5 Şubat 2014 Çarşamba

Hayatın Amacı ve Tanrı

>Siz ateistler için hayatın bir anlamı yok. Hayatın amacının olabilmesi için tanrıya ihtiyaç var! Sizin hayatınızın bir amacı yok.

Öncelikle “Hayatın Amacı” derken kastetmek istediğimizi anlamalıyız.  Amaç, kelime anlamıyla ‘ulaşmak istenen sonuç’ demektir. O halde ‘hayatın amacı’ derken bir Müslümana göre hayatın amacı cennete ulaşmak olabilir, bir Budist’e göre nirvanaya ulaşmak hayatın amacı sayılabilir, bir Mevlevi hayatın amacını tasavvuf olarak görebilir ve ona göre hayatın amacı ‘Allah ile bütünleşmek’ olabilir. Bir Hristiyan İsa’ya ulaşmayı hayatının amacı olarak görebilir. Bunların hepsi kişisel sebeplerdir.  Buraya kadar saydığım hayatın amacına yönelik inançlar mutlak amaçlardı. Hayatın amacı derken iki şeyden kastediyor olabiliriz:

1.Mutlak Amaç
2.Değişken Amaç

Mutlak amaca inanan ve mutlak amacın olduğunu savunan kişilere göre hayatın amacı herkes için ortaktır. Örneğin yukarıdaki örnekleri düşünecek olursak, bir Müslüman tüm insanların amacının cennete gitmek olduğunu düşünür. Bu herkesin nihai amacı olmalıdır ve değişmezdir. Bir kişi “benim amacım cennete gitmek değil” dese bile yine de kendi hayatının amacı cennete gitmek ve cehennem azabından kurtulmak olacaktır. Bu amaç değişmez. Aynı şey bir Hristiyan için “İsa’ya ulaşmak ”olarak sunulabilir. Mutlak amaç, insanlık için değişmeyen, herkes için aynı olan amaçlardır. İnsanlığın amacıdır.

Değişken amaç ise bireysel amaçlardır ve hayat içinde kurulan amaçlardır. Özneldir. Kişiden kişiye değişen amaçlardır bunlar. Örneğin bir kişi doktor olmayı amaçlayabilir. Mutlu bir aile kurmak, sıradan bir insan için güzel bir amaç olarak görülebilir. Hayatını insanlık için adayıp iyi “unutulmaz” bir insan olmak kişinin göreli amacı olabilir. Bu tür amaçlar kişiden kişiye değişir, mutlaklığı yoktur ve bireysel amaçlardır.

Mutlak amaç konusuna iyice girmeden önce, herkesin değişken amaçlara sahip olabileceğini vurgulamak isterim. Bir kişi “mutlu bir yuva kurmak” amacına sahip olmak için ateist olmasına, solcu olmasına, Yahudi olmasına vs. gerek yoktur. Her insan bu gibi değişken amaçlara sahip olabilir. Bu değişken amaçlara, bir tanrıya atıf yapmadan sahip olunabilir.

İnançlı kişiler tarafından iddia edilen “mutlak amaç yoksa hayat anlamsızdır, mutlak amaç yoksa intihar etmemem için hiçbir sebep yoktur” önermesini garip buluyorum. Nitekim bir insanı yaşamda tutan tek şey tanrı inancı veya mutlak bir amaç değildir. Değişken amaçlar da “intihar etmemek” için yeterli sebepleri oluşturabilir. Mesela kimi sevgilisi için yaşamaya devam eder, kimi yarına olan umutlarına tutunur, kimi ailesine bağlılığından intihara direnir, kimi yaşamaktan zevk alır, kimi içmeyi sever ve bu onu mutlu eder bunun için yaşar, kimi geleceği değiştirmek için her gün gözlerini tekrar açar dünyaya. Bunlar da intihar etmemek için yeterli sebep oluşturmaz mı?

İnsanların mutlak bir amacı olduğuna inanılabilir. Fakat bu amaca duyulan inanç, amacı doğru kılmaz. Hayatta mutlak bir amacın olduğunu düşünelim. Bu amaç nedir? Cennete ulaşmak mı? Nirvanaya ulaşmak mı? İsa ile birleşmek mi? Allah’ın katına ulaşmak mı? Bunlardan hangisini doğru kabul edebiliriz? Görüldüğü gibi bir ateiste “Senin hayatının amacı yok” diyen inançlıya “Neden senin inancını kabul edeyim ki? Senin hayatının amacını özel kılan nedir? Belki de Budist’in amacı doğrudur, o kişiye göre de senin hayatının amacı yanlış değil mi? Nereden bileyim hayatın amacının senin inandığın görüş olduğunu? ” diyebiliriz.

Her kişi değişken amaçları, mutlak amaç olarak görüyor olabilir. Örneğin bir kişi ”Hayatın mutlak bir amacı vardır ve bu mutlak amaç mutlu bir yuva kurmaktır!” diyebilir. Bu görüş, mutlak amacı cennet olarak gören kişiden daha rasyonel değildir. Hayatın amacını mutlu bir yuva kurmak olarak gören bir kişinin bu inancını yanlışlayamayız. Mutlak amaç yalnızca din ile temellenince mi anlam kazanır? Hayır! Bu sebeple mutlak amacın temellendirmesini din ile yapmak zorunda olmadığımızı anlıyoruz. O halde mutlak amaçların değişken amaçlardan hiçbir farkı kalmamış olur. İsteyen kişi değişken amacı mutlak amaç olarak gösterebilir, bunda herhangi bir problem gözükmüyor.

Buraya kadar neyi gördük?
1- Hayatın amacından bahsederken “mutlak ve değişken” amaç olmak üzere iki tür amaç sayabiliriz. 
2- “Mutlak amacın” değişmez olduğunu anlayabilmemiz için bu amacı mantıksal bir temele oturtmamız gerekir. 
3- Bu mantıksal temellendirme kişinin düşüncesine göre değişebilir. (Kişi değişken amacını, mutlak amaç olarak görebilir) 
4- Mantıksal temellendirme sadece din ile yapılmak zorunda değildir. (Örneğin siyasi bir temellendirme yapılabilir, felsefi bir temellendirme yapılabilir) 
5- Bu temellendirmeler düşünceye göre değişebiliyorsa ve sadece din ile yapılmak zorunda değilse ateist de kendine göre mantıksal bir temellendirme yapabilir. 
6- Bir ateist tanrıya atıf yapmadan mutlak bir amaca sahip olabilir.

Bir ateist mutlak bir amaca sahip olabilir. Bu “ateist mutlak bir amaca sahip olmak zorundadır” ile aynı şey değil, dikkatinizi çekerim. Bu amaca sahip olabilir de olmayabilir de. Örneğin bir ateist siyasi bir görüşü mutlak amaç olarak görebilir. Bir epikürcü “hayatın mutlak amacı, hazdır, zevk almak ve mutlu olmaktır” deyip aynı zamanda ateist olabilir. Bilimle ilgilenen bir ateist “Evrenle ilgilenmek amacımdır” derken aynı zamanda bunun tüm insanlığın amacı olduğuna inanabilir.   

Açıkça söylemek gerekirse mutlak amacın olduğunu düşünen biri değilim. İnsanlar istedikleri şeyleri amaç olarak seçsinler. Birilerini rahatsız etmediği sürece istediğiniz şeyi amaç olarak edinebilirsiniz. Aynı zamanda bu değişken amacınız sizin geleceğinizi de şekillendirecektir. Ama siz, siz olun hayatın amacının olması için tanrıya atıf yapılmalıdır görüşünü savunmayın.

12 yorum:

  1. Ateist Gençlik5 Şubat 2014 03:00

    ''Yaşamın amacı iki kulağınızın arasındadır.''

    -bu sözün tam halini ve kimin söylediğini tam hatırlamıyorum fakat Stephan Hawking'in olabilir.

    YanıtlaSil
  2. Ateist Gençlik5 Şubat 2014 03:02

    Ayrıca Richard Dawkins'in konuyla alakalı belgeselini de önerebilirsiniz.

    1. bölüm(seks/günah): https://www.youtube.com/watch?v=N2qCyYpapcs&list=PLMOKnNb8gMuringVJ5qD92KlZamDpWx8E

    2.bölüm(ölüm): https://www.youtube.com/watch?v=-gc_ed9vAOw

    3.bölüm(hayatın anlamı): https://www.youtube.com/watch?v=dABGyI7F_Y8&list=PLMOKnNb8gMupKn0AQ4tuDyVJQB6mQII19

    YanıtlaSil
  3. güzel bir yazı daha eline emeğine sağlık alfa devamını bekliyoruz

    YanıtlaSil
  4. Yaşamak çoğu zaman bana da anlamsız geliyor. Ama sonra kendime bir kahve yapıp kitabımı elime alıyorum ve her yuduma birkaç cümle denk getiriyorum:)ve işte o zaman hayatımın 'mutlak bir amacı' olmadan da mutlu olabileceğimi duyumsuyuyorum ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

      Sil
    2. herşey iyi ve güzeldi, kızın numarasını isteyene kadar...

      Sil
  5. Çok doğru yorumlarda bulunmuşsunuz Alfa Bey. Ben de mutlak amaca inanılmaması gerektiğini düşünüyorum. Tek bir amaç çevresinde kimsenin doğru düzgün bir hayat yaşayabileceğini de sanmıyorum zaten.

    YanıtlaSil
  6. değişken amacı mutlak amaç yapmak en güzeli, hayat böyle daha renkli geçiyor

    YanıtlaSil
  7. herkesin kendisinin mutlaklaştırmış bir amacının olması mutlak olacak amacın olmadığına ıspat olamaz.

    YanıtlaSil
  8. güzel bi açıklama olmuş eline sağlık

    YanıtlaSil
  9. Peki ya fakir,umutsuz bir ateist?Onu intihar etmekten alıkoyacak ne var?Akıllıysa intihar edip kurtulsun dünyadaki çileden.

    YanıtlaSil
  10. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil