayan gözlemi olmadığını kanıtlamak için bu sözü kullanıyorlar.

ARGUMENTUM AD IGNORİENTAM

Kimi zaman da alıntıyı tamamen doğru yaparlar fakat bu iddia tamamen "Boşlukların Tanrısı" iddiasına girebilecek bir alıntıdır. Örneğin ben, henüz levha hareketlerinin bilinmediği bir dönemde "Evet doğrudur depremleri açıklayamıyorum" dersem burda bir sorun görmem açıkçası. Bilim neredeyse her zaman ileriye giden bir süreçtir Evrimin şu an bile açıklayamadığı olgular var ama bu onun tanrı tarafından yapıldığını göstermez(ortada bir itiraf olduğunu da göstermez). Böyle bir durumda da "Evrim X'i açıklayamıyor" demek bir bilim adamının yapabileceği en doğal açıklamadır. Darwin de kitabında bunu yapmıştır. "Teorinin Güçlükleri" bölümünde bir bilim insanının yapacağı en doğal şekilde teorinin nasıl gelişebileceğini, teorinin o anki zayıf noktalarını sunmuştur.

Ne var ki bazı bilim dışı kesimlerin, 19. yüzyılda açıklanamayan konuları "itiraf" adı altında 21. yüzyılda sunmaları aciziyetten başka bir şey değildir. Belki bir zamanlar gözün ve kompleks yapıların evrimi açıklanamıyordu ve Darwin de bunu belirtmişti, fakat 21. yüzyıla kadar çok büyük gelişmeler yaşandı ve artık bu tür konuları açıklayabiliyoruz. Şu an bizim bilmediğimiz konuları da bizden sonra gelecek nesiller bilecektir. Bu evrimin çürüdüğünü değil bilimsel yöntemin nasıl işlediğini ve bilimin nasıl geliştiğini gösterir sadece.

Burdan da bir örnek verelim. Charles Darwin:

 Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri girecek ışık miktarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün; doğal seçmeyle oluşabildiğini düşünmenin pek abes göründüğünü açık yüreklilikle itiraf ederim.” 

Peki devamında ne yazmaktadır Darwin:

 Ancak mantığım diyor ki, mükemmel ve karmaşık bir gözden oldukça kusurlu ve basit bir göze çok sayıda aşamayla geçişin mümkün olduğu ve bu aşamaların hepsinin de sahibine fayda sağlamış olduğu gösterilebilirse; dahası, göz gerçekten de ufak değişimler geçiriyorsa ve de bu değişimler kalıtılıyorsa (ki durum gerçekten de böyledir); ve eğer bir organdaki her çeşitlilik ve değişim, ortam şartları değiştiğinde canlıya fayda sağlıyorsa; o zaman hayal gücümüz tarafından kavranması ne kadar güç olursa olsun, mükemmel ve karmaşık bir gözün doğal seçilimle oluşmadığına inanmak gerçekten zordur. Bir sinirin nasıl olup da ışığa duyarlı hale geldiği sorusu; bizi, ilk yaşamın nasıl ortaya çıktığı sorusundan daha fazla ilgilendirmez. Fakat birçok veriye göre, duyarlı olan her sinir hücresinin ışığa ve sesi oluşturan havadaki titreşimlere de duyarlı hale gelmesi, hiç de olanaksız görünmemektedir.” 

Burda hem çarpıtmaya hem de cehaletten savunma mantık hatasına giriliyor anlayacağınız. Darwin'in zamanında bilemediğimiz gözün evrimini artık yavaş yavaş çözmüş bulunuyoruz örneğin.

BİR BİLEN SAFSATASI

Ve girilen son safsata bir bilen safsatası.

1-A kişisi X konusunda uzmandır.
2-A kişsi X konusunda Y demiştir.
3-O halde Y doğrudur.

Bir bilen safasatasını bu şekilde özetleyebiliriz. Ve tüm bu itiraflarda da bir bilen safsatasına girilmektedir. Bilimde önemli olan kimin ne dediği değil bulgulardır. Ki şu ana kadar evrimi yanlışlayan her hangi bir bulguya rastlanılmadı(evrimcilerin öne sürdüğü bazı iddiaların yanlışlanması evrimin yanlışlandığını göstermez). Aksine doğrulayan sayısız bulgu var! Tüm körelmiş organlar, fosiller, biyocoğrafya bulguları, canlılıktaki değişiklikler, ortak atadan kaynaklanan benzerlikler evrimi doğrulayan bulgulardandır örneğin. Yüzyıllardır evrim girdiği her sınavdan başarıyla çıkmışken kaç itiraf sunulsa bile boş olur anlayacağınız.

SONUÇ

Bir yaratılışçı size sözüm ona itiraf öne sürüyorsa yapmanız gereken şey:

1: İtiraf olduğu iddia edilen cümlenin geçtiği makaleyi okuyun. Büyük ihtimalle başından, sonundan, cümleler kesilerek öne sürülmüş bir itiraftır(!).
2: Bahsedilen itirafın geçtiği makalenin yayımlanma tarihine bakın. Eğer çarpıtma yoksa, henüz o konuda bilgimizin olmadığı zamanlarda yayımlanan bir makale olduğunu söylemekte zorlanmam. Ki bu da yukarda bahsedilen mantık hatasına giren argümandır.

Aşağıda 5 çarpıtmaya verilen cevaba linklerden ulaşabilisiniz:






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder