1 Şubat 2014 Cumartesi

Mutlak Mucize Argümanı




"Bilimsel Dindar" olarak tanıttığım ve günümüzde hız kazanarak çoğalan kesimden biraz daha bahsetmek istiyorum. Bilimsel verileri kullanarak dinlerini doğrulamaya çalışan bu kesmin sayısız çarpıtma, hatalı ve yanlış yorum gibi bir sürü doğru olmayan yoldan dinlerini savunma yöntemlerini bir kenara koyuyorum. Tek bir şey üzeriden gitmek istiyorum: mutlak bilgi...

Bu kişiler, bahsettiğim gibi bilimsel verileri kullanarak dinlerinin mucizevi yönlerini kanıtlamaya çalışırlar. Kuranda, Büyük Patlama Teorisinin varlığından tutun Evrenin Varoluşuna kadar sayısız bilimsel verinin 1400 yıl önce kutsal kitaplarında yazdığını savunurlar. "Hey, hey, hey! Bilim adamları sicim teorisini mi ortaya attılar? İyi de bu zaten yazıyordu!" Daha önce bilimsel dindarların kullandığı genel çarpıtma yöntemlerini anlatmıştım. Şimdi ise biraz farklı yönden olaya yaklaşmak istiyorum.

DİNAMİK ve MUTLAK BİLGİ


Biliyoruz ki bilim sürekli değişir, gelişir ve katlanarak büyür. Bilimin bugün doğru kabul ettiği şeyler yüzlerce yıl sonra yanlışlığı gösterilmiiş bilgiler olacaktır. Sırf bilimin bu değişkenliği yüzünden çok fazla düşmanı olmuştur(bu konu başka bir yazıda irdelenecektir). Şimdi bunu bir kenara bırakalım ve dindarların en basitinden "Evren genişliyordu ve bu Kuranda yazıyor" düşüncesini ele alalım. Bu bilginin Kuranda yazıp yazmadığının da şu an konuyla bir alakası olmadığı için bundan bahsetmiyorum. Bahsetmek istediğim nokta şu:

Bilimsel teoriler sürekli değişiyor. Bugün evrenin genişlediğini iddia eden bilim yarın aynı bulguları farklı bir şekilde yorumlayabilir. Örneğin şu an erenin genişlediğinin bulgularını kullanarak Heidelberg Üniversite'sindeki Christof Wetterich isimli fizikçi evrenin genişlemediğini sadece kütle kazandığını söylüyor(1). Bu bakışa göre evren genişlemiyor. Üstelik şu an evrenin genişlemesi fikri olan "Dinamik Genişleyen Evren" teorisi fizikteki bir çok farklı soruna cevap vermediği için(bkz. Karanlık Madde, Karanlık Enerji.) eksik bir teoridir ve geliştirilmeyi bekleyen teorilerdendir.

Bundan 1000 yıl sonrasının fizikçilerini düşünün. O kadar ileri noktaya gelmişler ki şu andoğru sandığımız Dinamik Genişleyen Evren modelinin yanlışlığını göstermiş olsunlar ve farklı bir evren mıodelini kabul ediyor olsunlar. Bu durumda dindarın tepkisi ne olur siz düşünün:

A) Bilimsel verilerin peşinden gidip dinlerini bırakacaktır.
B) 'Bilim Allahın ilmine yetişemedi' deyip dinlerine devam edeceklerdir.,
C) Bilimin yanlışlığını savunup dinlerindeki argümanlara devam edeceklerdir.
D) Bilimsel verileri değiltirip dinlerinin zaten bunu savunduğunu söyleyeceklerdir
E) Dinlerindeki metinleri farklı yorumlayıp dinlerini savunmaya devam edeceklerdir.

KÖRÜ KÖRÜNE BAĞLANMAK



Sanılanın aksine her sorunun bir cevabı olmaz. Bu sorunun da tek cevabı yok, hatta aksine tek yanlış cevabı var. "Neyi işaretledin oğlum? A şıkkını mı? Otur, sıfır !" Elbetteki öyle ya da böyle dinlerini savunacaktır bu bahsettiğimiz kişiler. Öyle bir tavır içine girerler ki her ne olursa olsun dinlerine bağlı kalacaklarını gösterirler. Körü körüne bağlanmadır bu. Çok basit bir örneğini yaşadığımı hatırlarım. Lise yıllarımda "Din Kültürü" dersinde hocamız konuşuyordu

-Bakın çocuklar, bugünlerde bilim daha yeni yeni ortaya çıkardı ki atmosfer yedi katmandan oluşuyor. Fakat Kur'an-ı Kerim'de bu 1400 yıl önce "Gökleri yedi kat kıldık" olarak geçiyor. Söyleyin bana bu mucize değil de nedir?

(Söz Hakkı İstedim)

+ iyi de hocam atmosfer yedi katmandan değil beş katmandan oluşuyor.

- Beş katman mı? Peki yer kaç katmandan oluşuyor?

+Üç katmandan oluşuyor hocam

(Öğretmen başını kaşıdı. Birkaç saniya sonra cevap verdi)

- O halde bunun tek açıklaması bilim Allah'ın ilmine yetişememiştir. Bilim her gün değişiyor. Yarın öbür gün yedi katman olduğunu söyler merak etme...

Şimdilik göğün yedi katman oluşu mucizesinin(!) üzerinde durmadan burdan çıkardığım ömürlük dersi sizlere aktarayım. O günü hiç unutmam, ömrüm boyunca aklımdan çıkmayacağına eminim. Bana dindar kişilerin kafasındaki mucize algısının zayıflığını çok güzel bir şekilde gösteren bir örnek olmuştu.Üstelik bu konuşma o kadar yerindeydi ki bir taşla iki kuş vurdu:

1- Kuranda bilimsel teori bulmak için bilim değiştirilmişti
2- Kuranda bilimsel teori bulmak için kuran ayetleri değiştirilmişti.

Ne atmosfer yedi katmandı ne de Kuranda atmosferden bahsediliyordu. Bir dindar bilimsel mucize çıkarmak adına hem bilimi hem kuranı çarpıtmıştı. Üstelik bunu sık sık yapıyorlardı da. Şöyle ki dindar kişiler, kutsal kitaplarının bilimsel verilerle uyuştuğunu söyleyerek çelişkiye de girerler. Eğer bunu iddia eden biri varsa, bilimin mutlak doğruyu bulmuşçasına mucize argümanını savunur. Eğer bilimle çelişen bir anektod görürse bilimin yanıldığını ve ilerde kutsal kitabın doğruluğunu göstereceğini savunacaktır.

MUTLAK MUCİZE ARGÜMANI


Argümantasyon haline getirecek olursak:

1- Kutsal kitap mutlak doğruyu, mutlak gerçeği bulduğunu savunur.
2- Bilim sürekli değişen, dinamik bir yapıdadırç
3- Kutsal kitaptan mucize bulduğunu iddia eden, bunu bilimsel verilere dayanarak iddia eder.
4- Bilim dinamik olduğundan yarınki bilgi bugünkü bilgiyi yanlışlayabilir (Bilim tarihinde sık sık yaşanmıştır)
5- Bilimin mutlak olmayan bilgisinden, mutlak olduğu iddia edilen bilgiye kılıf bulunamaz. Zira bu bilgiler yanlışlanırsa kendilerini zora sokmuş olurlar.
6- Dolayısıyla bilimsel verilerden mucize üretmeye çalışmak hatalı bir davranıştır.

Sonuç olarak bir kişi, eğer dininde mucize olduğunu iddia ediyorsa ve bunu yarın değişebilecek, daha farklı yorumlanabilecek bulgular üzerine yapıyorsa ;mutlak bilgi ile değişebilir bilgiyi bir arada kullandığından, daha doğrusu mutlak bilgiyi değişebilir bilgiden kanıtlamaya çalıştığından çelişkiye düşer.


Ekler


Yazı, yanlış anlaşılacak ve "Her yolu denedin, denediklerin olmayınca bilimin değişkendliğine sığındın bakıyorum. Kuranda bilimin yazdığını değiştiremeyince, bilimi değiştirmeye çalışıyorsun. Bunlar son çırpınışların." gibi yorumlarla karşılaşacağımı bildiğimden birkaç satır eklemek istiyorum. Mutlak mucize argümanı "Çıkmazda olan bir ateistin çırpınışları" değildir. Baştan sona, dindarların, dinlerine bilimsel kılıf uydururken girdikleri çelişkinin gözlemidir.

Mesela Kuranın ayetlerine dayanarak "Büyük Çöküş Teorisi"nin kuranda yazdığını savunan müslüman siteler vardı. Fakat artık Büyük Çöküş Teorisi yanlışlandı. Evrenin daha hızlı genişlediği ve bu sebeple tekrar çökmeyeceği anlaşıldı. Teori yanlışlanana kadar, büyük bir bilimsel mucize olarak sunulurken, aynı ayetler teori yanlışlandıktan sonra farklı şekillerde yorumlanmaya başlandı ve kişiler inançlarını devam ettirdiler.

Kısaca bizler çırpınış içinde değiliz, aksine dindarlar daha sonra kendilerini zora sokmasın istiyoruz ve bu sebeple kutsal kitaplardan mucize çıkarmamalarını öneriyoruz. Zira "bilimsel mucize" olarak nitelendirdikleri bulgular gelecekte yanlışlanabilir.

Ardından Kuranda ne büyük patlamanın ne evrenin genişlediğinin ne de diğer olası bilimsel mucizelerin geçtiğini savunuyorum. Bunların yazmadığını savunduğum gibi, bu bulguların değişebileceğinden mutlak bir ideolojiye ayak olamayacağını savunuyorum. Anlayacağınız "Son çare olarak bilimi değiştirmek" değil benim yaptığım. Yeri geldiğinde yazıyor sanılan mucizelerin aslında yanlış yorumlandığını göstermeye çalışırım elbette. Fakat yazıda konu bütünlüğü olsun diye bunlara değinmedim.

Gelen genel eleştirilerde ise "Büyük patlama çok sayıda veriyle desteklenmiştir ve bir sürü soruna cevap vermiştir. Bu sebeple değişemez." gibi argümanlar yer alıyor. Elbette günümüzde genel kabul gören teoriler bir çok sorunu çözüyor. Bu sebeple hala kullanılıyor zaten. Bir bilimsel teori düşünün ki hiçbir bilimsel soruna cevap vermesin, hiçbir bulgu ile desteklenmesin... Düşünemezsiniz. Çünkü düşündüğünüz şey teori olmaktan çıkmıştır. Yani elbette günümüzde kabul edilen teoriler belli sorulara cevap verecek ve belli bulgularla desteklenecektir. Fakat bu o teorileri ölümsüz yapmaz. Şu an kabul edilmeyen çok sayıda teori zamane bulguları ile destekleniyordu, bir çok soruna cevap veriyordu ama yanlışlığı gösterildi.

Mesela en klas örnek olarak yer çekimini düşünün. Zamanında bir çok sorunu çözüyordu. Çok sayıda veriyle desteklenmişti. Öyle ki çağdaşındaki fizikçilerin çoğu doğruluğuna şüphe duymuyordu. Daha sonra Einstein adlı memur, masa başında çalışırken, bir takım denklem keşfetti ve Newton'un yanıldığını göstermiş oldu. Zamanında çok fazla sayıda sorunu çözen yerçekimi kuramı İzafiyet Kuramı ile değişmiş oldu.

Şu an Kuranda olduğu iddia edilen mucizevi bir çok anektodda da aslında bilimin değişebileceği savunulduğunda "İyi de bak bu bilimsel veri, şu şu bulgularla desteklenmiş" demenin bir anlamı yoktur. Elbette verilerle desteklenecek, bilimsel teori sonuçta. Fakat çok sayıda veri ile desteklenmiş olması onu mutlak doğru yapmaz değil mi? Şu ana kadar yapmadı...

Ve son olarak bu argümanın "bilimsel dindarlığın çelişkisini göstermek" için kurulduğunu söylemek isterim. Bu argüman tek başına dini yanlışlamaya yetmez, sadece bir cevap ve öneri niteiğindedir. Kısaca bu argüman, dindarların teorik bilimi kullanarak dinlerini doğrulamaya çalışmamalarını öneren bir yazıdır. Çünkü bunu yapınca çelişkiye düşerler. Ayrıca her ne kadar argüman çelişkiyi gösteriyor olsa da her iddia eleştirilip irdelenmelidir. Ve ya "yanlışlanamayacak kadar çok veriyle desteklenen bilimsel bulgular" bu argüman dahiline girmez. Kuranda iddia edilen matematiksel mucizeler de ayrıca irdelenmeye açılması gereken ve bu argüman dahiline girmeyen iddialardır.


Bahsi geçen bilimsel dindarlığın temellerini anlattığım yazım:
http://alfa-sorgulama.blogspot.com/2013/04/bilimsel-dindarlk_22.html

Bahsi geçen evrenin genişlemesine karşılık yeni teorinin kaynağı:

19 yorum:

  1. bilim nasıl değişiyor anlamadım bilim kesin kanıtlanmış değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilim asla kesin sonuçlara varmaz, sadece neredeyse kesin sonuçlara varır.

      Misal Einstein çıkana kadar Newton'un yer çekimi teorisi doğru sanılıyordu fakat Einsten çıkıp Newton'un yanıldığını gösterdi. Gelecekte de Einstein'ın yanıldığı gösterilecek.

      Bilim bize bulgular sunar ve onları değerlendirir. Bilimde kesine ulaşma, mutlağa ulaşma yoktur.İşlevsel bir bilim insanı da kesin doğruyu bulduğunu iddia etmez

      Sil
    2. Dünyanın yuvarlak olduğu kesin değilmidir

      Sil
    3. Yuvarlak derken geoit

      Sil
  2. O zaman Omer Celakil'in Matematikle ortaya koydugu "Mucizeler" gercekten dogru yol eger kutsal kitapta mucize ariyorsak. Zira Matematiksel dogrular hic bir zaman yanlislanamazlar, her zaman kesindirler.

    Saygilarimla,
    Ahmet Curuk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazı genel anlamda teorik fiziğin ve genel anlamda teorik bilimin bulgualrına dayanarak kurulan mucize iddialarına cevap olarak yazıldı. Ömer Çelakılın matematiksel iddiaları, bilimin neredeyse kesin olarak sunduğu bulgular ayrıca irdelenmelidir. Nitekim sayısal mucizelerden tutun diğer mucizelere kadar hepsi safsatadır

      Sil
  3. adamım atmosfer 5 ANA katmandan olmak üzere 7 katmandan oluşuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedense türkçe vikipedide 7 yazarken ingilizcede 5 katman yazıyor:
      http://en.wikipedia.org/wiki/Kármán_line

      Acaba bizim türklerin gereksiz çarpıtmaları olmasın bu da?

      Diğer "bilimsel" sitelere de bakalım:

      ABD Ulusal Hava Servisi

      http://www.srh.noaa.gov/srh/jetstream/atmos/layers.htm

      Batı üniversiteleri de genellikle 5 katmanı kabul eder. Örn: Michigan Üniversitesi Atmosfer araştırma web sitesi (The University of Michigan UCAR, University Corporation for Atmospheric Research):

      http://www.windows2universe.org/earth/Atmosphere/layers.html

      Berkeley Üniversitesi:

      http://ds9.ssl.berkeley.edu/lws_gems/3/graph_1.htm

      yrıntıya girip bu ikisini de alacaksan diğer katmanları da almalısın. Örneğin Ana Brittanica Ansiklopedisi, “atmosfer” maddesini el aldığı bölümde onu şu bölümlere ayırır :

      1. Troposfer
      2. Tropopoz
      3. Stratosfer
      4. Stratopoz
      5. Mezosfer
      6. Mezopoz
      7. Termosfer
      8. İyonosfer
      9. Homosfer
      10. Heterosfer
      11. Egzosfer

      Gene nefes almamız için gereken katmanları ayıracak olursak atmosfer şu bölümlerden meydana gelir :

      1 – Troposfer
      2 – Stratosfer
      3 – Mesosfer
      4 – Thermosfer
      5 – Exospfer
      6 – Tropopause
      7 – Stratopause
      8 – Mesopause
      9 – Exobase
      10 – Ionospfer
      11 – Exosfer
      12 – Magnetosfer
      13 – Ozon tabakası
      14 – Üst Atmosfer
      15 – Van Allen radyasyon kemeri

      Günümüz bilm dünyasında genellikle 5 katman modeli kabul edilir. Eğer sen bilimi çarpıtıp 6. ve 7. katmanalrı ekleyeceksen diğer bu katmanları da eklemek zorundasın.

      Tüm bu savunmalar Kuran’dan ve Muhammed’den çok önceki medeniyetler tarafından da araştırılmaya, irdelenmeye çalışılmıştır. Sümerlerde ve eski Mısır’da da bu konuda başarılı araştırmalar olmasına rağmen günümüz bilminin kabul ettiğine en yakın araştırmayı eski Hindistan’da yaşamış bilimci Vimana Shastra yapmıştır.

      Hem de Kuran’dan yaklaşık 1100 yıl kadar önce.
      bkz. http://www.bibliotecapleyades.net/vimanas/vimanas09.htm

      Vimana Shastra çeşitli unsurları dikkate alarak farklı farklı sınıflandırmalar yapmıştır. Ancak bunlar arasında en göze çarpanı Avarthascha olarak adlandırdığı 5 katmanlı olandır. Kuran’dan yaklaşık 1100 yıl önce yapılan bu katmanlama sistemi hava yoğunluğunu esas belirleyici kabul etmesi bakımından günümüz havacılığında da aynen kabul edilen (her pilotun bilmesi gereken) sistemdir ve katmanları şöyledir:

      1. Rekha patha – Shaktyavarta
      2. Mandal – Vatavarta
      3. Kaksha – Kiranavarta
      4. Shaktipatha –Shaityavarta
      5. Kendramandal – Gharshanavarta

      Ayrıca bir çok efsanede de bahsi geçen bir anlatımdır:
      http://tr.wikipedia.org/wiki/Gök_katları

      Sil
    2. Bir atmosfer bilimcisi olarak kısa bir açıklama yapayım. Atmosferin "katmanları" dediğimiz şey, amacımıza yönelik belirlediğimiz tabakalardır. Sıcaklığın yükseklikle değişimini baz alırsanız, troposfer, stratosfer, mezosfer, termosferden bahsedebilrsiniz, exosferi de bunlara eklerseniz beş olur. Bahsi geçen tropopoz, stratopoz vb ("pause" ile bitenler) katman değil, seviyedir, basitçe bir katmanın tavanı diğerinin tabanıdır diyebiliriz. Tabii bunları apartman katları gibi düşünmeyiniz, atmosfer son derece dinamik ve karmaşık bir yapıdadır, bu seviyeler de fazlasıyla değişkendir. İyonosfer dediğimiz termosfer içerisindeki bir tabakadır, uzay havası alanına girer. Kimyasal açıdan incelediğinizde homosfer, heterosferden bahsedersiniz. Özetle bunların hepsi bir arada elma armut gibi sayılmaz, 5 ya da 7 olmasının da hiç bir önemi yoktur.

      Sil
    3. Kurandaki 7 gök meselesini atmosferin katmanlarıyla açıklamaya çalışmak sahaya 2-0 yenik çıkmaktan başka bir şey değildir. Atmosfer gök yada gökler değildir. Atmosfer Gökyüzünde nokta kadar yer kaplayan ve dünyamızı çevreleyen gazlar karışımıdır. Gök yada gökler çok daha farklı ve karmaşık bir yapıdır. Kurandaki 7 gök meselesinin bilimde bir karlığı yoktur.

      Sil
    4. ah be alfa şu vikipedia yı kaynak göstermeyi bırak artık hepimiz biliyoruz bu sitenin çalışma kurallarını ayrıca bak anonim kardeşim atmosfer bilimci olduğunu söyleyip işin doğrusunun farklı olduğunu anlatmış sana

      Sil
  4. kapatan 4 te yazdığın madde bugünkü bilgi yarın ki bilgiyi yanlışlayabilir. yarın ki bilgi bugünkü bilgiyi yanlışlayabilir... ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, yazıyı güncelleyince düzelteceğim

      Sil
    2. bide burayı yeni keşfettim yazılarn gerçktn çok ilgi çekici ben bi deistim kafamdaki bi çok sorunun cevap bulmasına yardmcı oldn çok tşkr :)

      Sil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. kıssadan hisse: bilim değişebilir mutlak bilgi değişmez mümin bilimi desteklerse ve desteklediği şey yanlışlanırsa çelişkiye düşer

    YanıtlaSil
  7. kurandaki mucizelerle bilimi dine uydurmanın mantığını anlamış değilim ömer çelakılı takip etmiyorum ama kıssadan hisse bu argümanla evrim teoriside yanlışlanabilir mi o halde evrimin doğruluğunu da kanıtlamaya çalışmayın bilmem kaç yıl sonra değişecekse siz o dönem için neyi planlıyorsunuz neye sığınacaksınız mesela?

    YanıtlaSil
  8. Tanrısız Deist3 Şubat 2014 11:55

    Alfa, 7 kat gök olayını herkes yanlış anlamış sanırım. Yine ayette der ki "Göğün en alt katına kandiller(yıldızlar) yerleştirdik." Atmosferde yıldız olacak değil. Gökyüzünün düz sanılmasından ibaret bir yanılgı bu. Bir ayette de; "O gün, gökyüzü bir kağıt parçası gibi katlanacak(dürülecek" der.
    Zaten bu ayetle 'Büyük Çöküş Teorisi'nin Kuranda yazdığını savundular.

    YanıtlaSil
  9. 1.bilim hakkında her an değişecek bir kaide varsa eğer musannif; evrimle ilgili tüm bilimsel açıklamalarını kendisi çürütmüş yahut yanlış olabileceğini söylemiştir..
    2.bilimin bir tezi kanıtlama yollarını bize açıklamadan inananç konusuna dahil etmek de akılsızlık olmalı.
    3.Heidelberg Üniversite'sindeki Christof Wetterich isimli fizikçi evrimin kütlesinin ağırlaştığı genişlemediği konusunda yanılıyor olabilir çünkü BİLİM DEĞİŞİYOR DEMİŞSİNİZ , 20 YIL SONRA TEKRARDAN BU SEFER GENİŞLEDİĞİ ISPATLANABİLİR,
    4, yazdıklarınızı doğrulayıcı kaynak göstermiyorsunuz.ç

    YanıtlaSil