Çoğu
zaman tartışmalarda, kutsal kitaplardaki çelişkiyi gidermek için
ortaya sunulan cevaplardan biri de "O aslında Arapçada/Hintçede//Aramicede/İbranicede öyle değil, X in anlamı
Y olarak da kullanılabilir dolayısıyla bahsettiğin şeyde bir
yanlışlık yok. Kutsal kitap tanrı tarafından inmiştir, gördün
mü bir kez daha kanıtladım." gibi bir cevaptır.
Buna
dair bir örnek vermek gerekirse:
Araf
11: Andolsun sizi yarattık, sonra
size şekil verdik, sonra da meleklere, Âdem’e secde edin! diye
emrettik. İblis’in dışındakiler secde ettiler. O secde
edenlerden olmadı.
KEHF
50 : ...İblis cinlerdendi...
Bunu
Türkçe'den okuyan kişi çelişki kabul edecektir. Gerçekten de
kim okursa okusun Türkçeye çevrildiği vakit yanlış anlama
olacaktır. Fakat bunu bir müslümana sunduğunuz vakit buna benzer
bir cevap alırsınız:
"Arapça
bilmediğin için bunu çelişki sanıyorsun oysa
Arapçada ''tağlib sanatı'' diye bir kural var. Bu sanata göre
çoğunluğa hitap edilir. Mesela bir sınıfta yüz öğrenci varsa
ve bu yüz öğrencinin arasında yalnızca bir tane kız varsa,
öğretmen bütün erkekler ayağa kalsın dediğinde arapçadaki bu
kurala göre o tek kızı ayrı belirtmek zorunda kalınmıyor. yani
bütün erkekler dediğin zaman bu sanata göre o bir kızı da
kapsıyor. Doalyısıyla sen bunu çelişki sansan da aslında bu
çelişki değil."
Görünüşte
oldukça masum duran bu cevap aslında derince incelendiğinde çok
büyük bir problem ortaya çıkarır. Mesela her şeye gücü yeten
Tanrı bunu benim de anlayacağım şekilde indirmeyi düşünememiş
mi? Yoksa sadece arapça(kutsal kitabın diline bağlı olarak
İbrenice/Aramice vs.) bilenler için mi indirmiştir bu kitabı?
Tabi sorun sadece bu değil. Bu şekilde bir çok farkı dile
çevrilirken kutsal kitaplarda bozulmalar yaşanabilir, ifade
bütünlüğü olmayabilir, aslında olmayan çelişkiler ortaya
çıkabilir.
Bundan
sonra yazacağım öncüllere dikkat etmeli iyice kavramalısınız.
Masum görünen bu cevap aslında derin bir çelişkiyi daha ortaya
çıkaracaktır. Ve öncüllere geçmeden önce belirtmek gerekir ki
bu iddia(o aslında öyle değil düşüncesi) yine kutsal
kitaplardaki tüm çelişkileri kapatamaz. Örneğin bir çok
neshedilen ayet vardır ve bu islam alimlerince de kabul edilmiştir.
Dolayısıyla "Arapçada öyle değil" argümanı sunulsa
da tüm çelişkiler giderilemez ve bunun için neshedilme
açıklamasına gidilir. Şimdi ise konumuza dönelim:
Kusursuz
Lisan Argümanı
1-Tanrı
varsa her şeye gücü yetendir(tanım gereği).
2-
Kutsal kitaplarda bahsi geçen Tanrı anlaşılmak/bilinmek
istemektedir.
3-
Bu sebeple kutsal kitapları indirmiştir.
4-
Tanrı sadece bir dönemde, bir dil üzerinde ve ya bir mekanda
anlaşılacak bir kitap gönderdiyse bu onun anlaşılmak istemediği
anlamına gelir.
5-
O halde anlaşılmak istenen Tanrı her dilde, dönemde ve mekanda
tek bir anlam çıkarılacak bir kitap göndermiş olmalıdır.
6-
Aynı şekilde Tanrının gönderdiği kitap gönderdiği kitap o
kadar mucizevi olmalıdır ki hangi dile çevrilirse çevrilirsin,
kim tarafından okunursa okunsun tek bir anlam içermeli, her okuyan
aynı anlamı çıkarmalı ve çelişki içermemelidir (4. maddeden)
7-
Fakat Tanrıdan gönderildiği iddia edilen kitaplar farklı
dönemlerde okunduğunda ve ya farklı dillere çevrildiğinde tek
bir anlam çıkarmaz(yukarıda örneği verildi), ifade bütünlüğü
olmaz, kimi zaman olmayan çelişkilerin görülmesine yol açar.
8-
Bu durumda iki ihtimal doğar:
8.1:
Ya tanrının her dönemde, her mekanda okununca, hangi dillere
çevrilirse çevrilsin çelişki içermeyen bir kitap göndermeye
gücü yetmez.
8.2:
Ya da Tanrının buna gücü yeter ama yapmamıştır
9:
Eğer 8.1 doğruysa bu 1. madde ile ve kutsal kitaplarda anlatılan
'her şeye gücü yeten güç' tanımıyla çelişir.
10:
Eğer 8.2 doğruysa kutsal kitapların hiç biri Tanrı yazımı
değildir
11:
Dolayısıyla hiçbir din gerçek olamaz.
Umarım
yazım yararlı olmuştur...
Yaratıcının varlığı zaten çürütülmüş durumda. Eğer tanrı "Yaratıcı" Var olsaydı herşeye gücü yettiği için geçmişi şu an ki anı ve geleceği aynı anda yaşayacağı için "ki kudreti gücü her şeye yeten doğmamış yaratılmamış zamana ve mekana bağlı olmayan olarak tabir edilir" şu an bu yazıları yazmayacak bunu tartışmayacaktık.
YanıtlaSilZaman mekandan soyut Yaratıcı İnsanların yazım hatalarını anlam karmaşasını bile gelecekte sorunlar yaşatacağını görecek ve geçmişte bunu düzeltecekti yani onun için yanlış yada anlaşılmaz bir kitap gönderme gibi bir hata olmayacaktı. Onun için bu yazım farklılıkları anlam farklılıkları gibi tezleri savunanlar önce tanrılarının gücünü bir sorgulasınlar.
Bir yaratıcı düşünün ki basit insan mantığının bile idrak ettiği konuları düşünemesin. Bunun içindir ki tanrı kavramı baştan çürümüştür.
Barış A.K.
Bu yazı anlayan biri için çok yararlı bir sorgulama eşiği. Emeğin ve o sorgulayan beynin için teşekkürler...
From: Haluk RAHVANCI
YanıtlaSilTANRI'dan MEKTUP
DİYELİMKİ BEN HİÇ BİR ZAMAN VAR OLMADIM
VE
BENİ DİNLERSENİZ GİDİN ADAM GİBİ YAŞAMAYA BAKIN
BENİM ADIMA ELÇİ VE VEKİL YARATIP BİRBİRİNİZİ KANDIRIYORSUNUZ, ONU ANLADIK DA, PEKİ BENİM ADIMI NİYE ORTAYA ATIP KULLANIYORSUNUZ??
EĞER BEN ALLAH İSEM NİYE MUSA'yı GÖNDEREREK CUMARTESİYİ, İSA'yı GÖNDEREREK PAZAR GÜNÜNÜ, VE MUHAMMED İLE CUMA GÜNÜNÜ TATİL YAPAYIM??!!!
NİYE İSA'nın MÜRİTLERİ KİLİSEDE ŞARABI RAHAT
İÇEBİLİRKEN DİĞERLERİ İÇTİĞİNDE KIRBAÇ YEMEK ZORUNDA KALIYOR??!!
NİYE BİRİSİNİ KARA ÇARŞAFA SARMAM GEREKİRKEN DİĞERİNİ ÜSTSÜZ GEZMESİNE MÜSAADE EDEYİM?
BİRİSİ İMAMI İLE DİĞERİ PEYGAMBERİ İLE
BİR BAŞKASI HAYALLERİ İLE MUTLU OLSUN AMA SONUNDA NEDEN BİRİSİ HATEM DİĞERİ MATEM OLSUN??..
EĞER Kİ BEN VAR İSEM VE DİNLERİN ANLATTIĞI GİBİ BU DENLİ SEVGİ DOLU İSEM;
TARİHTEKİ EN KANLI SAVAŞLAR,
DİNİ VECİBELERİN YERİNE GELMEMESİ SONUCU MEYDANA GELEN KATLİAMLAR NEDEN HEP DİN ADINA GERÇEKLEŞTİ????!!!
HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ ÖLENLER CENNET'te MİDİR YOKSA CEHENNEM'de Mİ????
VEYA DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ MUSA, İSA VE MUAHAMMED ÖNCESİNDE DOĞAN VE ÖLENLERİN HESABINA NASIL BAKILACAK??
DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ BEN BÖYLE BİR ALLAH OLSAYDIM; NİYE O ZAMAN BİR ÇOK YAMUK İNSANIN BENİM ADIMA ALLAHLIK YAPMASINA VE YERYÜZÜNÜ CEHENNEME ÇEVİRMESİNE MÜSAADE EDİYORUM??
İBADETE MUHTAÇ OLAN BİR ALLAH. EMİRLERİNDEN VAZGEÇENLERİ GADDARCA CEHENNEME GÖNDERECEĞİNE YEMİN EDEN BİR ALLAH.
YERYÜZÜNÜ BİR DENEY ORTAMI VE İNSANLARI
DENEY FARESİ GİBİ GÖREN VE YERYÜZÜNDE YASAKLADIĞI HER ŞEYİ (ŞARAP, ZİNA VB...) CENNET İÇİN VAAT EDEN BİR ALLAH...
EMİN OLUN Kİ O BEN DEĞİLİM VE OLAMAM
ARKADAŞ AYAK AYAK ÜSTÜNE ATIYORSUN VE BEKLİYORSUN Kİ FALAN VEYA FİLAN ERMİŞ GELECEK SENİ İHYA EDECEK ÖYLE Mİ? MADEM ONU BEKLİYORSUN BUGÜNDEN İTİBAREN CENNETİN KAPISINI MÜHÜRLÜYORUM VE KİMSEYİ SOKMAYACAĞIM ANLAŞILDI MI?
HEPİNİZİN BEYNİNDE BİR KAÇ MİLYAR GRİ HÜCRE VARDIR BOZULMASINLAR VEYA TOZLANMASINLAR DİYE ASIL ONLARI ÇALIŞTIRIN...
DÜNYANIN İÇİNE EDER, DÖNÜP "ALLAH'ın TAKDİRİ" DERSİNİZ.
HİÇ Mİ AKLINIZA GELMİYOR MU? EN AZINDAN BİR GOOGLE MÜDÜRÜ KADAR BECERİ SAHİBİ DEĞİL MİYİM Kİ HEM ÜRETİCİLER HEM TÜKETİCİLER MEMNUN OLSUNLAR???
SİZ BİR KEZ GOOGLE İÇİN SIGN-IN YAPINCA UZUN BİR SÜRE O BAĞLANTIYI KOPARMADAN GÖTÜREBİLİYORSUNUZ.
PEKİ HER GÜN BENİM İÇİN 5 DEFA SIGN-IN YAPMANIZA NE GEREK VAR. GÖNÜLDEN BENİMLE İSENİZ YETERLİ, BİR ÖMÜR O BAĞLANTI İLE DEVAM EDEBİLİRİZ.
DUALARINIZA GELİNCE EMİN OLUN ONLARIN %99.99 SPAM OLARAK KALIYOR
VE
HİÇ MAIL BOX'ıma YANSIMIYOR.
BEN SİZE DÜŞÜNÜN DİYE AKIL VERDİM
HAREKETE GEÇİN DİYE EL VERDİM
YÜRÜSENİZ DİYE AYAK VERDİM
GÖZ KULAK, AĞIZ VE DİĞERLERİ
SİZ KARAR VERESİNİZ, UYGULAMAYA KOYASINIZ DİYE BUNLAR VERİLDİ. YOKSA VERMEYİP DUALARLA, MUSKALARLA, KENDİ KANUNLARIM LA SİZİN YERİNİZE KARAR VERİP UYGULAMAYA KOYARDIM.
SİZ BENİM HER DİNİ YARATIRKEN BİRİSİ VEYA BİRİLERİNİN HUYUNA VE ZEVKİNE GÖRE VE ARALARINDA BU DENLİ FARKLILIKLAR BULUNABİLECEK KADAR KARARSIZ VE DENGESİZ OLDUĞUMU NASIL DÜŞÜNÜRSÜNÜZ? VEYA HER YENİ DİN İLE BİRLİKTE TEMELDEN HER ŞEYİ BAŞTAN DEĞİŞTİRMEMİ NASIL BEKLERSİNİZ????!!
BİRAZ AKLINIZI KULLANMANIZI TAVSİYE EDERİM
AKIL, AKIL, AKIL
AKIL, AKIL, AKIL
AKIL, AKIL, AKIL
AKIL, AKIL, AKIL
17-08-2011 alıntıdır
Arapçadaki dil kurallarına göre Kur'an da çelişki bulamadınız. Yani çelişki Türkçeye göre var, bunu kabul ediyorsunuz. Artık daha farklı ve zorlama çıkarımlara yöneldiniz.
YanıtlaSilYaratıcının hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Her şeye gücü yeter demek yaratıcının sorunsuz bir evren yaratmaya ihtiyacı olduğu anlamına gelmez.
İhtiyacı yoktur demedim, istemektedir dedim ama aynı kapıya çıkıyor gerçi... Ki her iki durumda da tanrının mükemmeliyet kavramı ile çelişki var. bunu sonraki yazılarında irdeliycem zaten: http://dinsizkisi.wordpress.com/2013/07/18/mukemmellik-v-yaraticilik/
SilArapçada şekilde okunduğunda da ve bilimsel bulgularla karşılaştırıldığında da çelişki bulunur. Bulunmadığını iddia etmedim. yazıyı dikkatli okumamışsın:
"Ve öncüllere geçmeden önce belirtmek gerekir ki bu iddia(o aslında öyle değil düşüncesi) yine kutsal kitaplardaki tüm çelişkileri kapatamaz. Örneğin bir çok neshedilen ayet vardır ve bu islam alimlerince de kabul edilmiştir. Dolayısıyla "Arapçada öyle değil" argümanı sunulsa da tüm çelişkiler giderilemez ve bunun için neshedilme açıklamasına gidilir. Şimdi ise konumuza dönelim:"
bu paragraftan ne anladığını merak ediyorum...
Siz diyorsunuz ki ' Tanrı madem kusursuz bir kitap gönderiyor. O zaman bu kusursuzluk niçin bütün dillere yansımıyor? Anlaşılmak istenen Tanrı her dilde, dönemde ve mekanda tek bir anlam çıkarılacak bir kitap göndermiş olmalıdır.' buna göre Kur'an'ın anlaşılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü Kur'an herkes tarafından anlaşılabilecek bir kitaptır. 'Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik. Yusuf 2 ' Yani aslında bizden istenen de Kur'an'ı o şekilde anlamamızdır.
Sil'Aslında öyle değil iddiası tüm çelişkileri kapatmaz iddiası' doğrudur. Ancak
Kur'an'da bir çelişki yok. Sizin çelişki olarak gördüğünüz şeylerin hepsinin cevabı verilebiliyor.
'Tanrının gönderdiği kitap gönderdiği kitap o kadar mucizevi olmalıdır ki hangi dile çevrilirse çevrilirsin, kim tarafından okunursa okunsun tek bir anlam içermeli, her okuyan aynı anlamı çıkarmalı ve çelişki içermemelidir ' İfadesini kullanmışsınız. Yine aynı şekilde Kur'an'dan zaten tek bir anlam çıkıyor. Farklı dillerde farklı anlamlar çıkıyor olsa da bu bilindiği gibi bu Arapçadan kaynaklanan bir sorun. Şimdi diyeceksiniz ki 'Ben Kusursuz Lisan Argümanı başlığı altında bir yazı yazdım ve sen hâlâ Arapçadan kaynaklanan bir sorun diyorsun' Yazıda belirttiğiniz gibi 'herkes tarafından anlaşılabilir bir kitap' zaten var. Yani diğer dillerden kaynaklanan sorunlar aslında sorun değil .Ayrıca cümlelerinizde kullandığınız -melidir veya olmalı şeklindeki ifadeler tamamen yanlış. Çünkü tekrar belirtiyorum. Yaratıcının hiç bir şeye ihtiyacı yoktur ve böyle bir zorunluluğu da yoktur. Gönderdiğiniz yazıya göre ihtiyaçları olamaz doğrudur ama istekleri olamaz yanlıştır. Her şeyin yaratıcısı olan bir varlık 'şunu yapmalısın veya yapmamalısın' demişse bunun nesi yanlış olabilir. Ben bir ev istiyorum desem ama benim zaten bir evim olsa bu istek aynı zamanda bir ihtiyaç mıdır?
İslam inancına göre Allah her şeyi ezelden beri bilip taktir buyurur. Sen bir iyilik yapmayı planlıyor ve bunu uyguluyorsan bunu Allah önceden biliyor ve daha sonra bir iyilik yaratıyor. Sen de bu iyiliği gerçekleştiren bir aracı oluyorsun. Yani her şeyi kafasına göre yaratan ve her şeyden sorumlu olan bir tanrı anlayışı İslam'da yok. Her şeyi önceden bildiği ve bütün bu olanlara izin verdiği için istek bir kusur olamaz. İstek denilen şey bir izin belgesidir.
Şu da var. Her dilde anlaşılabilecek kadar mükemmel bir kitap olsaydı bir sınav dünyasında olamazdık. Siz kusurların aslında Arapçadan kaynaklanabileceğini bildiğiniz halde bunu eleştirip kabul etmiyorsunuz. Bu da sizin sınanmanızdır mesela. Bir yaratıcının var olduğunu anlayıp onu kabul etmek zor değildir. Sizi Hak yol olan İslam'a davet ediyorum.
Öncelikle bizden istenen kuranı arapça anlamamızdır diyerek zaten "her dönemde herkes tarafından anlaşılmak istenen tanrı modeli" ile çelişiyorsun. Eğer arapça anlamamızı istiyorsa ve herkes tarafından anlaşılmak istiyorsa ya tek dil arapça olmalıdır ya da ancak herkes arapça bilirse anlayabilir olmalıdır. Oysa Tek dil arapça olmadığına göre herkesten arapça öğrenmesini istiyorsun. Aynı şekilde dünya üzerindeki tüm dinlerin/dini kitapların dillerini öğrenmemiz gerekir. Belki de bzden istenen Hintçe bilmemizdir. Bu durumda doğru dini bulabilmemiz için tüm dlleri öğrenmemiz gerekir fakat bizi sınava sokan tanrı bunu yapmamız için yeterli süre vermemektedir. Ki benim kurduğum argüman da tüm herkesin kendi dilinde anlayabileceği kadar kusursuz bir kitap olması gerektiğidir. Sen bu kadar kusursuz olamdığını kabul ediyorsun. O halde her dönemde/mekanda/dilde anlaşılmak istemeyen bir tanrı modeli karşımızdadır zaten.
SilSizin çelişki olarak gördüğünüz şeylerin cevabı veriliyor diyorsun fakat neshedilen ayetler islam alimlerince de kabul edilmiştir. Kuranda çelişki vardır ve bunu gören alimler "tanrı karar değiştirmiş" görüşüne sığınırlar. Bu ise ne derece kabul edilebilir bir cevap?
Bu arapçadan kaynaklanan bir sorun demişsiniz. Peki tanrının kendi kitap gönderdiğinde sorun çıkarmayacak kadar kusursuz bir şekilde gelişen dil yaratmaya gücü yetmiyor mu? Tanrının bu şekilde bile olsa herkes tarafından(herkes tarafından sözcüğünün anlamı yukarda 4. ve 5. maddede açıklandı)anlaşılabilecek bir kitap gödndermeye gücü yetmiyor mu? Bu sorunların aşılabildiği bir kitap göndermeye gücü yetmiyor mu? 1. madde ile çelişiyorsun
Ve herkes tarafından anlaşılabilir bir kitap var diyorsun fakat bu sadece herkes arapça bildiğinde geçerli, bunu es geçiyorsun. Ayrıca sadece arapça bilmek de yetmez. 1400 yıl öncek arapçayı da bilmek gerekir. Yani kuran sadece ilkel arapçayı bilenler tarafından anlaşılabilir ki bu da herkes tarafından anlaşılabilir tanımıyla çelişir.
Sınav dünyasının bir anlamı olmazdı diyorsun. O halde o kadar mucizevi olsun ki bu kitap, hem herkes tarafından anlaşılabilsin, hem de mucizevi olduğu anlaşılmasın. Tanrının bu paradoksu çözmeye gücü yeter sonuçta değil mi? Ayrıca Kuranın edebi bir şaheser olduğunu, kimse tarafından benzerinin yazılamayacak kadar mucizevi olduğunu savunan sizler konu herkes tarafıdnan anlaşılabilirlik olduğunda sınavın anlamı kalmazdı diyorsunuz.
Ayrıca "Arapçadan kaynaklanabildiğini bildiğiniz halde.." demişsiniz. Az önce dediğim gibi, tanrının arapçadan kaynaklanabiecek sorunları önceden bilmesi ve bunu engellemesi gerektiği üzerine yazılmış bir yazıda bunu savunmanız oldukça gülünç olmuş
Sayın Anonymous,
SilTanrı'nın ve dinin varlığı üzerine yazılmış bu materyal yazıyı, fenomena dünyasına çekip soyutlaştırarak bir nevi oksitlemeye çalışmışsınız. Peki, hangi insan hayatının en büyük sınavına girdiğinde akıl yürütme methodlarını kullanmak istemez? Sonuçta bu bir sınavsa ve başarı hedefleniyorsa insan elinden geldiğince aklını izlemek istemez mi? Belki de 'kendi sınavında' Alfa Centauri bu fenomen inancın materyal durumla çeliştiğini fark etti ve aklını bu yönde kullandı. Belki de sınavın çözümüne bu tezle yaklaşmaya çalıştı. Neden ortada 'bir' sınav olduğunu ve bunun 'bir' gidişatının olduğunu savunuyorsunuz? Günümüzde en tırt mevkilere gelmek için bile insanlar 'birden fazla' sınava tabii tutulurken, Tanrı'nın en yüksek mertebe için istediği şeyler neden 'bir' de kalıyor ve bu çözümü de aynı şekilde... Tanrı'nın en yüksek mertebesi standart bir dünya işlevi-işlerinden daha mı değersiz ya da Tanrı en komplike olması gereken yer de en basiti mi oynuyor? Basitlik Tanrı'nın yoluna çıkarıyorsa neden 'bir' çözüm yolunuz bu kadar komplike? Sadece merakımdan soruyorum, sınav dediğiniz şeyin değerlendiricisi sizmiş gibi bir kişiyi nasıl manipüle etmeye çalışıp, ona (belki de küstahça) tek yolun olduğunu söyleyip bunu da 'Sizi Hak yol olan İslam'a davet ediyorum.' cümlesi ile perçinliyorsunuz?
Çevirileri yaratıcı mı yapıyor? Kader anlayışına göre yaptıklarımızdan kendimiz sorumluyuz. Size göre ise çevirilerden dolayı yaratıcı sorumlu. Çürük bir düşünce.
YanıtlaSilTam da bu düşünceyi ele alan bir yazıdan sonra bu iddiayı hala sunmam ne kadar abes... Yukardaki önermeler zaten senin kurduğun düşünce üzerine kurulu. Bu sebeple tekrar cevap verme gibi bir zahmete girmeyecem.
SilArgumaniniz her ne kadar mantiksal bir cozumleme iceriyor olsa da; yaptiginiz kabuller ve cikarimlar aksiyomatik degil.
YanıtlaSil1. Tanri anlasilmak bilinmek istemektedir. (Bu anlasilabilir bir kabul)
2. Tanri'nin anlasilmak bilinmek istemesi, mukemmel ve kusursuz bir yapit gondermesini gerektirir (Bu ise cok da dogru olmak zorunda olmayan bir cikarim)
Elinizde Tanri'nin gondermis oldugu iddia edilen ve her anlamiyla mukemmel bir kitap oldugunu dusunelim. Bu durumda yapabileceginiz iki basit cikarim olabilir:
* Tanri gercekten vardir ve bu kitabi yazmistir.
veya
* Bu kitabi bir yazar yazmistir ama bunun Tanri olup olmadigina dair baska kanitlar gerekir zira bir yazita bakarak yazarini mutlak bir dogrulukta soylemek mumkun degildir.
Simdi de Tanri'nin gondermis oldugu iddia edilen ve hic de mukemmel olmayan bir kitaba bakalim. Yine ayni cikarimlar soz konusudur. Kitabin mukemmel olup olmamasi, yazarinin Tanri olup olmamasi arasinda hic bir baglanti kurmamakta.
Bir diger arguman olarak da, mukemmel bir Tanri'nin eseri de mukemmel olmalidir kabulu, mesela bu da gayet sakat bir kabul.
Mukemmel olmak -tartisilabilir olsa da- istendigi zaman mukemmel eserler ortaya cikarabilmeyi de gerektirir. Ancak bir kitabi mukemmel olarak yazabilecek kapasitede olmak, o kitabi mukemmel olarak yazmak zorunda olmak anlamina gelmemektedir.
Simdi 1. ve 2. cikarimlari gozden gecirecek olursak:
A- Tanri anlasilmak bilinmek istedigi icin bir kitap gondermis olabilir.
B- Ancak bu kitabi "tercih ederek" mukemmel yapmamistir ki, gercekten iman edenle etmeyenin farki ortaya cikabilsin.
Bana kalirsa benim A ve B argumanlarim en az sizin argumananlariniz kadar tutarli ve dogru.
Saygilarimla,
Ahmet Curuk
2. çıkarımı yapmış olsaydım, evet zorunlu olmayan bir çıkarım derdik. Fakat sizin çıkardığınız sonuçla benim vermek istediğim sonuç birebir uyuşmuyor. Mükemmel bir tanrı elbette mükemmel bir kitap göndermeyebilir. Fakat "herkes" tarafından anlaşılmak istenen bir tanrı herkesin "anlayamayacağı" bir kitap indirmiş olduğu takdirde 1. önerme ile çelişir. Yani gönderilen kitap mükemmel olmalıdır demiyorum, gönderilen kitap, herkes tarafından anlaşılabilecek kadar mükemmel olmalıdır diyorum.
SilEleştiriniz baştan sona mükemmellik üzerinde kurulmuş fakat benim önermelerim "anlaşılabilir derecede mükemmellik" iddiasında bulunuyor, mükemmellik değil. Ve kurduğum "anlaşılabilir derecede mükemmellik" iddiası argümanımın 2. maddesi doğru sayıldığı takdirde doğru olmak zorundadır aksi söz konusu olunca zaten "anlaşılmak istemek" çıkarımı ile çelişkiye girer.
Kısaca bahsettiğiniz "Mükemmel olmak mükemmel eserler ortaya koyma zorunluluğudur" görüşünün yanlış olduğunda hemfikiriz fakat ben yazıda zaten bunu savunmuyorum.
Saygılarımla...
alfa kuranda hep (BİZ) kavramı kullanılıor rıca etsem yardımcı olabilirmsn cevap yazarsan sewnrm
YanıtlaSileğer allah gerçekten anlaşılmak isteniyorsa örneğn şöyle bişey yapabilrdi:
YanıtlaSilherkesin kuranı anlaya bilmesi ve başka bir dile çevirme ihtiyacı olmaması için bir dil yaratsaydı ve bu dili konuşmayı ve yazmayı herkes doğuştan bilseydi ne güzel olurdu böylece hiç çelişkilerle falan uğraşmazdık herkes müslüman olurdu ve allah insanları imtihan edeceksede yaptıkları iyiliklerle bir sınava tabi tutardı herkes sınava eşit başlardı.tabi bu konuda... (not:bu diğer dinler içinde geçerli)
merhaba öncelikle yazılrınız çok iyi sitenizi sürekli okuyorum devamınında gelmesini bekliyorum sorgulamaya karşı olan halkımızı sorgulamaya başlamasını sağlıyorsunuz teşekür ederim bu konuda.
YanıtlaSilben yaklaşık 6 aydır sorguluyorum önceleri dindar biriyken şuan dindarlığımdan eser kalmadı ama bugünlerde bişey farkettim ateist forumlarda gördüğüm kadarıyla çoğu ateist kuranada bir çelişki buluyor ama onu tam olarak araştırmak yerine hemen çelişki kabul eddiyor.( örneğin tevbe 5 te kafirleri öldürün diyiyor ama bi üstteki ayette hattat aynı ayette anlıyoruzki bu yaptıkları anlaşma ile ilgili yani şuanki kafirleri öldürün diye bir anlam çıkmaz.) ama çoğu ateist yada deist farketmez hemen kuranda kafirleri öldürün diye bunu kabul ediyor.
bence herkes bu çelişkiler üzerince iyice durup cevabını bulmaya çalışmalı ha mantıklı bir cevabı yoksa çelişkili yada tutarsız kabul edebilir ben öyle yapıyorum. aksi taktirde zaten islamla ilgili yüzlerce sorumuz var bu soruların içinde boğuluruz ve inandığımız dini bilmediğimiz için ateist olmuş oluruz.neden diğier dinler değilde islamın soruları üzerinde durduğumun nedeninede tam olarak bilmiyorum aslında belkide eskiden yani 6 ay önce dine çok bağlı biri olmamdır bunun nedeni ya da diğer dinleri tam olrak bilmesemde islamın diğer dinler farklı olduğunu düşünmemedir belkide cehennemden korkuyorum. her neyse bu argüman üzerinde yaptığım araştırma donucu şu cevaba vardım:
1-Allah zaten kuranı çevirilerin başladığı bir dönemde indirmiştir.
2-Arapça bilmiyen ve kuran çevirilerine ulaşmayan kişiler zaten bulundukları konuma göre yargılanaclar.
3-şuanki çelişkiler içinse yüzlerce meal mevcut bu meallere internet üzerinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz.örneğin http://derindusun.com/kuranmealleri/ sitesinde yaklaşık 25 meal var burada çelişkili ya da tutarsız bulduğumuz çevirileri birbiriyle kıyaslaya biliriz ve ayrıca sözlükten yararlanıp kelimenin hangi anlamlara geldiğinide bakıp hangi çevirinin hatalı hangisinin doğru olduğunu anlayabiliriz.zaten kuranı anlamak için arapça bilmek gerekmiyor aklımızı kullanmamız yeterli (bkn: furkan 30 )
daha fazlası için:http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=7&ved=0CFYQFjAG&url=http%3A%2F%2Fdogrununpesinde.blogspot.com%2F2013%2F11%2Fateistlerin-kusursuz-lisan-argumanna.html&ei=-w3uUv3MMYb9ywOKzoCoCw&usg=AFQjCNGmH59Qfph5LQDoF9_f__wB-TPPQA&bvm=bv.60444564,d.bGQ
ayrıca http://www.youtube.com/watch?v=rWkbHOXhV5w linkteki videoyu izlemeni tavsiye ederim.
Çelişki var diyenler götünüzden çelişki uydurup insanların aklını bulandırmaya çalışmayın.Akıl var ise insan zaten düşünerek Allahını bulur.Siz kendi dersiniz yanında.
YanıtlaSilAlfa ve klasik indirgemeci yaklaşımları kendi tanımladığı tanrısı yok bende kabul ediyorım
YanıtlaSilYazı için çok teşekkür ederim ayrıca siteme ziyaretlerinizi bekliyorum http://islamguzelahlaktir.blogspot.com/
YanıtlaSil